Bir önceki yazıyı şu cümle ile bitirmiştim: “Beytüllahim’de, Hz. İsa’nın doğduğu yerde “Noel’in kutlanmaması”, etkileri ileriki süreçte ortaya çıkacak önemli bir olaydır.”
Gazze’de vahşi bir soykırım devam ederken vicdan sahibi kimi Hıristiyanların “Noel’in kutlanmaması” konusundaki mesajlarına şahit oldum. Bu belki çok büyük rakamlara ulaşmadı; ama “tarihe not düşme” anlamında önemli bir olaydı.
Meselenin bir de şu boyutu var.
İslam dünyasındaki kimi önemli siyasi ve dini figürlerin, Hıristiyanların “Noel bayramını” kutlarken, Gazze’ye, Siyonist vahşete değinmelerini bekledik; ama maalesef öyle bir mesaja rastlayamadık.
Aksine şaşırtıcı kutlamalar gördük.
Ezher Şeyhi, bir Mısır televizyonunda yayınlanan video kaydında şunları söyledi:
“İslam dininin bizi davet ettiği erdemli davranışlardan biri de gayrimüslimlerin bayramlarını tebrik etmektir. Aşırılıkçıların gayrimüslimlerin bayramlarının tebrik edilmesinin haram olduğu iddiaları bir durgunluk ve tecrittir. İslam hukukunun amaçlarına aykırı bir iftiradır. Cinayetten daha beter bir fitne ve gayrimüslimlere zarar verme şeklidir.”
Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib, bu açıklama ile de yetinmedi ve yetkilileri göreve çağırdı. ‘Gayrimüslimleri tebrik etmenin haram olduğu yönünde ortaya atılan görüşleri içeren materyallerin paylaşılmasının yasaklanmasını’ istedi. Ezher Şeyhine göre bu görüşler toplumda fitneye ve gerginliğe neden oluyordu.
Hemen yanı başında korkunç bir soykırım yaşanıyor, camiler, kiliseler, okullar, hastaneler bombalanıyor, bebekler katlediliyor. Bulunduğu devletin Gazze ile bir sınır kapısı var; ama o kapıdan ancak Siyonist işgalci teröristlerin istedikleri geçebiliyor.
Ezher Şeyhi, “Gayrimüslimlerin Noel’ini kutlarken”, hemen yanı başında Gazze’de Müslümanlar ekmek bulamıyor, su bulamıyor, ilaç bulamıyor. Ezher Şeyhi, bir “devlet görevlisi” olarak Hıristiyan tebaanın bayramını kutlasın elbette; ama bir “Müslüman alim” olarak da abluka altındaki, işgal altındaki Müslümanların durumundan da söz etsin!
Noel mesajında Gazze’den, yaşanan soykırımdan söz etmedi Ezher Şeyhi; ama bakın nasıl sözcükler kullandı: Noel mesajında Papa Francis'i, Papa Tawadros'u ve Canterbury Başpiskoposu Dr. Justin Welby’i, Konstantinopolis Patriği I. Bartholomeos’u tebrik etti.
Mesajdaki ayrıntı dikkatinizi çekmiştir sanırım.
İstanbul Ortodoks Patriği için “Konstantinopolis Patriği I. Bartholomeos” ifadesini kullanıyor Ezher Şeyhi.
Türkiye’nin bu konuda hassas olduğunu, meselenin dini olmaktan çok siyasi bir yönünün bulunduğunu bilmiyor olamaz, herhalde Ayasofya’nın ibadete açılmasından sonra yaşanan tartışmalardan haberdardır.
Patriğin ziyareti sırasında Estonya Başbakanı yaptığı paylaşımda, İstanbul Ortodoks Patrikhanesi Patriği ve Başpiskoposu I. Bartholomeos'u "Konstantinopolis Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik" sözleriyle tanımlamış ve bu Türkiye’nin tepkisine neden olmuştu.
Ezher Şeyhi, Noel mesajında, Müslümanların fethettiği İstanbul’a değil, Bizans’ın elindeki Konstantinopolis’e vurgu yaparak Hıristiyan dünyasının hassasiyetlerini ne kadar gözettiğini de göstermiş oldu.
Maalesef Gazze’deki soykırıma karşı konuşmak ve adım atmak için işbirlikçi diktatörlerin izin verdiği alanda, izin verdiği sınırlarda konuşabiliyor. Bakın Ezher Şeyhi, 10 kasımdaki mesajında Gazze’de yaşananlarla ilgili ancak bir ay sonra toplanabilen “Arap zirvesi” için umutlarını şöyle dile getiriyordu: “Biz, halkınız, sizi destekliyoruz ve arkanızda duruyoruz ve size karşı bu Siyonist saldırıyı durdurmak için Allah’ın size verdiği güç, ekipman, ekipman, bilgelik, deneyim ve politika açısından tüm imkânları kullanacağınıza dair umut ve güven doluyuz.”
Arap Birliği’nden, İslam İşbirliği Teşkilatından hiçbir somut adım gelmeyince “umut tükendi, güven de boşa çıktı” Gazze gündemden düştü.
Ezher Şeyhine cevabı yine bir papaz verdi.
Beytüllahim’deki Luteryen Kilisesi Papazı Munzir İshak, "Gazze’deki halkımıza karşı soykırım işlenirken bu yıl hiçbir şekilde İsa Mesih’in doğumu için kutlama yapamayız, içimizden kutlama yapmak gelmiyor" dedi.
Papaz Münzir İshak, Gazze’deki gerçeği dünyanın gözüne soktu:
“Tüm Filistinlilerin hedef alındığı bir soykırım savaşına maruz kalıyoruz. Bebek Mesih’in doğuşunu düşündüğümüz zaman bizim aklımıza ne yazık ki Gazze’de en vahşi şekilde katledilen bebekler geliyor."
Keşke Ezher Şeyhi de böyle bir mesaj verebilseydi.