Karne günü, öğrencilik yaşamının en önemli günlerinden biridir. Karnelerin alındığı gün, bazılarımız için coşku, sevinç ve gurur kaynağıdır, bazılarımız için üzüntü vericidir. Günlerin en hayırlısı cuma gününde dağıtılması, kimisine kıyameti hatırlatırken kimisine de birtakım yüzlerin güleceğini hatırlatmaktadır. Karne notları, emeğin ve alınterinin göstergesi olduğu gibi, inanıp da hayırlı işler yapanların mükâfatlandırılacağını hatırlatmaktadır.

Aylarca ailelerinden uzak kalan öğrencilerin durumu, birbirlerinin özlemini çeken babamız Hz. Âdem ve annemiz Hz. Havva'nın Cuma günü Arafat'ta buluşmasını çağrıştırdığı gibi, işlenen kusurların telafi edilebileceği umudunu yeşertmektedir. Bir yarıyılı geride bırakırken sadece yılı değil, gözyaşlarımızı, sevinçlerimizi de bıraktık. Bu iki unsur hayata dair çok şey ifade etmektedir. Olumsuz durumlarda klişeleşen sözlerden biri ‘öğretmen hakkımı yemiş.' Olumlu durumlarda ise ‘çok çalıştım, hak ettim' düşüncesidir.

İnsan psikolojik olarak başarıyı kendine atfederken, başarısızlığı dış etkenlere bağlar. Hak ve haksızlık insanın varlığıyla birlikte var olagelmiştir. Her şeyi haksızlık olarak da yorumlamak yanlıştır. “Nice şer bildiklerimizde hayır, nice hayır bildiklerimizde ise şer vardır.” Haksızlıklar noktasında öğrenci eksenli düşünüldüğünde öğrencilerin kendilerine göre haklılıkları olabilir. Fakat algıda eksiklik olduğu kesindir.

Niçin? Çünkü bu konuda en fedakâr tutum, öğretmen ve veli tutumudur. İkisinin amacı da öğrenciyi en güzel yere taşımaktır. Öğretmenler başarıyı sadece karnelere değil, kalplere de nakşederek geleceğe temel oluştururlar. Bu tomurcuklar, uygun şartlarda güneşi görünce tabiata gülümseyerek rengârenk olduklarında öğretmenler bundan mutluluk duyup bahtiyar olur. Bu kazanımların elde edilmesi için dönemler önemlidir.

Eğitim hayatımızın birinci dönemi parlak geçmese de bizi olumsuz etkileyen etkenleri öncelikle zihnimizden kaldırmalı, başarmak için kendimizi olumlu yönde değiştirmeliyiz. Küçük bir değişim başarı kaynağı olabilir. Her insan sosyal yaşamın çeşitli dönemlerinde kendini unutabilir, kaybedebilir. Önemli olan kendisini yeniden keşfetmesidir. İnsan başkasına değer verdiği gibi kendine değer vermeli, yeteneklerini düşünerek kendi arayıp bulmalıdır. Öğrenci kendini ararken ailenin tutumu çok önemlidir.

Karne notunu sadece öğrenciye indirgemek yanlıştır. Karne, çocuğun başarısı olduğu kadar aynı zamanda öğretmenin, anne ve babaların da başarısıdır. Çünkü yapılan araştırmalar, çocuklardaki başarısızlığın nedenlerinden birisinin olumsuz çevre, birinin de uygun olmayan aile ortamının olduğunu göstermektedir. Uygun ortamlar hazırlamak için çocuklarımıza sevgimizi gösterip doğal ortamda onlarla kartopu oynayabilir, onların dünyasına inip ortak paydada buluşabiliriz. Çocuklarımıza değer vererek onlara değer ortamı hazırlamalıyız. Bu çabaların uzun vadede de olsa mutlaka karşılığı olacaktır.

Hayattaki her başarı, bir çabanın karşılığıdır. Bedelsiz bir hizmet söz konusu olmadığı gibi çabasız bir başarı da yoktur. Sabahleyin bindiğimiz toplu taşıma aracına, okul servisine karşılık ücret ödemek zorunda olduğumuz gibi başarıyı elde etmek için de emek vermek zorundayız. Her şeyde bir ölçüt olduğu gibi yaşamın her alanının ölçüleri de vardır. Ara karnedeki notlar da okul yaşamamızdaki başarı için bir ölçüdür.

Selam ve dua ile…