Oruç ayını dikkate aldığımızda bu ayın birçok durumumuzu muhteva ettiğini görürüz. Açlık, susuzluk, empati… Süreci dikkate aldığımızda her ne kadar fırıncılar fiziksel olarak yorulsa da öğrencilerin hem fiziksel hem zihinsel yorulmaları bizleri etkileyip dikkatimizi çekmiştir.

Öğrencilerin bu ayda çok efor sarf etmeleri, psikolojik açıdan bazı sıkıntıları yaşamaları, normaldir. Bazı öğrencilerin sıkıntılarını psikolojik bir sorunmuş gibi yansıtmaları ya da sınav sürecini ciddi anlamda abartmaları doğru bir yaklaşım değildir. Sınavla ilgili yaklaşımımızda tarihsel örnekler dikkate alınmalı. Nasıl ki uhrevi sınavlarda inanarak çalışma varsa bütün sınavların olmazsa olmazı bu anlayış olmalı. Diğer bir anlayış ise şartlar ne kadar zor olursa olsun her zaman ümit var olup Allah’ın yardımını beklemek olmalı.

Öğrenciler sınava hazırlanırken bu psikolojide mi?

Yaptığımız görüşmelerde verileri bir araya getirip sentezlediğimizde şöyle bir bakış açısı ön plana çıkmakta. “iki arada bir derede kaldık ne yapacağımızı bilmiyoruz şaşırmış durumdayız” Sınavların içeriğine baktığımızda sınavlar, zoru ve zahmeti ifade eder ya da insanı öyle bir yorar ki insan ne yaptığını bilemez hale gelebilir.

Bu söylemlerden yola çıkarak tarihsel örneklere bakmakta fayda vardır. Hz. Hacer’in bir İsmail’e bir suya koştuğunu hatırlayalım, bu emek ve gayret karşısında Allah kendisine Zemzemi vermedi mi? Hz. Musa’yı hatırlayalım bir tarafta Firavun’un askerleri diğer tarafta deniz ne yapacağını bilemeyen, şaşıran bu insanların yaratıcıyı hatırlaması neticesinde Allah bir yol değil birden fazla yol açmadı mı? Yine Hz. Musa’nın annesi çocuğunu korumak için çabaladığında bir nehrin kenarında çaresiz kalmadı mı? Ne yaptı Rabbini hatırladı ve ona güvenerek çocuğunu sandala bırakıp rabbine teslim olmadı mı?

Bütün bu örneklerden yola çıkarak şunu söyleyebilir miyiz? Nerede, nasıl, kimden yardım isteyeceğimizi bilmek hem akıl hem de bir meziyet işidir. Zorlu süreçlerde yardım istenmesi gereken yegâne güç Allah’tır. Demek ki Allah böyle zor sınavları yaratmışsa onun üstesinden gelebilecek bir gücü de yaratmıştır. Yeter ki biz bu bilinçte olalım. Bütün bu örneklerden sonra mırın kırın etmek her şeyin kolayına kaçmak boş ve beyhudedir.

En küçük durumda sitem etmek bırakmak hemen yardım beklemek doğru bir yaklaşım değildir. Tabi ki her sınavın yöntem ve teknikleri farklıdır. Yeri geldiğinde arkadaşlarımızla sohbet etmek, gerektiğinde oksijen almak, nefes egzersizleri yapmak, yememize içmemize uykumuza dikkat etmek hakkımızdır. Her sınavın koşulları ve zorlukları farklı olduğu için kuralları bilmek ona göre hareket etmek en doğru yaklaşım olsa gerek. Sürekli sınavları düşünerek kendimizi üzmek her şeyden mahrum bırakmak hiçbir düşüncede yeri olmayan bir anlayıştır.

En basit işimizde mırın kırın etmek bizlere yakışmaz “zor olsun ki imtihan olsun” Rabbim inanarak hayırlı işler yapmayı düşünen bütün insanların işini kolaylaştırsın. Bildiklerini yapıp bilmediklerini Allah’tan dileyen kullarından eylesin.

Selam ve dua ile…