Malumunuz hayırlı ve bereketli bir ayı yaşıyoruz. Zahmetli gibi görünen oruç ibadeti birçok hastalığı tedavi etmede vesiledir. Orucun psikolojik, sosyolojik, ekonomik, biyolojik gibi farklı etkileri vardır. Orucun somut dünyevi tarafından ziyade soyut tarafı dikkate alınmalıdır. Bu ayda manevi iklim tedavi süreci ön plana çıkmaktadır. Bu hayırlı ay, bize kendimizi yeniden gözden geçirme eksiklerimizi fark ettirip yeniden özümüze kavuşturma ayıdır. Akrabalarına, ailesine, çocuklarına zaman ayırmayanların zaman ayırma sürecidir.

Neden insan yakınlarını unutur? Sorusu akla gelebilir.

Psikolojik olarak unutmayı irdelediğimizde kişinin zihin dünyasıyla alakalı olup kişinin tekrar yapmadığından kaynaklı olduğu izah edilir. Eğitim ve Öğretimde böyle olduğu gibi sosyal ilişkilerde de böyledir, inanç ve değerlerde de böyledir. Tekrardan kastımız insanın yaşadıklarını hatırlama adına yaşadıklarını gözden geçirme sürecidir. Bir öğrenci, dersini tekrar etmediğinde unutuyorsa iyi bir not alamıyorsa insan davranışı da böyledir; kendisine akrabasına ailesine çevresine dikkate etmeyip sormuyorsa belirli periyotlarla ziyaret etmiyorsa maalesef kendi notunu düşürüyordur.

Davranışları ve notu düzeltmek için bir fırsat ayıdır.

İnsan hata yapabilir ibadetlerden uzak kalabilir ne yaparsa yapsın kendini bulmak için yeniden ritmi yakalamak için bu fırsatı değerlendirmelidir. Diğer ibadetlerden farklı olarak oruç ibadetinin mükâfatının Allah katında olması muazzam bir anlayıştır. Bu anlayıştan yola çıkarak İnsan maksimum mükâfatı elde etmek için elinden geleni yapmalıdır. Maddi manevi ne kadar hastalığı varsa bu ayda tedavi etmelidir. Allah`a yakınlaştıran ne kadar vesile varsa kaçırmamalıdır. Maddi sorumluluğunu yerine getirirken çok cömert davranarak sevdiği maddi kaynakları elinin tersiyle itip avuçlarını rabbine açıp güzel şeyler isteyebilmelidir.

Bu ay bizlere karakter kazandırmak için de bir fırsattır.

Karakter nedir sorusu ya da biz karaktersiz miyiz? Sorusu akla gelebilir. Karakter doğuştan getirdiğimiz ve çevrenin etkisidir. Eskiden çevrenin etkisi yüzde yirmi birken şimdi ise yüzde yetmiş olduğu izah ediliyor. Eğer karakterimizde bir değişiklik varsa daha çok bulunduğumuz çevreden kaynaklanabilir. Maalesef bazı çevreler olumlu anlamda karakter yüklemesi yaparken üzülerek söyleyebilirim ki bazı çevreler insanı karaktersizleştirebiliyor. Eğer böyle değilse bizler neden değerlerimize sahip çıkmıyoruz? Maddi kaynaklı bir hayır yapılmak istendiğinde neden ellerimiz cebimize girmiyor? Derinlemesine bu örnekleri ve benzer örnekleri vicdanımıza sorabilmeliyiz.

Bu ay bir fırsat ayıdır, nefsimizi şehvetimizi egomuzu tedavi etme ayıdır.

Bu ay şekeri, kolestrolü düşürdüğü gibi zararlı davranışları milimize etme ayıdır; bu ayın bütün derdi bizi maddi ve manevi temizleyerek rabbimize yakınlaştırıp buluşturma ayıdır. Bizler bu anlayıştan hareket edip sonraki süreçlerde de az konuşup, az yiyip, az uyursak Allah`ın izniyle ritmi yakalamış oluruz.

Akıl sahipleri bu ayın feyiz ve bereketinden faydalanır, psikolojik olarak kulluk bilincini referans alarak davranış geliştirir. Kendi iç dünyasını güzelleştirdiği gibi sosyolojik olarak çeşitli empatiler kurarak bir empati kültürü oluşturur. Böylece hem dünyasını hem ahiretini güzelleştirmek adına en büyük kazanımı elde etmiş olur.

 Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!

Selam ve dua ile...