Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, basın mensuplarına yaptığı açıklama ile tam bir pişkinlik örneği sergiledi.
Rus paralı savaşçı grubu Wagner'in, Afrika'daki "istikrar bozucu faaliyetlerinden" derinden endişe duyduklarını aktaran Kirby, 2016'dan beri Wagner'in Orta Afrika Cumhuriyeti ve son dönemde de Mali'de etkinliğini artırdığını kaydetti.
Kirby, "Geçen hafta sonu yaşanan olaylara rağmen Wagner'in Afrika ülkelerini sömürme niyetinden vazgeçtiğine dair hiçbir emare yok" şeklinde konuştu.
Wagner’in Rusya’da Putin’e isyan girişimi sonrası “tasfiye edilmesinin” konuşulduğu bir dönemde bu türden açıklamaların yapılması normal olarak görülebilir. Neticede mevcut haliyle Rus devletinin bu risk barındıran silahlı güce destek çıkmayacağını herkes tahmin edebilir.
Ama konu sadece bu değil.
Kirby’nin Wagner üzerinden istikrar ve sömürü vurgusu yapması tam bir pişkinlik örneği.
Sömürünün dünyadaki en somut hali olan bir gücün kendi kontrolünde olmayan güçler için “sömürgeci” suçlaması yapması “benim katilim iyidir” anlayışından farklı değil.
Amerika’nın ekonomik, siyasi ve askeri ablukalarla dünyadaki birçok ülkeyi sömürdüğünü ve hatta bunu yaparken gizleme gereği bile duymadığını biraz siyaseti takip eden herkes biliyor.
Mesela Rusya’dan S-400 sistemlerini tedarik ettiği için Türkiye’ye uygulanan “Catsaa yasası” gibi…
"ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası" olarak biliniyor.
Türkiye önce Amerika’dan PATRIOT sistemlerini almak istedi. Ama hem fiyatı pahalı olan hem de teknolojiyi vermeyi reddeden Amerika, bu sistemleri Türkiye’ye vermek istemedi.
Rusya’dan hem daha ucuza alındı hem de teknoloji transferi yapıldı ki, Türkiye bundan sonraki süreçte S-400’e ihtiyaç duymayacak hale geldi.
Türkiye’ye yaptırımlar uygulanıyor. Bu çerçevede parası ödenmiş F-35’ler verilmediği gibi F-16 modernizasyonu için de işi sürüncemede bırakma politikası uygulanıyor.
Ama aynı Amerika adı geçen yaptırım yasasını Rusya’dan silah ve füze tedarik eden Hindistan, Suudi ve BAE’ye uygulamıyor. Çünkü onlarla farklı alanlarda ticari ilişkiler ya da sömürü bağlantıları var.
Bir de “Wagner’in istikrarı bozduğu” iddiası vardı Kirby’nin.
Wagner’in katiller sürüsü olması, insanlık dışı katliamlara imza atması bilinmeyen bir şey değil; ama Amerika’nın istikrardan anladığı şeyin de insani ve ahlaki olduğunu kimse iddia edemez.
Mesela…
İşgalci terör rejiminin katliam, işgal ve ilhak politikalarının devam etmesi Amerika’ya göre istikrar; ama Filistin direnişi istikrarı bozan bir şeydir.
Amerika’nın kirli askeri güçlerinin denetiminde Afganistan’da uyuşturucu ticareti yapılması istikrar; ama İslam Emirliğinin uyuşturucu üretim ve faaliyetlerini bitirmesi istikrarsızlıktır.
Yani demek istediğimiz şu: Bizim ve tüm mazlum halkların istikrar ve sömürüden anladıklarımız ile Amerika’nın anladığı aynı şey değil.