İnsanlıktan bir parça nasibi olmayanlardan, ibadetlere, Ramazan ayına saygı beklemiyorduk, nitekim bizi yanıltmadılar.
Hatta şeytanlarından ilham almış olacaklar ki, bu mevsimde cinayetlerini artırdılar, gıda girişine daha fazla engeller çıkardılar.
Evleri bombalarla yıkıldığı için çadırlarda Ramazan ayını karşılayan mazlumları katlettiler.
Hastaneye sığınan sivilleri alıkoyup işkencelerle şehid ettiler.
Aslında uzun zamandır özellikle vahşi yüzlerini ramazan ayında göstermeye özen gösteriyorlar, günah ve isyan galerilerine yenilerini ekliyorlardı.
Bu kez beklemelerine gerek kalmadı; tam altı aydır vuruyorlar.
Tanklarla, zırhlı araçlarla bile ilerlemeye korkan lanetli bir topluluktur Gazze’ye saldıranlar.
Karadan girdiklerinde Aziz İslam mücahidleri tarafından birer ikişer cehenneme yollanıyorlar.
Çekiliyor ve uçaklarla, füzelerle canlı ne varsa hedef alıyorlar.
İslam dünyası bayrama girerken işgalci teröristler de sığınanlarla beraber nüfusu 1,5 milyona ulaşmış olan Refah kentine yapacakları saldırının hazırlıklarını yapıyorlar.
Geçmişlerini, geleceklerini, umutlarını, ailelerini kaybetmiş çocukların bir parçacık sevinçlerine göz dikmiş lanetli topluluk.
Kısa bir sürede büyüyen küçük çocuklar…
Refah'a sığınan 11 yaşındaki Layan, onlardan biri..
"Savaş yüzünden bu bayram, öncekiler gibi değil. Ailemiz yok oldu" diyor.
Ağlamaya, üzülmeye bile zamanı yok Gazze’nin çocuklarının.
Layan ve 18 aylık kardeşi Sivar'ın ailelerinde, kendileri dışında hayatta kalan yok. Ailenin geri kalanı, Ekim ayında vurulan El Ehli hastanesinde ölmüş.
O gece Layan, ailesinden 35 kişiyi kaybetmiş. Annesi, babası ve beş kardeşiyle birlikte...
Layan, "Hastaneye ulaşmamızın üzerinden yarım saat geçmişti ki iki füze üzerimize düştü. Uyandığımda tüm ailem parçalara ayrılmıştı" diyor.
Layan’ın sözleri taşları bile çatlatır; ama kalbi taştan daha taş olanlara etki etmiyor.
Beyaz Saray sözcüsü önce soykırım davalarına tepki gösterdi ve “öyle bir şey yok” dedi.
Sonra daha da ileri gitti sözcü Kirby.
“İsrail'in Gazze'de şu ana kadar uluslararası hukuku ihlal ettiğine dair herhangi bir kanıt bulamadık” dedi.
“Gazze'de hiçbir masumun öldürülmediğini” iddia etti.
Aslında 7 Ekim’den beri işgalci teröristlere, değil bir şehri, neredeyse bir ülkeyi imha edecek kadar silah ve bomba veren soykırım ortağı Amerika’dan farklı bir tavır da beklenemezdi.
İşgali haklı görenlerin 33 bin sivilin vahşice katledilmesi karşısında insani bir tepki vermelerini beklemek beyhude…
Zulmü durduracak olan, Allah’ın yardımıyla şehadeti göze almış İslami direniştir.
Siyasi, diplomatik ve ekonomik alandaki çabalar da elbette devam etmeli; ama mevcut dünya dengelerinde bunlardan medet ummanın doğru bir şey olmadığı ortada.
“İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar; öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır.” (Nisa/76)