Yaşadığımız bu kadar sıkıntı bir imtihanın sonucudur, rabbim imtihanımızı kolaylaştırsın. Bizleri yoktan var eden güç, bizlere tabloyu bu kadar net göstermesine rağmen yine de dünyevi özellikleri merkeze alıp onun etrafında kümeleşiyorsak demek ki daha da imtihanı anlamamışızdır.

Hepimiz, insani değerlerden insanlıktan bahsediyoruz fakat kendimizden başkasını düşünmüyoruz, anlamıyoruz, anlamak istemiyoruz. Yapıcılıktan çok yıkıcılık üzerine kurduğumuz felsefeyi daha da geliştirerek hâkim kılmak istiyoruz. Barıştan demokrasiden ilkelerden bahsedip çoğu zaman ilkesiz hareket ediyoruz.

Bütün olumsuzluklara rağmen yapıcı davranan güzel adımlar atan insanları görmemezlikten gelip sürekli bu türdeki insanları karalayarak iftira atarak ötekileştirerek ona hiçbir şeyi uygun görmemek tam anlamıyla haksızlıktan başka bir şey değildir. Demek ki bizim anlayışımız madden bize benzeyenlere kucak açmak, bu anlayışla hareket edenleri kendi soframıza oturtmak, pazarlığımızı kim ne kadar alır ben ne kadar kazançlı çıkarım anlayışı üzerinden geliştirmek.

Biz gelirsek ülkeye demokrasi getireceğiz şunu yapacağız bunu yapacağız diyenler felsefelerini değiştirdi. Kafalar diyanete küçük çocukların eğitim aldıkları okullara takılmaya başladı. Hani taş üstüne taş koyanın bir kıymeti bir değeri, hani farklı bakanlara saygı…

Gayri Müslimlere her türlü hoşgörüyü saygıyı gösterebilirken demiyorum gösterilmesin fakat kafayı bizim sıbyan okullarına takmak ne anlama geliyor. Demek ki senin benle mücadelen benim değerimle benim inancımla mücadele etmendir. Bu niyetini açıktan açığa dile getirmen beni kendime getirdi.

Yıllardır ne kadar masum düşünüyormuşum senden bir şeyler beklemem ne kadar garipmiş ben kurtla kuzuyu bir karede görmek isterken sen beni kuzu gördün keklik gördün. Bu saatten sonra daha fazla düşüneceğim, kolay lokma olmayacağım. Bu saatten sonra oyumun kıymetini, ailemin kıymetini, çocukların kıymetini ve kıymetli dostlarımın kıymetini bilmem gerekir. Neden?

Yaşanan bu depremde ayakta kalmak, nefes almak, nefes vermek bir şükür sebebidir. Dostlarımızın ekranın her karesinde yer alıp koşturması bir şükür vesilesidir. Bu inançlı insanların Allah’ın rızasını düşünerek günlerce uykusuz kalıp, ailesinden uzak her türlü fedakârlığı yapmaları benim için bir şükür meselesidir. Gerçekten sizi tanımaktan sizinle menfaatsiz aynı sofrada oturmaktan gurur duydum hem de çok gurur duydum. Rabbim gayretinizi artırsın, çalışmanızı bereketlendirsin.

Gerçekten insan bir aileyse ya da öyle düşünüyorsa maddiyatı geri plana atmalı, ne gerekiyorsa yapmalı, sofraya gelen üzerinden hesap yapmamalı. Kendi ailesinin kıymetini bilmeli, kendi çevresinin kıymetini bilmeli, kendi oyunun kıymetini bilmeli. Seçimden sonra kiminle daha yakınız, kiminle çay içip aynı sofraya oturuyorsak, kim bizim hassasiyetlerimizi gözetiyorsa ona yönelmeliyiz. Bizlere hep ekonomi üzerinden telkin etmeye çalıyorlar, bak dolar bu kadar oldu, altın bu kadar oldu. Tabii ki ekonomi önemli; fakat bu çarkın bu şekilde dönmesinde birçok hile var.

 Biz bu oruç ayında nasıl ki açlık susuzluk düşünmüyorsak onun rızasını tek düşünüyorsak bizim sağlıklı düşünmemiz için her ayımızın ramazan olması dileğiyle.

Selam ve dua ile…