Batı Dünyası’nın hem ideolojik hem de moral üstünlüğünü kaybettiği Aksa Tufanı ile birlikte insanlık yeni bir döneme geçiyor.
Bu dönem, insanın mana ve anlam arayışı olduğu kadar sistem düzeyindeki bir arayış da olacak.
Çünkü Batı Alemi tüm felsefi ve insani argümanlarını Siyonizmin çirkef yüzüne kurban ederek dipsiz bir kuyuya atmış oldu.
İki gün önce barbar işgal ordusu Gazze’de HAMAS’ın elinde bulunan esirlerden altısının cesedine ulaştı.
HAMAS’ın elinde 108 esir bulunduğu ve bunlardan altısının cesedine ulaşmakla 102 kişinin kaldığı belirtiliyor.
Her gün haberlerden Gazze’de yeni bir katliama imza atıldığı haberi alınmakta.
Yerinden edilerek kendi öz yurdunda göçmen edilmiş ve başını koyacak bir yeri, yatağı, yastığı olmayan insanların üzerine tüm insanlığın gözleri önünde bombalar yağdırılıyor.
Okullar, hastaneler, sığınma yerleri ve ibadethaneler zalimce bombalanıyor.
Atılan bombaların menşei ABD ve diğer Batılı ülkeler.
Batılı Devletler, siyonist Yahudilere lojistik yağdırmaya devam ediyor. Daha fazla katliam yapsınlar diye.
Buraya kadar yaşananlar insanlığın alışagelmiş olduğu olaylar dizgisi.
Yani Batılılar silah veriyor, Yahudiler Filistinlileri kıyıma uğratıyor ve tüm dünya sadece seyrediyor.
Ardından ‘Algı Operasyonları’ devreye giriyor ve Batılılar ağızlarına ‘Ateşkes’ sözünü pelesenk ederek birden ‘Barış Havarisi’ kesiliyorlar.
Vahşetin, barbarlığın ve insanlık dışı tüm uygulamaların birebir ortağı olmalarına rağmen (uyguladıkları ucuz siyasete de pek önem vermeden) insanlığın gözünün içine baka baka barış istediklerini söylüyorlar.
Dahası bir Yahudi esir için ortalığı velveleye verme yüzsüzlüğü göstererek o Yahudi esirin ne denli önemli olduğunu belirtiyorlar.
Oysa diğer tarafta resmi rakamlara göre 40 bini aşan ölü ve 92 bini bulan yaralı (ve bunları tedavi etme imkanı olmadığı) gerçeği ortada duruyor.
Altı siyonist Yahudi’nin cesedi bulunmuş tüm batılı ülkelerin başkentlerinden art arda sesler yükseliyor.
Biden, şok olmuşmuş, HAMAS bunun hesabını verecekmiş!
Nerede kaldı vicdan, diye sorulmuyor artık. Nerede kaldı akıl ve iz’an? diye sormak lazım…
Bedenleri parçalanan bebeklerin, aç ve susuz bırakılan, evsiz barksız kılınan 2 milyon insanın halini tüm dünya seyrederken birkaç Yahudi için ŞOK olan Batılı liderlerin akli yetilerini de sorgulamak lazım artık.
Yoksa insanlığın aklıyla mı alay ediyorlar?
On bir aydır yeryüzündeki insanların ekseriyeti meydanlarda bu vahşeti lanetlerken Batılı ülkeler bu sesleri bastırmak için uğraşıp duruyor, kulaklarını bu seslere kapatıp maymunluk yapıyorlar yetmiyor şimdi de kendi bombalarıyla öldürülen altı Yahudi için şok olmuş halde(!) etrafa tehditler savuruyorlar.
Yaşanan akıl dışı olayın bir diğer boyutu da Tel Aviv sokaklarındaki hadise.
Yahudiler ‘Netanyahu’ya ölüm ve istifa sloganlarıyla ana caddeleri doldurmuşlar, protesto ediyorlar.
İşin ilginç kısmı protesto yapan Yahudiler, Gazze’de kan donduran vahşetin durması noktasında insanca bir duruş sergilemiyorlar.
Tek istekleri esirlerin geri getirilmesi.
(BM kayıtlarına göre) başlarına sıkılarak alçakça katledilen yüzlerce bebek ve çocuğun görüntüleri kimseyi etkilememiş, ABD’nin verdiği tonluk bombalarla vücudu paramparça olmuş binlerce sivilin görüntüsü de kimsede etki yapmamış.
Protestolarda tek istedikleri kendi esirleri.
Batılı ülke liderlerinin akıl tutulmasına bir de siyonist Yahudilerin vicdan tutulması eklenince insanlığı topyekun uçuruma doğru sürükledikleri görülüyor.