Dünyada birçok kişi “George Soros ismi size ne çağrıştırıyor?” sorusu karşısında sanırım önce biraz düşünür, ardından da “gizemli ve karanlık bir adam” cevabını verir.

Evet, gizemli ve karanlık bir adam George Soros. Her ne kadar adı Türkiye`de “Açık Toplum Enstitüsü” ya da “Açık Toplum Vakfı” ile beraber zikredilse de dünyada yaşananlara bakıldığında Soros`un eylemler öncesi organizasyon ve etkinliklerde hiç de “açık” yöntemlerle çalışmadığı ortaya çıkıyor.

Turuncu ve kadife devrimlerden finansal operasyonlara kadar eli birçok yere uzanıyor.

Kadın özgürlüğünden, liberalizmden söz ediyor; ama ahlaki erozyon için elinden geleni yapıyor.

Sicili kirli ve kabarık…

Sistem açıklarından faydalanıyor, zafiyetleri kullanıyor, eğitip organize ediyor ve yönetimleri değiştiriyor.

Ya da en azından değiştirmeye teşebbüs ediyor.

Evet, eğitimi yönlendiriyor, basına yön veriyor ve yönetimleri değiştiriyor.

George Soros…

Macar ve Yahudi asıllı, “para sihirbazı” ve “borsa spekülatörü” olarak tanınan George Soros…

Nasıl bir serüven yaşadığına ve neler yaptığına kısaca bakalım.

1930 doğumlu Soros, İngiltere`deki ekonomi tahsilinden sonra finans sektörüne girer ve oldukça genç yaşta anormal paralar kazanmaya başlar. Kazandıklarının bir kısmını sürekli siyasal hareketlenmelerde (Anti komünist)  kullanır. Birçok kişi onun kaybettiklerine odaklanırken, kazandıkları fazla dikkati çekmez.

Yahudi bir ailedendir; ama aile “Nazi işbirlikçiliği” ile suçlanır ve George Soros bu suçlamanın olası sonuçlarından korktuğu için Macaristan`ı terk etmiştir.

70`li yılların sonunda Çekoslovakya ve Polonya`da kimi grupları destekleyerek rejim karşıtı eylemler organize eder. Özellikle Polonya`da CIA kontrolünde olduğu iddia edilen “Dayanışma Hareketi” öncülüğünde yapılan eylemler dünyada oldukça ses getirir.

Antikomünist görünümüne rağmen George Soros`un 80`li yıllarda Sovyetler Birliği, Çin ve Macaristan gibi yerlerde “Açık Toplum Vakfı”nın şubelerini nasıl açabildiği konusu bir türlü anlaşılamamıştır. Bazıları Soros`un çok çelişik gibi görünmesine rağmen hem CIA hem KGB hem de Mossad ile beraber çalıştığı için bu işleri yapabildiğini iddia etmektedir ki, bunun izahı oldukça zordur. Biraz uçuk kaçacak; ama belki de Soros, bu üç kurumu da yöneten organizasyonla irtibatlıdır.

Orta ve Güney Amerika`da, Afrika ülkelerinin bir kısmında ve birçok Doğu Bloku ülkesinde meydana gelen ayaklanma ve karışıklıklarda Soros`un parmağı olduğu artık herkes tarafından kabul ediliyor.

Hırvatistan, Sırbistan ve Slovakya yönetimlerinin değişmesinde tek faktör Soros`un vakıfları ve finanse edip organize ettiği gençlerdir.

Mustafa Yıldırım, “Sivil Örümceğin Ağında” isimli kitabında şu ilginç bilgileri paylaşmaktadır:

"Soros`un OSI`si (Open Society Institute-Açık Toplum Enstitüsü) Özbekistan`daki işlerini Taşkent`te bağımsız ve büyük bir binadan yönetmeye başladı. Türkiye`den bazı cemaatlerin açtığı okullar (Fethullah Gülen okulları) ile Soros`cuların çevirdiği işler arasındaki paralellikler ayrı bir araştırma konusu olmalıdır. OSI, öteki Asya ülkelerinde yaptığı gibi, Özbekistan`da da kadın ve gençlik örgütleri kurdu, muhalif yayınları destekledi, eğitim alanına girdi, öğretmen ve öğrencilerle parasal bağlar oluşturdu. Özbekistan`da dağıttığı para, 2003 sonunda 22 milyon Dolara ulaşmıştı.” (s.87) (F. Sezgin`in yazısından alıntılandı)

Taksim Gezi olaylarında da faal rol oynadığı, ciddi bir finans desteği sağladığı iddiaları Soros tarafından yalanlanmadı.

Aslında Türkiye`de böyle bir kalkışmanın alt yapısı çok önceden oluşturulmuştu.

Soros, Türkiye`de basında, üniversitelerde ve iş dünyasında sağlam bir yer edinmişti.

Sonraki yazıda inşallah devam edeceğiz.