Ben olmazsam olmaz sözü sosyal hayatta öne çıkan bir anlayış. Bu bakış açısını derinlemesine incelediğimizde egoist bir felsefeyi, bir anlayışı öne çıkardığını söyleyebiliriz. İnsan ölümlü bir varlık olduğu için onun her zaman yaşaması, hayatta olması mümkün değildir. Her zaman ezeli ve ebedi olan Allahtan başkası değildir.
İnsanoğlunun tarihin çeşitli dönemlerinde farklı felsefelerle kendini yaratandan uzak tutup ara ara kendini övmesi, ben benim demesi sizi üzmesin. Bakın insanın yaptıklarına bakın bütün eserlerine bir sel, deprem, yangın alıp götürmedi mi?
İnsanoğlu mükemmel bir varlık değildir. Mükemmellik kavramı verilmişse kendisi için değil düşünüp yaratanın ne kadar mükemmel olduğunu kavrayabilsin diye. Her şeyden müstağni olan odur. Onun dışındakiler hepsi ölümlüdür. Allah, Cebrail’i( a.s) Peygambere gönderip ölümlü olduğunu hatırlatıyorsa halk diliyle “artık ne konuşuyorsunuz” demek geliyor içimizden…
Başkasına hayat hakkı tanımayan gerektiğinde karşısındakini her türlü öldürerek kendisini yaşatmaya çalışan anlayışlar, tarihin her evresinde iflas etmişlerdir. Başkalarını öldürdüğünü zannedenler kendini öldürmüştür. Karşıdakini daha iyi yaşattığının farkında bile değildirler. Hz. Hüseyin’in durumu da böyle değil mi? insanlara zulmederek öldürerek bir yere varılmaz.
İnsanoğlu bir başkasına saygı duyarak kimseyi küçük görmeyerek, insanlara faydalı olarak daha çok değer görür. Başkasına hayat hakkı tanımama anlayışı, hangi ideolojide hangi partide hangi dinde var? Anlamış değilim. Bir insanın düşüncesine saygı duymamak, onun sözünü kesmek, onun suyunu kesmek tarihi örneklerdir. Hz. Hüseyin’e bir damla suyu çok görme anlayışlarıdır. Bu anlayışa sahip olanlar geçici olarak bir şey yaptığını düşünseler bile onlar için “yaşasın cehennem” anlayışı yeterlidir.
Zulmetmek tek boyutlu bir kavram değildir çok derin ve anlamı geniş olan bir kavramdır. Bazen insanları yalnızlaştırarak da zulüm etme durumumuz olduğu gibi, temiz insanların yanında durarak ta zulüm edebiliriz. Bu konuda Hilmi Ziya Ülken “Dehrin kötülüklerinden korkanlar, dost ne der düşman ne der diyenler, bir vehme bin bahane bulanlar, benlik davasından vazgeçmeyenler, hak için insanlık için mücadeleye girmeyip gurur ve bencillik için gaza gelenler, menzil menzil Hüseyin’i Kerbela yolunda terk etti. Ve bu yüzden Hüseyin’in davası temiz kalmıştır.”
Bu meseleden şunu anlıyoruz ki İnsan hak yolundaysa onun kötü insanlar tarafından yalnızlaştırılması bir kayıp değil aksine bir kazanımdır. Kötü insanlarla zafer kazanacağımıza iyi insanlarla dünyevi olarak kaybetmek daha iyidir. İnsan iyi niyetli yola çıkıp rıza-i ilahiyi gözettikten sonra başına gelen her şeye sabır göstermesi peygamberlerin metodudur.
Her zaman her durumda Allah’ı hatırlamak temel felsefemiz olmalı. Onun rızasını kazandıktan sonra kazanmışız, kaybetmişiz çok da önemli değil. Allah tüm âlemlerin ve içindekilerin rabbi olduğu için herkesin ödülünü ve cezasını verdiği için gerisi beyhude. Hayata her zaman bu pencereden bakmak gerektiğini düşünenlerdenim.
Selam ve dua ile…