İngiliz yayın organı Financial Times “Yılın kişisi” olarak Zelensky’yi seçti.
Karara gerekçe olarak, "Ukrayna Devlet Başkanı, halkının direncini somutlaştırıyor ve liberal demokrasinin standart taşıyıcısı haline geldi" denildi.
Öncelikle bu yazıda asıl konumuzun Zelensky, Putin ya da Ukrayna savaşı olmadığını belirtelim.
Batılı kuruluş ve medya organlarının bu alandaki haber ve ödüllendirmeleri büyük oranda algıları yönetme amaçlıdır. Yani eğer Zelensky, “Yılın kişisi” olarak gösteriliyorsa meselenin kesinlikle sadece Ukrayna ve Zelensky olmadığını bilmemiz gerekiyor.
Yaklaşık 50 yıldır bu yayın kuruluşu her sene “Person of year” açıklaması yapar.
İsimler ilginçtir.
Mesela küresel emperyalizmin en önemli teorisyenlerinden ve ABD Dışişleri Bakanlığı yapmış olan Henry Kissinger ilk isimlerden biridir.
Bu medya kuruluşunun seçtiği isimler arasında Enver Sedat, Mihail Gorbaçov, George Bush ve Donald Trump gibi isimlerin de bulunduğunu söyleyelim; ama Kissinger ismi üzerinde duralım.
Yahudi asıllıdır Kissinger ve işgal rejiminin çıkarlarını “İsrailli yöneticilerden” daha fazla savunan biridir.
Hatta “İsrail’in güvenliği Amerika için hayati derecede önemlidir” mottosunu Amerikan politikasının kılcal damarları içerisine zerk eden isimlerden biridir Kissinger.
Mesela herhangi bir işgalci rejim politikacısının bile kolay kolay söyleyemeyeceği şu sözleri Kissinger bundan 3 yıl kadar önce sarf etmiştir:
“ABD ordusuna, stratejik önemi nedeniyle, özellikle bizim için petrol ve diğer ekonomik kaynakları içerdikleri için Orta Doğu’daki yedi ülkeyi işgal etmek zorunda olduğumuzu bildirdik ve İran’a vurmak için sadece bir adım kaldı.”
Siz bakmayın öyle “normalleşme” adı altında işgalci rejim politikacılarının Arap coğrafyasında bazı liderlere gülücükler dağıtmasına, “barış ve refah” şarkıları söylemesine, asıl hedeflerini ve gerçek yüzlerini Kissinger çok net kelimelerle ortaya döküyor:
“Çin ve Rusya uykularından uyanmaya başladıklarında, Dünya Savaşı patlayacak. Sadece iki süper güç İsrail ve Amerika zafer kazanacak. İsrail tüm gücüyle savaşmak zorunda kalacak ve silahlarını, mümkün olduğunca çok sayıda Arap’ı öldürmek ve Orta Doğu’nun yarısını işgal etmek için kullanacak.”
Kissinger, 70’li yıllarda Filistin topraklarının adım adım işgal edilmesinde en önemli aktörlerin başında gelir. Nixon dönemi Dışişleri Bakanı Rogers’in “israil’in 67 öncesi sınırlara dönmesi” eksenli olarak hazırladığı planı baltalamak ve devreden çıkarmak için büyük çaba içerisine girmiş ve başarılı olmuştur.
Kissinger’in korkunç yüzü sadece Ortadoğu’ya yönelik değildir.
Uzakdoğu’da özellikle Kızıl Kmerlerin büyük katliamından önce Kamboçyalılara yönelik Amerika tarafından gerçekleştirilen büyük soykırımın en önemli planlayıcısıdır.
Dünya nüfusunun azaltılması konusunda küresel senaryoların devreye konulması konusunda da projeler hazırlamıştır. Özellikle 13 ülkenin hedef alınması ve bu ülkelerde nüfus artışının durdurulması için çaba harcanmasını istemiştir. 13 ülke şunlardır: Hindistan, Bangladeş, Pakistan, Nijerya, Meksika, Endonezya, Brezilya, Filipinler, Tayland, Mısır, Türkiye, Etiyopya ve Kolombiya.
Kissinger ile yerine oturan ve yaklaşık 50 yıldır uygulamada olan Amerikan politikasında ilkeler değil, pragmatizm esas alındı. İslam dünyası dahil bazı yerlerde sol ideolojiye destek verilirken, bazı yerlerde ise sola karşı faşistlerin desteklenmesi yoluna gidildi.
Ali Bulaç’ın aktarımıyla, ünlü MİT’çi Mahir Kaynak bir söyleşisinde şöyle demişti: “Çok ilginç bir teknik yöntem söyleyeyim size: Meselâ 1970’ten sonra Türkiye’deki komünistleri Amerika yönlendirdi.”
Mahir Kaynak’ın MİT elemanı olarak sol içerisine yerleştirilmiş ve solun asker-sivil ortaklığıyla darbe yapmasını önleyen kişi olduğunu hatırlatalım.
Ama Kissinger’in belirlediği Amerikan politikası, Şili’de faşistleri destekledi ve Komünist Allende hükümeti darbe ile devrildi. Yine mesela İtalya’da eski başbakan Aldo Moro’nun komünist Kızıl Tugaylar örgütü tarafından kaçırılmasında, öldürülmesinde Amerika’nın ve dolayısıyla Kissinger’in belirlediği siyasetin etkisini artık kimse inkar etmiyor.
Son olarak…
Financial Times’ın 2018’de “Yılın kişisi” (Person of year) olarak seçtiği kişinin borsa spekülatörü, küresel finans krizi uzmanı ve bazı ülkelere girişi yasak olan George Soros olduğunu hatırlatalım.
Ve bir hatırlatma daha…
Kissinger, küresel emperyalist projelerin “resmi” yüzü iken Soros, sivil görünümle bunun tamamlayıcısıdır.