Son yüz yıldır büyüyen güçler, mevcut düzenden daha fazla pay alabilmek için iki dünya savaşı çıkarmışlar, insanlığı bambaşka vadilere sürüklemişlerdi.

Tarihe kısaca “Paylaşım Savaşları” olarak geçen bu savaşların etkisi halen sürüyor!

İki dünya savaşının etkileri bir yana, öncesinde yaşanan gelişmelerin dikkatlice ele alınması gerekiyor.

Yani her iki savaş da başlamadan en az 15 yıl önce ayak sesleri işitiliyordu.

Öyle ki Osmanlı İmparatorluğu yaklaşan savaşı beklediği için Almanya’nın yanında konumlanmıştı!

Hakeza II. Dünya Savaşı’nda da Türkiye Cumhuriyeti, Batı Bloku’nun yanında (Pasif olarak) yer almıştı.

Aradan geçen 77 yıl sonra bir daha büyük bir savaşın ayak sesleri gümbür gümbür geliyor.

Neredeyse tüm ülkeler gelmekte olan bu savaşa hazırlık babında ‘Savunma’ harcamalarını artırdıkça artırıyorlar.

Yaklaşmakta olan bu seferki savaşın nerede ve kimler arasında olacağı tahmin edilse de kestirmek zor.

Ancak görünen kesin bir şey var o da;

1-Siyonistler ile Müslümanlar arasında yeni bir savaşın kapıda olduğu,

2-Türkiye ile Yunanistan arasında Ege’de büyük bir fırtınanın kopacağı.

Bunların ilk sinyalleri kendini gösteriyor.

Mesela Siyonist işgal rejiminin İranlı ve Filistinli komutan ve bilim adamlarına yönelik pervasız suikastları artık gına getirmiş gibi.

Öyle ki HAMAS ve diğer Direniş grupları Siyonistlere hitaben; “Liderlerimizden birine yapılacak suikastın karşılığı çok ağır olur!” açıklaması yaparken İran, intikam yeminlerini gerçekleştirmek için çoktan düğmeye basmış durumda.

Erbil ve Türkiye başta olmak üzere birçok yerde intikam girişimlerine imza atıldığı belirtiliyor.

İran, intikam için uygun mekan kollarken, terör rejimi siyonistlerin de İran'dan gelecek füze saldırılarına karşı erken uyarı verecek radar sistemlerini Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn'e kurmaya çalıştığı ileri sürülüyor.

Siyonistlerin önde gelen gazetelerine sızdırılan bilgilere göre;

Siyonist hava kuvvetleri ABD’den aldıkları F-35’leri modifiye ederek İran’a yapılması planlanan bombardıman için yakıt nakline ihtiyaç duymayacak hale getirdiğini ilan ediyor.

 Bununla birlikte İşgal çetesinin Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi, Lübnan'da bir sonraki savaş sırasında imha edilecek binlerce hedefin belirlendiğini açıklayarak Lübnan Hizbullahı’nın yaptığı hazırlıkları boşa çıkaracaklarını ima etti.

Kochavi “Komuta karargahı, roket güdümlü el bombaları, fırlatıcılar ve bu hedeflerin daha fazlası olan tüm hedefler saldırı planında. Tüm bu hedefler Lübnan'da vurulacak." Diyerek savaşın Lübnan’a taşınacağını da ilan etmiş oldu.

Bunlarla yetinmeyen siyonist azgınlık, Mescid-i Aksa’nın bir bölümünü Yahudilere ayırma planını da gizlemeyerek tüm Müslümanlara meydan okumuş oldu.

Yaşanan gelişmeler ve keskin söylemlere bakıldığında Siyonistlerle Müslümanlar arasında yeni ve büyük bir savaşın eli kulağında olduğu anlaşılıyor.

İki taraf da hazırlıklarını tamamlamaya ve uygun konjonktürü kollamaya başlamışlar.

Dünyadaki diğer gelişmelerle birlikte ele alındığında çıkması beklenen savaşın çok kanlı geçeceği ve hatta Siyonist işgalcilerin ‘Nükleer tehditlerini’ gerçekleştirme ihtimalinin bulunduğu da bir gerçektir.

Tüm bu ihtimallere rağmen Kur’an ve sahih hadislerin işaretiyle Siyonist işgal rejiminin yeryüzünden temelli olarak silineceği bir sürecin başlayacağı söylenebilir.

-Akdeniz’de Yaklaşan Savaş!

Ege Denizi’nde Türkiye-Yunanistan gerginliği doludizgin sürerken; Türkiye, ‘Efes 2022’Tatbikatı’nı gerçekleştiriyor ve Yunanistan’a büyük gözdağı veriyor.

En yakını Türkiye’ye 2 km olan Yunan adaları hızla silahlandırılırken, Erdoğan Efes tatbikatında Yunanistan yönetimini ağır kelimelerle tehdit ediyor.

İktidarın gayri resmi ortağı Bahçeli’den de “Haddini bil!” temalı bol tehdit ortalığı inletmeye başlamış durumda.

Gerginlik TV ekranlarına taşınınca bir Yunan TV’sinde Yunan komutanın ‘3 boğaz köprüsünü havaya uçurma’ şeklindeki söylemi işlendi.

Tabii bu söylemin altında kalmayan Türkiyeli (eski Tümamiral) Cihat Yaycı “Yunanistan’a harekat yapılmalı!” şeklinde karşılık veriyor.

Manşetlerden “Onları bu kez Adriyatik’e dökelim!” cümleleri parlatılıyor!

Olası bir çatışma halinde başta ABD ve Fransa’nın yoğun bir şekilde Yunanistan’ı kollayacakları ve silahlandırma/ Türkiye’ye yaptırım uygulama ve Uluslararası arenada Türkiye’yi mahkum etme çabasında olacakları artık bilinen bir şey.

2023’te Lozan Anlaşması’nın nihayete ermesine doğru tırmanan gerginlik bir noktada yerini illaki çatışmaya bırakacaktır.

Kısacası bu yaz ‘Küresel ısınmanın da ötesinde’ mezkur bölgelerdeki gerginliklerin ateşlenmesiyle çok daha sıcak geçeceğe benziyor!