Ortadoğu’nun en önemli ülkelerinden ve bölgeyi domine etme potansiyeline sahip olan İran’da yaklaşık 4 ayı bulan Mahsa Emini gösterilerinde yaklaşık 500 kişi hayatını kaybetmiş ve ülke genelinde büyük maddi hasar ile ekonomiye ciddi zarar verilmişti.
İran yönetimi daha bu hasarları telafi etmeden şimdi de ülkenin bazı şehirlerinde baş gösteren ‘Kız öğrencilerin zehirlenme vakaları’ ile başı dertte.
Yaklaşık üç aydır çeşitli şehirlerde ardı sıra baş gösteren zehirlenme vakalarında binlerce kız öğrenci hastanelere kaldırıldı.
Kum, Loristan, Tahran, Erdebil, Kirmanşah, Simnan, Mazenderan, Çeharmahal ve Bahtiyari, Elburz, Kuzey Horasan, Fars, Rezevi Horasan, İsfahan, İlam ve Huzistan eyaletlerinde yaklaşık 100 günde, 1000'i aşkın öğrencinin zehirlendiği belirtiliyor. Öğrencilerde, solunum sıkıntısı, mide bulantısı, baş ağrısı ve uzuvlarda uyuşma gibi belirtiler görülüyor.
Zehirlenmelerde n2 (Azot gazının) kullanıldığı ve bunun sistematik bir olay olduğu net bir şekilde görülüyor.
İran’ın dini lideri Hamaney, "Yetkililer olayın önemine binaen konunun üzerinde ciddiyetle dursunlar." dedi.
İran lideri, toplumda endişe ve korkuya neden olan bu suça göz yumulamayacağını belirterek "İstihbarat ve emniyet güçleri olayın baş amillerini tespit etmelidir. Olayın failleri, en şiddetli cezayla yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Bunlara acınmamalı ve cezaları ibretlik olmalıdır." Diyerek gerekli mercilere mesajını verdikten hemen sonra İran Yargı Erki Başkanı Gulamhüseyin Muhsin Ejei, zehirlenme vakalarına ilişkin tespit edilecek faillerin "idamla" yargılanacağını belirtti.
C. Başkanı İbrahim Reisi ise bu olayın ahlaki boyutuna değinerek, çocukların ve velilerin kalplerine korku salmaya dönük yeni bir komplonun sahnelendiğini ve bunun bir cinayet ve insanlık dışı bir eylem mahiyetinde olduğunu kaydetti.
İran Sağlık Bakanı Bahram Eynollahi, "Anlaşılan o ki bazıları tüm okulların, özellikle de kız okullarının kapatılmasını istiyor” dedi.
İranlı yöneticiler zehirlenme vakalarında ‘dış güçlerin’ birinci dereceden sorumlu olduklarını belirtirken İran içinde yönetime karşı başkaldırıların yaşandığı Belucistan'da önde gelen kanaat önderlerinden olduğu iddia edilen Mevlevi Abdulhamid yaptığı açıklamada, İran'da kız öğrencilerin zehirlenmesinden "İran rejiminin sorumlu veya suç ortağı olabileceğini" öne sürdü.
Bu durumun tam da istenen amacı gerçekleştirdiğini gösteriyor.
Hem İran’daki rejim muhalifleri hem de bazı (sözde) kanaat önderleri ne yazık ki şimdiden rejimi sorumlu tutarak yeni bir ateşin fitilini ateşliyorlar.
Eylemin özellikle kız çocuklarına yapılmasının toplum psikolojisine yansıyan bir etkisi de “Rejim kadınlarını ve kızlarını koruyamıyor” mesajını vermektir.
Bu duygu üzerinden toplumun yönetime karşı güvenilirliğinin sorgulanması hedeflenmektedir.
Nihayette MOSSAD-CIA ve MI6 üçlüsünün İran’da yoğun bir şekilde paslaştıkları ve Rejimi devirmek için her yolu meşru gördükleri bilinen bir gerçek.
Kısa süre önce Mahsa Emini hadisesi üzerinden ellerindeki tüm kozu kullanıp bir kısım genci sokağa dökerek ‘Büyük bir halk ayaklanması’ gerçekleştirmek isteyen Üçlü bunu tam anlamıyla başaramayınca şimdi de ‘Zehirleme’ vakalarıyla yeni bir oyunu sahneliyor.
Tarihi bir derinliği olan ve 44 yıllık yeni bir rejimin kontrolünde bulunan İran gibi bir ülkenin dış istihbarat güçlerinin oyun sahasına çevrildiğini gören çevre ülkeler de yaşananları ibret ve korkuyla seyrediyorlar. Çünkü Batı Dünyası hedeflerine ulaşmak için her türlü ahlaki ilkeyi rahatlıkla çiğneyebileceğini bir kez daha çekinmeden göstermektedir.
İran yönetiminin Siyonist işgal rejimine karşı takındığı ‘Kabul etmeme’ tavrına karşılık alaşağı edilmesi için 44 yıldır uğraşan aynı üçlü, son dönemde ülke içinde yetiştirdikleri organize şebekelerle adeta ‘Hainler ağı’ örmüş durumdalar.
Bu şebekeleri kullanarak suikastlar, sabotajlar ve istenen her türlü eylemi gerçekleştirebilen üçlü, bu şekilde hem rejimi dışarıyla ilgili plan yapmaktan uzaklaştırıyor hem de çevre ülkelere gözdağı vererek ne denli belalı olduklarını göstermiş oluyorlar.
İlginç Kareler: İran’daki istihbarat savaşında son perde KAOS
Faruk Kuzu