Kime ait olduğunu bilmiyorum; ama çok hoşuma giden bir söz vardır: “Bütün kitaplar tek bir kitabı daha iyi anlamak içindir.”

Evet, kastedilen bir tek kitap Kur’an-ı Kerim’dir. Yüce kelamın gölgesinde nice alim yetişmiş, ifsad ve tahribata karşı çağlarını aşan mesajlar vermişlerdir.

Bize Gazaliler, Raziler, Neveviler bahşeden Allah’a şükürler olsun.

Takva azığıyla yüklenmiş, ihlasla yola çıkmış, Kur’an ve sünnet pınarından içerek inciler saçmışlardır.

Manevi hastalıkları tespit edip çözüm önerilerinde bulunmuşlardır, inkar ve azgınlığa son derece kıymetli cevaplar vermişlerdir.

Bakın Gazali (Allah onu rahmetiyle kuşatsın) bin yıl önce bir hastalıktan söz ederken sanki günümüzden tarif etmektedir:

“İnsanlarda yeni şeylere karşı fıtrî bir ilgi bulunduğu için, yanlışlık, kötülük ve zararları açık seçik görülmeyen bir takım fikirler ve görüşler kolayca yayılma imkânını bulmuşlardır. Bu fikir ve görüşlerin dış parıltısına aldanan cahiller, katranı bal zannedip içine düşen ve orada boğulan sinek gibi, bunların bataklığına düşüp boğulurken, çoğu bilginler bile, onların iç yüzlerini ve gerçek durumlarını yeterince anlamaktan âciz kalmışlar, bu yüzden de onlara sempati duymuş ya da en azından (fikir özgürlüğü, çeşitlilik gibi mülâhazalarla) onları kendi hallerine bırakmışlardır. (Mü’minler için yükselme basamakları)

Yanlışlar ve sapkınlıklar her dönem olmuş; ama Allah’ın yardımıyla her dönem bunların izalesi için gayret gösterenler de olmuştur.

İyi niyet ve ihlasla yola çıkanlar, hak yolda sebat edenler, iyilik ve güzellik bulmuşlar; ama enaniyet çukurundan çıkmak için teşebbüste dahi bulunmayanlar her rüzgarda savrulmuşlardır.

Saygıdeğer Selahattin Çelik Hocanın “ETİKET” markasıyla çıkan iki eseri bizi bu satırları yazmaya sevk etti.

“İdeolojileri tanımak” isimli eser gerçekten bazı açılardan bir ihtiyacı karşılayacak nitelikte. Eserin kapağında “Seküler dinler: İdeolojiler” alt başlığı kullanılmış. Gerçekten de farklı isim ve maskeler altına saklansalar da, albenili söylemleri öne sürseler de ideolojiler farklı dönemlerde yine kendini göstermektedir. Bunları kaynağı belirsiz internet bilgilerinden öğrenmek son derece zararlı sonuçlara neden olabilmektedir.

Genel ideoloji tanımları, ideolojilere kaynaklık eden doktrinler ve başlıca ideolojik akımlar iyi bir araştırma ile derlenmiş ve değerlendirmeleri yapılmış. Bu konuyla ilgilenenlerin okumasında fayda vardır.

İkinci eser oldukça kapsamlı. Tam 600 sayfa ve büyük boy.

Selahattin Çelik Hoca, “Mukayeseli Dinler Tarihi ve Dinlerin kimliği” isimli hacimli eseri üç bölüme ayırmış.

Birinci bölümde “Dini tanımak” başlığı altında genel bilgiler verilmiş. “Dinin komşuları” adlı ikinci bölümde “Din ve Felsefe”, “Din ve sekülerizm”, “Din ve mitoloji”, “Din bilim çatışması” gibi önemli konular işlenmiş ve bir nevi kitaba giriş yapılmış. Üçüncü bölümde “Yaşayan belli başlı dinler” başlığı altında iyi bir araştırma yapılmış. İlkel dönem dinleri, Uzakdoğu’da hayat bulan dinler, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam… Kitabın sonlarında kısaca ateizm, deizm gibi akımlardan da söz edilmiş. İnşaallah Selahattin Hoca, ateizm ve deizm konusunda müstakil çalışmalar da yapar.

Kitaplara bilgilendirici tablolar ve resimler eklenmiş ve bu da kitapları daha ilgi çekici hale getirmiş. Kaynaklar konusunda biraz daha derinlik olsa, konularla alakalı ilk kaynaklara ulaşılabilse ve değerlendirmeler daha geniş tutulabilse sanırım daha iyi olurdu. Bir de “mukayeseli” ifadesi oldukça iddialı olmuş gibi görünüyor.

Her iki eser de faydalı olur inşaallah.

Umuyor ve diliyorum ki, bu eserler okuyanlara fayda sağlar ve araştırmacılar için cesaret verici olur.