Rusya, Ukrayna’ya yönelik saldırıya başlamadan önce uzun bir hazırlık dönemi geçirdi.

Savaş teçhizatı ve mühimmatını çok da gizlemeye gerek duymadan Ukrayna sınırına yığdı. Askerlerini hazırladı, hedeflerini belirledi.

Amerika o dönemde bir ajans haberi verir gibi düzenli olarak Rusya’nın ne zaman saldıracağına dair açıklamalar yaptı.

Rusya’nın doğalgaza bağımlı durumdaki Avrupa’ya karşı vanaları kısması durumunda yaşanacak sıkıntılar konuşuldu.

Savaş başladı ve Rusya, tahmin edildiği gibi belirlenen hedeflere yönelik işgal harekatına girişti.

Avrupa biraz da Amerika’nın zorlamasıyla Ukrayna’ya yönelik askeri malzeme tedarikine başladı.

Amerika ve Avrupa doğrudan savaşa girmedi; ama basitten başlayarak her türlü gelişmiş ve kompleks silahı Ukrayna’ya sağlamaya başladı.

Avrupa’nın sürekli tedirgin olduğu Rus konvansiyonel gücü, kısa süre içerisinde gelişmiş savunma sistemleriyle donatılan Ukrayna karşısında taarruzdan savunmaya geçmek zorunda kaldı. Hatta Rusya ele geçirdiği bazı yerlerden çekilmek zorunda kaldı.

Rusya artık sadece Ukrayna ile değil Avrupa’nın büyük kısmı ve Amerika ile de savaştığının farkında. Arada bir Rus yetkililerin “Nükleer silah” kozundan söz etmesi aslında ne kadar zorlandıklarının göstergesidir.

Zelensky, kendisine sunulan devasa imkanlardan dolayı Rusya’ya karşı daha üst perdeden konuşmaya başladı. Ancak Ukrayna ordusu verdiği çok büyük kayıplara rağmen Rus savunma hatlarını aşmayı başaramadı.

Amerikalı askeri uzmanlar, modern silahlarla donatılmış Ukrayna ordusunun, ambargolar karşısında sıkıntılar yaşayan Rusya karşısında ne kadar dayanabileceğinin hesaplarını yaptı; ama bu hesapların hiçbiri tutmadı.

Rusya’nın tahminlerin çok üstünde bir hazırlık yaptığı ve elindeki ekonomik silahlardan dolayı daha uzun süre dayanabileceği ortaya çıktı.

Rusya’nın sahip olduğu üç büyük silahı vardı: Petrol, doğalgaz ve hububat…

Bu üçünü de özellikle Avrupa’ya karşı kullanma niyetindedir Rusya.

Tahıl koridoru anlaşmalarıyla Ukrayna hububatının üzerinde söz hakkı olduğunu tüm dünyaya kabul ettirdi.

Petrol fiyatının belirlenmesinde en önemli aktör olduğu da çıktı ortaya. Özellikle Körfez ile yaptığı anlaşmalar neticesinde petrol arzında kısıntıya gidilmesi, doğalgazdaki kaybın telafi edilmesini sağladı.

BRICKS ülkeleri ile yapılan anlaşmalar, Çin’in destek açıklamaları Rusya’yı Batı’nın istediği şekilde tecride girmekten kurtardı.

Rusya önümüzdeki kışa hazırlık yapıyor.

Ukrayna’ya destek veren Avrupa ülkelerine karşı siyasi, ekonomik ve diplomatik tüm hamlelerini yapmaya çalışacaktır.

Önümüzdeki tartışma artık bu savaşa “Rusya’nın ne kadar dayanacağı” değil, Ukrayna’nın destekçisi olan Avrupa ülkelerinin ne kadar dayanacağı konusunda olacaktır.

Ukrayna’ya verilen maddi ve askeri desteğin bazı Avrupa ülkelerinde rahatsızlıklara neden olduğu biliniyordu; ama pek kimse sesini çıkarmıyordu.

Önümüzdeki süreçte Avrupa’da “neden tüm yük bizim sırtımızda?” türü sorularla ya da “benden bu kadar, artık yokum” türü açıklamalara şahit olabiliriz.

Yapılan kimi açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla Zelensky’nin Avrupalı liderlere “istediğimiz yardımları yaparsanız Rusya’yı mağlup ederim” sözünü verdiği ortaya çıkıyor. Rusya’nın yenilmemesi bir tarafa yapılan yardımların Ukrayna’da kimi kişi ve çevreleri zenginleştirdiği, bazı silahların el altından dünya piyasasına sürüldüğü yönündeki iddialar bazı mahfillerde derin bir öfkeye neden oluyor.

Rusya’nın savaşa dayanma gücü büyük oranda ortaya çıktı. Mevcut “düşük yoğunluklu savaş” Rusya’yı pek fazla yormuyor. Ama Ukrayna’ya yardım eden Avrupa ülkelerinin ne kadar dayanabileceği belli değil.