Hz. Peygamber(s.a.v) Medine'ye hicret ettikten sonra cahiliye döneminden kalma bayramlara alternatif olarak kurban ve ramazan bayramlarını aziz ümmetine hediye etmiştir. Allah Resulü(s.a.v)'in Muhacir ve Ensar'a ferman buyurduğu sözler, bizim nezdimizde de kıymetli ve bir o kadar kayda değerdir. Ümmetine müşfik ve kerim olan Efendimiz(as.) o asırda buyurdular ki: "Allah, sizin için o iki günü daha hayırlı iki günle değiştirdi. Bunlar kurban ve Ramazan Bayramıdır." 

 İslâm'a göre Müslümanların ramazan ve kurban olmak üzere iki bayramı vardır. Bunlar, Arapça'da îdü'l-fıtr ve îdü'l-adhâ şeklinde adlandırılan bayramlardır. Her iki bayram da hicretin 2. Yılından itibaren Müslümanlarca kutlanmaya başlanmıştır. Esasen ramazan orucu ilk defa bu yıl farz kılınmış, hem ramazanı oruçla geçiren müminler sonraki ay olan Şevval'in ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Hülasa, ramazan bitmeden önce (muhtaç insanlara fıtr sadakası verildiği için) bu bayrama aynı zamanda fıtır bayramı da denilmiştir. 

Yeryüzünde yaşayan milletlerin, bir takım tarihi, sosyal hadiselerin vuku bulmasından dolayı ulusça kutladıkları bayramların hiçbiri İslam'ın ilan ettiği bayramlara alternatif olamazlar. Kafatasçılığı kutsayıp bir kavmin üstünlüğü esasına dayanan, yalan üzerine kurgulanmış hayal ürünü mitolojilerin ritüellerini yansıtan cahiliye adetlerini Müslüman halklara bayram olarak sunup dayatanlar, bunu yapmakla bir nevi cahiliye adetlerini İslam'la uzlaştırmış olurlar ki bu anlayış da akidelerine zarar vermektedir. 

 İslam'ın yayıldığı bölgelerde yerel farklılıklara bağlı olarak çeşitli bayram kutlamaları ortaya çıksa da bayramlaşma uygulamalarının temel unsurları Müslümanlar arasında büyük ölçüde ortaktır. Tabi ki bayram günleri anne-baba başta olmak üzere akraba, komşu ve dostları ziyaret etme, hatırlarını sorma, dertleriyle dertdaş, halleriyle hemhal olmak için bulunmaz bir fırsattır. Hem coşku ve neşe içinde kutlayacağımız bayramlarımızı buruklaştıracak, alacağımız her bir lokmanın boğazımıza düğümlenmesine sebep olacak, yokluklarıyla hüzünlendiğimiz zend u bentleriyle gayret gösterdikleri için solan nice değerimiz ve güllerimiz vardır.  

Evet, onlarca yıl oldu, bayramı zindanlarda, dört duvar arasında geçiren göz aydınlığımız sayılan Yusuflarımız vardır. Hilm, tevazu sahibi Enverlerinin zindandan çıkacağı günleri iple çeken,' vah esefa vah hasreta!' eninleriyle can veren annelerimiz, Yakup yürekli babalarımız vardır. Zor zamanda üşenmeden zindan yollarını aşındıran beli bükük, başı dik şefkatli babalarımız, yufka yürekli annelerimiz ve imtihan fırtınasıyla ailelerin savrulduğu, yuvaların dağıldığı günlerde dik durup hayatımızın en zor yükünü çeken, çocuklarımıza hem annelik hem babalık yapan fedakâr eşlerimiz vardır. Zindanda sevdiklerinin vefat haberiyle sarsılan, taziyelerinde bulunamayan, ranzasının perdesini usulce çekip hasret gözyaşlarını içine döken, hayatları çilelerle örülmüş Yusuflarımızın yokluğuyla bir bayramı daha buruk geçiriyoruz. 

Mazi zamanda zindanda yollarımızın kesiştiği, cevri feleğin insafına düşmüş ehli hal ve dil olan güzel insan, Enver Kaplan Hocanın "Bayramlar'' adlı şiirini kendisinin hoşgörüsüne sığınarak köşemde yer vermek istiyorum. Umarım bana kızmaz.

Bir bayram daha geldi 

Bi bayram daha geçiyor zindanda 

Bu duvarlar ardında 

Onlarca yıl geçti ey dost! 

Onlarca da bayram. 

  

Ahiret sevincimiz; müjdemiz oldu. 

Çocuksu bayramlarımız dışarıda kaldı. 

Ve dışarıda kaldı yetim çocuklar. 

İşte o günden sonra hep 

Yetim bayramlarımız oldu. 

  

Sevinç ve hüzün aynı bedende 

Kiminde sevincin ayak sesleri 

Kimi de hüzün nöbetlerinde 

Kiminde ise hasret dorukta 

Kiminin küskün gözleri. 

  

Kiminde sükutu ölüm sanırsın 

Kimi yalnız musalla taşı sanki 

Sevinç cennet misali 

Hep mutlu eder adamı 

Hüzün dediğin, tuz misali 

Azıda çoğu da hasta eder adamı. 

  

Hasret, gül gibi 

Kokusuyla, rengiyle okşar adamı, 

Küsmek, uykusuzluk misali, 

Geceler boyu uyutmaz adamı. 

  

Sükût süt misali 

Tazesi şifadır, bayatı zehirler adamı 

Yalnızlık, iyi kötü arkadaş misali 

Bu hangisini seçtiğine bağlı 

İyisi dost, kötüsü bozar adamı.