Tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’nin en büyük sağlık kuruluşu olan Şifa Hastanesi yerle bir edildi. Bir hafta süren kuşatma ve saldırı sonrası Şifa Hastanesi civarında çadırlar kurarak yaşama tutunmaya çalışan insanların çadırları dahi bombalandı ve alçakça katledildiler.
İşgalcilerin asker kılıklı katilleri, sivillere kötü muamele etmeyi, kadınlara çirkinlikler yapmayı ve insanların gıdaya ulaşmasını kasıtlı olarak engelledikleri görüntüleri bilerek servis etmeleri de ayrı bir ilginçlik değil mi?
İnsanlığın gözünün içine baka baka ‘biz bunları yapıyoruz!’ diyorlar. Yani insanlığı öldürüp Şeytani olan değerleri yükseltiyorlar ve insanlık büyük oranda bunu seyretmekle yetiniyor.
Büyük oranda diyoruz çünkü Batı Dünyası’nın vicdan sahibi halkları kar-kış, demeden tepkilerini göstermeye devam ediyorlar.
Norveç’te -25 derecede Gazze için uzun kortej halinde yürüyüş gerçekleştiren insanların duyarlılığı doğrusu insanlık adına umut verici bir manzara oldu.
Ancak yanı başımızdaki satılmış yönetimlerin despot uygulamaları yeni sorgulamaların yapılması gerektiği gerçeğini bize gösteriyor;
Kâbe’nin avlusunda açtığı Filistin bayrağından dolayı göz altına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan insanların olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz.
- gününde Müslümanların bebeklerini, kadınlarını yaşlılarını katledip hala en büyük desteği çevre ülkelerden (BAE ve Suudi gibi ülkelerden) alan bir siyonist rejim var...
İlginç kareler sadece bizim mahalle dediğimiz kesimden gelmiyor. Terörist rejimden de birbirinden ilginç kareler yansıyor kadraja. Siyonist rejimin kanal 13’ü Mısır’ın darbeci lideri Sisi’yi suçlayarak, yardım TIR’larını aslında Mısır tarafının engellediğini ve suçu israil’e attığını söyleyerek alay ediyorlar.
Amerikalı bir haham, dünyayı terörize eden ‘Çifte vatandaşlığa’ sahip terörist kişilerin (Yahudilerin) israile girip çıktığını ve katliam yaptıklarını belirtiyor. Dahası bu terörist hücrelerin kötü bir Rothschild planı olduğunu ve ABD’nin çöküşünü gerçekte israil ile siyonistlerin çoktan başlattıklarını söylüyor.
Ürdün’de 6 aydır beklenen şey gerçekleşti ve halk Muhammed ed Dayf’ın çağrısından sonra günlerdir Amman’daki Siyonist Başkonsolusluğun önünde toplanarak buranın kapatılmasını istiyor. Ürdün yönetimi Siyonist Rejime söz vermişcesine elinden geleni yaptığını göstermek için biber gazı sıkıp gözaltılar ve yargısız infazlar yapıyor, halkın tepkisi devam edince bu defa alandaki elektriği keserek yeni bir şeyler deniyor.
Ürdün yönetimi bunu yaparken Filistinlilerin idaresinden sorumlu olduğu iddia edilen Filistin Yönetimi, boş durmuyor.
Gazze yakılıp yıkılırken yeni hükümet ‘Gazze’nin İdaresi’ konu başlığıyla bir paylaşım yapıyor. Mahmud Abbas yönetimi, bir yandan yaşanan soykırımı sembolik kınamalarla geçiştirirken öte yandan siyonistlerin iç istihbarat örgütü Şin Bet ile eşgüdümlü olarak Batı Şeria’daki direniş gruplarına darbe indiriyor. Son olarak; Tulkarem’e saldırırken operasyon yiyen İşgal askerlerini kurtarmak için Filistinli gençlere acımadan ateş ederek birçok genci yaralayıp göz altına alıyor.
Bu iç karartıcı tablonun yanı sıra cesur çıkışlar da olmuyor değil.
Libya Müftüsü ne güzel demiş “Boykot bile yapmıyorlar. Bugün Müslüman ülkeler kapılarını açsa milyonlarca insan Kudüs’ü ve Gazze’yi kuşatır. Gazze bir gün içinde kurtarılabilir ancak hiçbir Müslüman yönetici bunu istemiyor. Açıkça Siyonizme çalışıyorlar.”