Bütün toplumlarda en çok dikkat çeken kesimden biri gençlerdir. Genç kitle, her zaman hareketli dinamik ve gözü karadır. Tarihin sayfalarına baktığımızda tarih boyunca hep öyle olmuştur. Bu kitle her zaman başkalarının ilgisini çekmiş bütün hedefler bu kitle üzerinden düşünülmüştür. Onun için gençlerimizi gözetmeli, onların psikolojilerini çok iyi anlamalıyız.
Çok değişken bir yapıları olduğu için onları bir kalıba koymak oldukça güçtür. Hele hele bugün sosyal medya, sosyal çevre bunun gibi etkileyen unsurlar gençlerimizi ciddi anlamda etkilemektedir. Toplumun sigortası olan bu gençleri anlamalı, onlarla ilişkileri gözden geçirmeli onlarla diyaloğumuzu güçlendirmeliyiz.
Her çağın kendine göre bir anlayışı olduğu için onların bizi zor anlaması, bizlerin onları zor anlaması oldukça normaldir. Onların giyim kuşamları, dinledikleri müzikler, izledikleri çok farklı olabilir. Büyüklerimizin uzun hava dinlemesi, gençlerin rap dinlemesi kuşaklar arasındaki uçurumu daha net özetlemektedir. Bütün sosyal bilimlerin metodu “anlama” üzerinedir. İnsanların birbirini anlaması kadar güzel bir duygu ve davranış yoktur.
İnsanların birbirini anlaması için birbirine zaman ayırması gerekir. Kuşakların birbirini dinlemesine anlamasına ihtiyaç vardır. İnkâr ve ret üzerine yükselen bir anlayış her zaman zararlı ve yıkıcıdır. Gençlerimizin duygusal boyutunu düşünerek onların hoşlanmayacağı sözleri sarf etmemiz oldukça tehlikelidir. Bu bakış açısı büyüklerde de tahribatlara neden olabilir.
Bazen şahit oluyoruz dayı çok inançlı ya da amca, teyze, hala yeğenler çok farklı. Başlıyoruz mırıldanmaya “Bizim bu arkadaşları anlamıyorum neden bu yeğenlerine bir şey demiyorlar kızmıyorlar üstelik canım benim aşkım benim diyerek prim veriyorlar” Bu davranış boyutunu derinlemesine incelediğimizde mesele çok farklı. Amcalar, dayılar, teyzeler önce çocuğun neyi sevip sevmediğini hastalığını tahlil edip ona göre bir davranış sergiliyorlar.
Her şey evre evre gerçekleştiği için ya da gerçekleşeceği için bizim dışarıdan farklı şekilde yorumlamamız kanaatimce çok yanlış. Nasıl ki bir çocuk dünyaya gelmeden önce çeşitli evreleri yaşıyorsa dünyaya geldikten sonra da çeşitli evreleri yaşıyor, yaşayabilir. Biz kendi çocuklarımıza gösterdiğimiz ilgi ve yaklaşımı diğer çocuklara da göstermediğimiz müddetçe toplumsal etiği yakalayamayız.
Sadece kendi çocuklarımızı düşünerek toplumsal bir ahlak inşa edemeyiz. Herkes kendi çocuğunun geleceğini düşünerek kendi çocuğundan başkasını görmezse/göremezse evrensel bir etiği göremez. Herkes çocuklarını Avrupa’ya göndermeye çalışıyor, onu bunu aracı ediyor sonra da kalkıp başkasının çocuğuna bu minvalde nasihat ediyor. Bu genç seni anlar mı? Kusura bakma ama sadece seni dinlemiş gibi yapar. Sen kendi geleceğini ekonomi üzerine kuruyorsun bana hep sabırdan hep ahlaktan bahsediyorsun diye düşünür, düşünüyor da…
Bu gençlerden bir şeyler bekliyorsak onlar da bizden bir şeyler bekliyor. Onlar oldukça zeki, kıyas yapabilen sentezleme yönleri çok güçlü gençlerdir. Eskiden bir büyük konuştuğunda gençler onun gözünün içine kalbine girmeye çalışıyordu. Bugün neden uzak duruyorlar?
Selam ve dua ile…