Zaman zaman öğrencilerle görüştüğümde ortaya çıkan en büyük problemlerden biri atalet (tembellik) ya da öğrencilerin enerjilerini dengeli harcamaması. Öğrencilerin bir tarafta çok efor sarf ederken diğer tarafta hiç efor sarf etmemesi bir çelişki.

Dünya için çok çaba harcanırken ahiret yurdu için hiç emek sarf edilmemesi fizyolojik ve psikolojik açıdan ciddi bir sorun. Çoğu zaman insanların şöyle söylediklerine şahit oluyoruz “Dengem hiç yerinde değil” işte bu dengesizliğin nedenine indiğimizde böyle bir bakış açısı ya da böyle bir çalışma şekli… Maddeye değer verilirken manaya değer verilmemesi, somut dikkate alınırken soyutun dikkate alınmaması günümüz öğrencilerinin en büyük problemi.

Bu bakış açısı kendisiyle birlikte birçok probleme davetiye çıkarmakta. Buna zincirleme etkisi de diyebiliriz. Tıpkı kanserli hücreler gibi. Biri sıkıntıya girdiğinde bütün hücreler sıkıntıya girer. O yüzden insan bütünüyle insandır. İnsanı parçalamak bu şekilde değerlendirmek çok yanlıştır. Bu olsa olsa tıpta olur.

Bu bakış açısını yüce kitabımızda da görebiliyoruz. Namaz kılanların kıldıkları namazın farkında olmaması ya da kılınan namazların kötülükten alıkoymaması bunun en güzel örneklerinden biri. Nasıl ki sadece sınavlarda Türkçeyi çözmek yeterli değilse bir şeyi yarım ya da eksik yapmak da yeterli olmaz. Daha iyi puan puanlar almak istiyorsak bütün konulara vakıf olmamız lazım hatta o da yetmez bol bol pratik yapmamız lazım.

Bu yüzden olmalı ki bir şeyin sağlıklı değerlendirilmesi için pratik, bilinç ve ahlak önemli demişlerdir. Bu üç pencere dikkate alınıp adımlar atılırsa hayatın çoğu aşamasında lezzet alınır. Bilinçli olmak farklı pencereden bakabilmek, insanın halını hatırını bilmek insanı insan yapar. Bu bakış açısını yakaladıktan sonra hedefler ve hedefler doğrultusunda atılan her adım daha çok anlamlı ve kıymetli olur. Sadece somuta bakmak, maddeye bakmak bilinçli insanların bakışı değil.

Geçen gün İnsanlara yardımı  ve değerleri dikkate alan üniversitedeki bir hocamızla görüştüm. “Hocam öğrenciler eski öğrenciler değil. Namaz yok, niyaz yok, insanlara yardım etme yok, bilinç yok, tek dert para ve eğlence” dedi. Çok üzüldüğünü beyan ederek büyükleri daha yeni anladığını söyledi.

Demek ki değerli kardeşlerim sadece okuma yetmiyor sadece maddi hedeflere ulaşmak yetmiyor. Değer lazım ahlak lazım topluma faydalı olmak lazım. Sadece kendin kazanarak kendin bir yerlere gelerek mutlu oluyorsan bu pratiğe, bilince, ahlaka aykırıdır. Mutlu olmak ve başarılı olmak istiyorsan, istiyorsak iman lazım, pratik lazım, görmediklerimize inanmak lazım.

Gayba inanmak ne demek biliyor musun? Muazzam bir bakış, kazanımı çok olan bir düşünce sistemi.

Akıl sahibi kardeşlerim lütfen kendinize ve çevrenize iyilik yapmak istiyorsanız ziyadesiyle örnek olun, örnek olalım. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun bizleri doğru yoldan ayırmasın. İyiliğe, doğruya vesile olanlardan eylesin.

Selam ve dua ile...