Üç kuruş maaşla çalışacaksınız, bunu da alana kadar canınız çıkacak.
Sosyal hakkınız var zannedeceksiniz ama hastaneye gidince mütaahhidin veya şirketin sigortanızı yatırmadığını göreceksiniz.
Ustabaşı veya müteahhitle anlaşamadığınız bir konu olursa kendinizi kapının önünde bulacaksınız.
Herkes 8 saat çalışırken siz 10-12 saat çalışacaksınız.
Uzun çalışma saatleri yetmez bir de en ağı işlerde çalışacaksınız.
Her şeye dişinizi sıkacak eve bir lokma ekmek götürmek için uğraşacaksınız.
Ancak bu kez de çalıştığınız yerde kadrolu-taşeron diye ayrışıp zenci muamelesi göreceksiniz.
Yıllık izin, kıdem tazminatı ve fazla mesai hakkınızı talep edeceksiniz, ancak firmalarca girdi-çıktı oyunlarıyla bu haklardan yararlanamayacaksınız.
Müteahhidin veya şirketin kurallarına harfiyen uyacak ve işiniz düzenli yapacaksın fakat ücretinizi düzenli alamayacaksınız.
Bir de ikinci sınıf insan muamelesi göreceksiniz. Devamlı satılacaksınız. Şirket el değiştirecek, iş süresi bitecek velhasıl aslen kime çalıştığınızı da tam olarak bilemeyeceksiniz.
En kötüsü de, kıdem gerektiren işlerde kısa iş süreleri ve maliyetlerin düşürülmesi için gerekli eğitimler almayacaksınız ve bir iş kazasında hayatınızı kaybedeceksiniz.
İşte, Türkiye`nin taşeron gerçeği. Şimdi varın bu taşeronluk ne kadar insani siz karar verin.
twitter: @yorumyilmaz / yorumyilmaz@gmail.com
http://www.dogruhaber.com.tr/mobil/Haber.php?id=129770