İşgalci Siyonist rejim, işgal altında tuttuğu toprakların sahiplerine yönelik uzun yıllardır insanlık dışı eylemler gerçekleştiriyor.

Bir halkın yarısından fazlası sürgün durumunda…

İnsani bir hak olan “işgale karşı direniş” seçeneğine başvuranlara karşı küresel emperyalist devletlerin desteğini arkasına alarak soykırım gerçekleştiriyor.

İşlediği cinayetleri, soykırımı, o kadar aleni bir şekilde işliyor ki, her zaman kendisini destekleyen uluslararası kurumlar bile artık dayanamıyor ve ona “sen soykırımcısın” diyor.

Dünyanın her yerinde insanlığını kaybetmemiş kişi ve kurumlar bu insanlık dışı yaratıkların işlediği vahşete karşıtı çıkıyor, sesi yükseltiyor ve protesto ediyor.

Hiçbir devlet fiili olarak harekete geçmiyor ve bu soykırımı durdurmak için bir şey yapmıyor.

Türkiye’de hükümet diplomasiyi kullanıyor, çağrılarda bulunuyor hatta en üst düzeyden katılımlarla mitingler düzenlenip soykırımcı protesto ediliyor.

Ekonomik olarak boykot uygulanması, limanların kullanılmaması yönünde girişimler ve tartışmalar yaşanıyor.

Dünyadan ise askeri anlamda olmasa da fiili bazı adımlar atılıyor.

Kimi ülkeler soykırım davası açıyor, kimi ülkeler soykırıma karşı olduğunu göstermek için Filistin’i devlet olarak tanıma kararı alıyor.

Bazı ülkeler işgal rejiminin bazı yöneticileri için tutuklama kararı çıkarıyor.

Ve son yaşananlar…

Medyada yer bulan haberlere göre Brezilya'da savcılar ülkede tatil yapan soykırımcı siyonist asker hakkında tutuklama kararı çıkardı.

Benzer bir adımın Şili’den de geldiği bilgisi yer aldı haberlerde.

Soykırımcı rejim lehine yayın yapan Siyonist bir gazeteye göre, ‘Şili’de yüzlerce avukatı bünyesinde barındıran bir örgüt, "savaş suçları" işleyen bir israil askerinin Güney Şili’deki Patagonya bölgesinde bulunduğunu belirterek "derhal tutuklanmasını" talep etti.’

Elbette ki bunlar soykırımı önlemede yetersiz şeyler; ama aynı zamanda önemli adımlar olduğunu da kabul etmek gerekir.

Bizde ise maalesef durum facia…

HÜDA PAR, soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşların vatandaşlıktan çıkarılmaları ve mal varlıklarına el konulmasını öngören bir kanun teklifi hazırlayıp meclise sundu.

Hem de ne zaman biliyor musunuz?

28 Aralık 2023 tarihinde…

Ülkede CHP’nin HAMAS için “terörist” dediği, işgalci teröristler için “sivil” dediği bir dönemde…

Türkiye’de zihnini ve gönlünü emperyalistlere kiralamış medyatik tiplerin işgalci için “kendini savunma hakkı var” dediği günlerde…

HÜDA PAR’ın teklifi 45 gün içinde komisyonda görüşülmesi gerekiyordu fakat komisyonun gündemine gelmedi. Muhalefet öyle bir şeyi zaten istemiyordu, hükümetin de “vahşet ve soykırıma karşı durmaktan” daha önemli işleri vardı.

Seçimler girdi araya ve seçimlerde CHP başta olmak üzere kimi ırkçı partiler, herhalde HÜDA PAR’ın teklifi ve mesajları gündeme gelmesin diye çok kirli, çok saldırgan, yalan ve iftiralarla dolu bir kampanya yürüttüler.

Bu arada soykırım devam ediyor, işgalci teröristler, Gazze’de tüm insani ve ahlaki değerleri hedef alıyorlardı.

HÜDA PAR kanun teklifini yüksek sesle kamuoyuyla paylaşınca “mecburen” meclis gündemine geldi.

10 Temmuzda TBMM’de görüşülmesi kabul edildi.

Ve orda kaldı.

Meclise gelmesi için ya hükümetin ya da muhalefetin harekete geçmesi gerekiyor ve maalesef iki taraftan da böyle bir çaba yok.

Çocuklar bombalarla öldürülüyor, çocuklar soğuktan donarak ölüyor, çocuklar açlıktan ölüyor ve Türkiye’de soykırıma karşı olduklarını söyleyenler, soykırımcıya karşı böyle bir adım atmaya bile yanaşmıyorlar.

Maalesef…