Referandum sonrası CHP`de beklenenler oluyor ve partide çok sayıda aykırı ses çıkıyor.
Kimileri ciddi biçimde Kemal Kııçdaroğlu`nun koltuğunu sorgularken, kimileri de kendine alan açmanın derdinde.
Ulusalcılar durumdan rahatsız, solcular rahatsız, liberaller rahatsız…
Selin Sayek Böke`nin istifasına bakarsak CHP`nin içini kasetlerle dizayn edenler de durumdan rahatsız. İddialara göre Selin Sayek Böke, önce ABD elçisi ile görüşmüş ondan sonra istifasını sunmuş.
CHP içi hizipçiliği en iyi bilenlerden biri olan Deniz Baykal, paradoks gibi görünen siyasi hamlelerle ilerlemeye gayret ediyor. Güç dengelerini iyi gözetliyor; ama fazla ilerlemesi, kasetlerinin yeniden ve bu kez bir dizi şeklinde ortaya çıkması tehlikesi var. Baykal da bunun farkında.
CHP`ye yakın medya, adaylık için sol ve Kemalist profillere kapıyı kapatmaya hazırlanıyor.
Kimi “Hayır” bloğunu kaybetmemek için bunun gerekli olduğunu düşünüyor, kimi de “adam” yokluğundan şikayetçi…
MHP içerisinde Meral Akşener cenahına yakın duran; ama son dönemlerde CHP'ye yakınlığı ile bilinen araştırma şirketi SONAR'ın başkanı Hakan Bayrakçı'nın son açıklamaları CHP`li Kemalistlerin ödünü koparacak cinsten. Bayrakçı'ya göre CHP'nin başına Atatürk'ten başka kim geçerse geçsin yüzde 35'den fazla oy alamaz. Bayrakçı, Ecevit`ten hatta İnönü`den de söz ediyor ve hiçbirinin yüzde 35`in üzerine çıkamayacağını söylüyor.
Tabii Bayrakçı, bunları söylerken, Atatürk`ün aday olması durumunda yüzde kaç alabileceğinden söz etmiyor. İstiyorum ki, onu da biz sorgulayalım.
İnönü`ye, Ecevit`e, Kılıçdaroğlu`na oy vermeyen yüzde 50`lik kesim neden Atatürk`e oy versin?
Aslında soruda bir problem olduğunu kabul ediyorum. Yani Atatürk`ün görev yaptığı 15 sene içerisinde rakibi yoktu.
Nasıl mı?
Bayrakçı`nın söylediklerini bir tarafa bırakarak kısaca o döneme bakalım.
Atatürk, 24 Nisan 1920`de mecliste yapılan oylama ile “Meclis başkanı” seçildi. Ortada halen bir “cumhuriyet” yoktu ve kimi tarihçilere göre 1. Meclis`in İstanbul Hükümeti ile irtibatı devam ediyordu.
Mecliste farklı dengeler vardı ve Atatürk bundan rahatsızdı.
Mesela Lazistan milletvekili Ali Şükrü Bey.
Ali Şükrü, Lozan`da yaşananların, taleplerin ve varılan mutabakatın yanlış olduğunu söylemişti. Bir meclis oturumunda, "Savaşta kazanılan masada kaybediliyor" demiş, Atatürk`le birbirlerine silah çekmişlerdi.
Bu olaydan sonra Ali Şükrü, siyasi bir suikasta uğradı. Kısa süre içinde Ali Şükrü'nün Topal Osman tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı.
Sonra Topal Osman da öldürüldü.
Bazıları bunu “Suikastın izlerini silme” olarak izah etti.
Benzer örneklerden de anlaşıldığı kadarıyla Atatürk 1. Meclisten rahatsızdı. İnönü de hatıralarında bu rahatsızlığı belirtmiş ve Atatürk`ün meclisi kapatmak istediğini yazmıştı.
9 Ağustos 1923`te Atatürk, CHP`yi kurdu. 11 Ağustos 1923`te de 2. Meclis açıldı.
29 Ekim`de cumhuriyet ilan edildi ve hemen ardından da “Cumhurbaşkanlığı seçimi” yapıldı.
Düşük katılımlı oylamada Atatürk`ün rakibi yoktu. 334 milletvekilinin 158'i oy kullandı. 176 üye ise ne Cumhuriyet'in oylamasına ne de Cumhurbaşkanı seçimine katılmadı. Bu durumda Atatürk meclis başkanı, cumhurbaşkanı ve Halk Partisi'nin başkanıydı.
Atatürk, 1927, 31 ve 35'de tek aday olarak cumhurbaşkanı seçildi.
1927'de 335 üyeden 288'inin, 31'de 351 üyeden 289'unun, 1935'de de 444 üyeden 386'sının oyunu aldı.
Şimdi yine Bayrakçı`ya dönersek…
Atatürk ilk seçildiği mecliste bile o dönemde bir Sabih Kanadoğlu olmadığı için dua etsin. Yani 367 kuralına göre Atatürk`ün de 334 vekilli meclisten 222 kişinin oyunu alması gerekirdi.
Gelelim günümüze…
Atatürk aday olursa kimler oy verebilir?
Yüzde 48`lik hayır bloğunun hepsi Atatürk`e oy verir mi?
Saadet`in büyük çoğunluğu ve “Hayır” diyen bir kısım nurcu Atatürk`e oy vermez.
Erdoğan`a öfkeli İslamcıların da Atatürk`e oy vermesi kendilerini inkâr anlamına geleceği için olmaz.
2. Cumhuriyetçi liberallerin bir kısmı “kerhen” verebilir; ama vermeyecek olanlar da vardır.
Öcalan ne kadar ısrar da etse Kürtlerin ekserisi Atatürk`e oy vermez.
O yüzden Hakan Bayrakçı`ya şunu söylemek istiyorum:
Atatürk de aday olsa kazanması çok kolay değil.
İnanmıyorsan bunun için de bir Anket çalışması yapabilirsin.