Nutuk ve Çarpıtılmış Tarih için de bir şey diyecek misiniz?

​“CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir'in kurtuluşunun 100. yıldönümünde Konak Meydanı’nda toplanan yüz binlerce insana aldığı eğitimin ve inandığı ideolojik saiklerin doğrultusunda coşkulu bir konuşma yaptı.

Babası Nurettin Soyer adı 12 Eylül Darbesi ile hafızalardaki yerini korurken oğul Tunç Soyer’in Kemalizm adına Osmanlı’ya ağır ithamlarda bulunması tepki çekti.

Nurettin Soyer, 12 Eylül Darbesi’nde İzmir Sıkıyönetim Savcısı ve Mamak Cezaevi’nden yankılanan işkence seslerinden sorumlu tutulan kişi. Sözümona ‘Vatan için’ nice yuva yıkmış nice canı yakmış biri.

CHP’li Tunç Soyer törendeki konuşmasında "100 yıl önce bu toprakları yönetenler gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindeydi" diyerek Osmanlı yönetimine ağır hakaretlerde bulunuyor.

Bu ithamlara AK Parti ve MHP’den sert tepki geliyor.

Bazı AK Partili Milletvekili ve Bakanlar Soyer’in konuşmalarına aynı noktadan tepki gösteriyor.

Bu kesimin ortak söylemi aşağı yukarı şöyle:

"İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun kutlandığı törende sanki İzmir'in Yunanistan’dan kurtulmasını değil de Osmanlı'nın yıkılmasını kutlar bir dille konuşma yaptığını gördük. Adam sanki İzmir'in değil de Atina'nın belediye başkanı. Yunan'ın denize dökülmesini değil de Osmanlı'nın yıkılmasını kutlayan tarzda bir konuşma yaptı" diyorlar.

Buna karşılık önce CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, partisi adına Soyer’i savundu, akabinde Gürsel Tekin ve diğerleri topa girdi.

Bu kesim de olayın diğer bir noktasına parmak basarak kısaca şöyle diyorlar: “Tunç Soyer’in Osmanlı hakkındaki sözleri Nutuk’tan alıntıdır. Bu sözü eleştirmek Atatürk’e ve kurucu değerlere düşman olmaktır. Cumhuriyet, Osmanlı’nın son dönemi ile hesaplaşmaktır.”

Yanlış mı?

Elbette ki değil.

Hatta sadece Soyer’in değil, CHP’nin değil, M. Kemal’in de aynı fikirde olduğunu beyan etmiş oluyorlar.

Tunç Soyer, katıldığı bir programda Nutuk’ta yer alan Sultan Vahdettin ve Damat Ferit Paşa ile ilgili bölümü hatırlatarak eleştirilere yanıt verip şöyle diyor:

"Bunlar benim sözlerim değil. Ben Nutuk'tan ilham aldım"

Sahi Nutuk (M. Kemal’in Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet’in kuruluşu ile İnkılaplarını anlattığı meşhur kitabı) tarihi gerçeklerle ele alma cür’eti gösterilebiliyor mu?

Mesela Fâlih Rıfkı’nın, kitabında; M. Kemal Paşa'nın, İzmir'e girip, Kadifekale'de yorgunluğunu gidermek için rakı içerken, 'Erzurum'dan buraya kadar geldik, düşmanı kovaladık; şimdi de İzmir'den Erzurum'a kadar yeni bir cephe açacağız..' sözlerini bir daha ele almak gerekmiyor mu?

Tunç Soyer’e karşı üst perdeden söylem geliştirenleri NUTUK konusunda yorum yapmaya davet etmek ve samimiyetlerini ispatlamaya, Kemalist tarih yorumuyla hesaplaşmaya ve Kemalist İdeolojiyle yüzleşmeye, Soyer ve benzerlerinin beslendiği, Osmanlı ve İslam nefretini aşılayan, İslami değerleri aşağılayan resmi tarihe ve Kemalist rejime de tepki göstermeye çağırmak gerekmiyor mu?...

- Kraliçe’nin köpekleri çok ağladı!

Öteden beridir bu konu dikkatimi çekmiştir; Türkiye’de bir kısım basın yayın organı İngiliz Kraliyet Ailesi’nin her şeyini, hatta özel besili ve eğitimli köpeklerinin günlük yaşantısını dahi haber yapmakla uğraştı durdu. 

Kraliçe’nin köpekleri ne yapacak? Susan(Köpeklerden biri) çok üzüldü!...Safkan cinsleri, soyları...kısacası ölen II. Elizabeth’in köpeklerinin acısı Türkiye’deki İngiliz hayranı bir kısım basında bi hayli işlendi.

Hatta, 6 kadar Ortadoğu ülkesinde bayrakların yarıya indirilerek bağlılık ve teessür işaretinden daha fazla önemsendiği söylenebilir.

Kraliçenin köpeklerinin sahibelerinin arkasından çok ağlamaları anlaşılır bir şey elbette.

Neticede Kraliyet ailesi onlara saraylarının kapısını açmış ve özenle yerler bahşetmiş.

Yıllarca ihtimamla beslemiş, neredeyse protokolde yer dahi vermişlerdi...