Üniversiteler modern çağın en önemli kurumlarıdır dense yeridir.
Okuyan kesimin sürekli aktivist duyarlılığıyla hareket etmesi Üniversitelerin en büyük kazanımı oldu.
Hele hele üniversitelerdeki yönetim kadrosu, siyasetin kirli dehlizlerinden uzak durup, devletlerin derin hesaplarına mesafe koydukça bilimsel başarıları kadar etkileri de artar.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 3 bin üniversite var ve şimdi bunların en popüler olan 30’unun kampüsünde Gazze’ye destek ve işgalci israil’i protesto etmek amacıyla düzenlenen eylemler yapılıyor.
New York’taki meşhur Columbia Üniversitesi’nde Ekim 2023’ten beridir süregelen kısmi tepki 17 Nisan 2024’te çadır kurmalarıyla yeni bir aşamaya geçti.
(Sözde) Müslüman bir Mısırlı Rektörün çağrısıyla polis kampüsü basıp 90’lı yılların Türkiye’sinden aşina olduğumuz manzaraları yaşattı.
Columbia Üniversitesi öğrencileri belki de yeni bir 68’ler hareketinin doğuşuna ön ayak olacaklar.
Öğretim bedeli yıllık 60-70 bin $ olan öğrenciler, okullardaki Siyonist baskıya rağmen büyük bir cesaret göstererek joplanmayı, gözaltına alınmayı, sınıfta kalmayı, uzaklaştırmayı ve hatta tutuklanmayı göze alarak eylem gerçekleştiriyorlar.
ABD yönetiminin yılda 4 milyar $’lık hibesi ve 7 Ekim’den bu yana yaptığı 70 milyar $’lık askeri yardımın yanı sıra meğer Özel Üniversitelerin de sessiz sedasız bir şekilde milyarları bulan yardımları varmış.
Bu yardımların varlığını öğrencilerin protestoları ile öğrenmiş olduk. Columbia öğrencileri, okul yönetiminin israil’e 14 milyar $’ı bulan çeşitli yardımlarının sona ermesini istiyor.
Bu büyük cesaretinden dolayı öğrencileri tebrik etmek gerekiyor.
Düşünsenize Türkiye’de hiçbir tehdit olmadığı halde Üniversitelerin hiçbir kademesinde kimseden güçlü bir ses çıkmamakta.
Dünyada İlk 500 üniversite arasına girmekle övünen hiçbir Üniversiteden çıt yok!
ABD yönetimi, kendi Anayasa’sını çiğneyip şiddete başvurarak üniversite kampüslerine Terörle Mücadele Polisini gönderiyor.
İndiana Üniversitesi binasının çatısına keskin nişancı yerleştiriliyor,
Columbia derslerini internete taşıyor.
Harvard Üniversitesi bahçesinde öğrenciler çadır kuruyor.
Protestolar tam alevlenmişken, katil Netanyahu Üniversitelilere yönelik olarak “bunlar antisemitikler” diyerek hedef gösteriyor ve ertesi gün öğrencilerin arasına profesyonel provokatörler yerleştirilerek "Yahudilere ölüm" sloganları atılıyor.
Öğrenci Birliğinin yaptığı açıklamayla bunun bir provokasyon olduğu netleşirken öğrenci hareketinin potansiyelini öngörerek daha başındayken boğmaya çalıştıkları anlaşılıyor.
Sonuçta Siyonist zihniyet ne yaparsa yapsın israilin insanlık suçlarına karşı, insanlık vicdanı daha gür bir sesle yankılanıyor. Siyonist zihniyet ve onun mücessem şekli olan işgalci israil her geçen gün şeytanlaşmaya devam ediyor.
Siyonizm şeytanlaşırken Columbia’daki protestoda kullanılan “Ewerywhere is Palestine/ Her yer Filistin’dir” pankartı özellikle dikkat çekici.
Columbia’daki protestolar önce Kanada’ya oradan Avusturalya, Mısır, Almanya ve Fransa’ya da sıçradı.
Bu eylemlerin daha da artacağı ve Küresel bir İntifada’nın ayak seslerinin duyulduğu söylenebilir.
Öğrenci eylemleri üstad Necip Fazıl’ın Siyonizmi yenmekle ilgili yol haritasını hatırlatıyor:
“Yahudi’yi yenmenin yolu, onu dış himayelerden tecrit ve sonra tepesine çullanmaktan başka bir şey olamaz. Yahudi’yi yenmek, ancak İslâm’da yenilenmekle kabildir.”