Sözlükte; "bilen, gören, hazır olan, haber veren, muttali ve tanık olan" anlamına gelen şehid kavramının çoğulu şüheda ve eşhâd olarak tanımlanmaktadır. Kur’anî bir kavram olan şehid kelimesi; "Bir yerde hazır bulunan, bir hadiseyi bizzat müşahede edip bilen ve sonra onu bildiren kişi" gibi başka anlamları da vardır.
Şehid kavramı Kur'an'da 35 defa, şüheda kelimesi ise 20 defa geçmiştir. İslami bir terim olarak ise, Allah yolunda canlarını feda eden, bu yolda öldürülen kimseleri ifade eder.
Şehit kavramının terim ve sözlük anlamları arasında yakın bir ilişki vardır. Şehid olan Müslümanlar "öldürülmüş" de olsalar, başka bir hayat mertebesinde olmaya devam ederler. Allah'ın kendilerine vaat ettiği nimetleri daha cennete girmeden önce hazır olarak görüp onlardan yararlanmaya başlarlar. Kıyamet gününde kendilerinden, Resul-i Ekrem (s. a. v)'le birlikte geçmiş ümmetler hakkında şahitlik yapmaları istenir. Onların cennet nimetlerine erişmelerine Allah ve melekler şahitlik eder, şehit oldukları sırada ve ruhlarının cennete yükselişi esnasında rahmet melekleri onların yanında bulunup şahit olur, diğer müminler de imanlı olduklarına ve hayırlı bir şekilde öldüklerine şahitlik ederler. Kaldı ki, cennette Peygamberler ve Sıddıklardan sonra en yüce mertebe şehitlerin mertebesidir.
İslam nizamının hâkim olduğu bir coğrafyada, beş temel esas teminat altına alınmıştır: Bunlar; din, mal, can, ırz ve akıldır. İnsanoğlunun yeryüzünde adil ve insanca yaşaması ve varlığını sürdürebilmesi bu beş temel esasın önemsenmesi ve korunmasına bağlıdır. Şüphesiz insan hayatının korunması da bunlardan birisidir. Haksız yere bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir. Başta Allah'ın dini İslam olmak üzere üstün hedef ve gayeler uğrunda can verip şehadet mertebesine ermek İslam'ın teşvik ettiği bir davranıştır. Nitekim belirtilen gayeler uğrunda mücadele edip can verenler şehittirler.
İslam'ın yeryüzündeki tüm insanlara ulaşması, yeryüzündeki bütün zorba diktatörlerin alaşağı edilip inanan insanların dini ilke ve ölçüleri öğrenmeleri ve buna uygun bir hayat yaşayabilmeleri, bu uğurda bedel ödemeyi ve mücadele vermeyi gerektirir. Müslümanların en önemli sorumlulukları arasında yer alan, bu mücadele sırasında can verip şehit olanlar da Allah(cc.) katında yüksek bir mertebeye ulaşırlar.
“Ve Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin! Bilakis (onlar) hayattadırlar, fakat (siz) anlayamazsınız.” (Bakara:154)
"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma! Bilâkis onlar diridirler; Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleriyle sevinçli bir halde rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehid kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. Onlar Allah'tan gelen bir nimet, bir lütuf sebebiyle ve Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesi ile de sevinç içerisindedirler." (Al-i İmran:169-171)
Allah yolunda can veren şehitler, görünüşte ölmüş olsalar bile Allah'ın kendilerine bahşettiği bir özel bir hayatla diridirler. Onlara "diri" denmesi, şehitlerin kendilerini ölmüş bilmeyip daha iyi bir aleme gittiklerini biliyor olmaları, ahiret mutluluğu kazanmış olmalarındandır.
Hz. Peygamber(s.a.v) şehadete olan arzusunu şöyle dile getirmiştir: "...Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda şehid olmayı, sonra diriltilip tekrar şehid olmayı, sonra diriltilip tekrar şehid olmayı, sonra diriltilip tekrar şehid olmayı ne kadar isterdim." (Buhari, Cihad)
Allah Resulü(a.s):"Ölüp de Allah katında hayırlı bir mertebeye erişen kullar içinde, şehitten başka hiç kimse kendisine içindekilerle birlikte dünya verilecek bile olsa yeniden dünyaya gelmek istemez. Şehit, şehitliğin ne kadar yüce bir mertebe olduğunu gördüğü için, dünyaya dönüp bir defa daha şehit olmayı arzular." buyurdular.
Hülasa, içerdiği fedakârlık, halis niyet ve samimiyet sebebiyle şehadet, imanın en büyük belirtilerinden biridir.
Ey dost!
Şehadet, cömertliğin ve diğerkâmlığın zirvesidir. Rabbim, ömrünün baharında, beyinleri donmuş kiralık katillerin eliyle saldırıya uğrayıp şehadet mertebesine eren Sacid'imizi Firdevs cennetlerinde ağırlasın! Mazlum yavrularımızın yüreğini yakan zalimlerin yüreğini sen de yak Allah'ım!