Bu haftaki köşe yazımı Prof. Dr. Şemsettin Dursun hocanın; "Hayatı Anlamlı Kılmak" isimli kitabından alıntı yaparak sürdürmek istiyorum. Umarım beni anlayışla karşılar. Eğitim Fakültesinden hocam olan Şemsettin Dursun, Matematik profesörüdür. Hoca, "Fourier Serileri ve Bazı Uygulamaları" adlı teziyle yüksek lisans, "Sonsuz Matrisler Yardımıyla Tanımlanmış Nonarchimedean Dizi Uzayları ve Matris Dönüşümleri" adlı teziyle de doktorasını tamamladı. 2016 yılında Batman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yöneylem Anabilim Dalına Profesör olarak atandı.

Şemsettin Hoca(rabbim ilmine ve ömrüne bereket versin), ilmi derinliğiyle saygınlık kazanmış âlim ve bilge bir kişiliktir. Öğrencilik hayatımızda İslam'ın kal(söylem) dininden ziyade hal (Yaşam dini) olduğunu öğreterek bize artı değer sağladı. Tevazu, merhamet sahibi hocamız, özellikle ramazan aylarında garip gurabaya sofrasını açar, çeşitli ikramlarda bulunduktan sonra muhabbeti bal eyleyerek gönülleri fethederdi. Bir iki kitap okumuşluğumuzla -buna gençliğin verdiği heyecanı da eklersek- kendimizi allame-i cihandan sayıp bir gecede devletler kurar, devletler yıkardık. Şemsettin Hoca, tebessüm ederek; 'Gençler bugün hararetle savunduğunuz görüşleri eminim yıllar sonra terk edeceksiniz, diyordu. Hakikaten yaşın kemaliyle birlikte yanlış fikirlerin zevale, doğruların ise kemale erdiğini yıllar sonra idrak ettik. Bu bilince ermenin de çok yönlü okumayla mümkün olacağı hususunda hocamla hemfikirim. Allah kendisinden razı olsun. Çok yönlü okumanın nasıl olduğunu hocadan dinleyelim:

"Okumak bilgi edinmenin en geçerli yöntemidir. Bizler ilk emri "oku" olan bir medeniyetin çocuklarıyız. Okumak sadece kitapla sınırlı değildir. Olayları, olguları, eşyayı, nesneyi, evreni ve kendimizi de okumalıyız. Yamuk okuyanlar doğruyu anlayamazlar. Yamuk bakanlar doğruyu göremezler.

Çok değişkenli fonksiyonlarla okumak, çok yönlü bir bakış açısıyla okumak, derinliğine ve genişliğine okumak zihin dünyamızın gelişimine katkı yaptığı gibi; soran, sorgulayan, analiz eden, analitik düşünen, tarihin kurucu öznesi olabilecek şahsiyetlerin yetişmesine de zemin hazırlar" der.

Çok yönlü okumayla ilgili bir düşünür şöyle der: "Gözle oku. Gönülle oku. Zihinle oku. Kitabı oku. Tabiatı oku. Evreni oku. Tarihi oku. Hepsinden öte kendini oku. Okuyarak oku. Düşünerek oku. Yaşayarak oku. Duyarak oku. En ehem olanı inanarak ve Allah(cc.)'ın adıyla okumandır.

Dostlar! Okuyarak bilgiyi, düşünerek hikmeti, yaşayarak tecrübeyi, duyarak irfanı elde etmek mümkündür.

Okurken parçacı değil, bütüncül okumalı. Çünkü hakikat, parçalanamaz bir bütündür. Bilge insanlar; "Parçalanan hakikat, hakikat değildir,"  buyurmuşlar. Parça bütünü temsil edemez, ancak kendini temsil edebilir. Hakikati bütün olarak görebilmek, çok boyutlu bakış açısı eksenli okumakla mümkündür.

Tutarlı ve iktisatlı okumalı... Okuduklarımızın kalıcı olması için kısa notlar tutulmalı... Okuyup yazdıklarımızı gelecek kuşaklara aktarmanın bir metodu hiç şüphesiz okuduklarımızı yazıya dökmektir. Bu meyanda, Çinlilerin; "Söz uçar, yazı kalır" atasözü meşhurdur. İstifade edilecek kelamı israf edip hor kullanma. Kaldı ki kelamın en efdali doğru ve özlü söz söylemektir. Şair hali pür melalimizi güzelim şu mısralarla resmetmiş:

"Kalem altın, kelam inci hemen derceyle,

Teraziye koyup satma, yeri geldikçe harceyle."

 Çok değişkenli fonksiyonlarla okumak, çok boyutlu bir bakış açısıyla okumak, doğru okumak hakikati anlamamıza, kavramamıza, algılamamıza ve bulmamıza yardımcı olur. Yamuk bir bakış açısı, doğruyu(hakikati)bulmamızı engeller. Doğrusal ve çok boyutlu bakış açısı, temel bakışımız olmalıdır.

Hülasa, bu açıyla okumalar; soran, sorgulayan, araştıran ve analiz eden şahsiyetlerin oluşmasını sağlar. Bu şahsiyetler, kendilerini gerçekleştiren, varlığını hissettiren, "tarihin kurucu öznesi" olanlardır.