2019’un son haftasında Suriye’nin Kuzeyinde yer alan Haseke ilinde önemli bir toplantı yapıldığı (daha doğrusu yaptırıldığı) ortaya çıktı.

Toplantının tarafları; PYD/Pkk ile Suriye’de PYD’ye muhalif Kürd Grupların oluşturduğu Barzani’ye yakınlığıyla bilinen ENKS.

Başköşede oturan ise ilginçtir yine ABD(İstihbaratı).

İlginçtir dememin sebebi 2003’teki Irak işgali öncesi yine aynı ABD istihbaratının Kuzey Irak’taki grupları baskı ve zorla bir masaya oturtup hâlihazırdaki Kuzey Irak oluşumunun imzalanmasını yapmış olmasıdır. Talabani (IKYB) ve Barzani (IKDP) 1998’de Washington Antlaşmasıyla önce bağlanmış 2002 sonlarında bu anlaşma ancak yürürlüğe konulmuştur.

Bu anlaşmadan sonra Kuzey Irak’taki yapılar Bağdat yönetimi karşısında güç sahibi olabildiler.

Tabii tahmin edildiği gibi ABD’nin bu mutabakattaki hedefi Kürdlerin birlik beraberliği falan değildi, hatırlanacağı gibi ABD, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden kısa bir süre sonra Irak’ın işgaline başlamıştı.

ABD, birkaç gün önce de Suriyeli Kürd grupları bir araya getirmek için harekete geçti.

ABD, uluslararası koordinasyon eşliğinde Suriye’deki Kürd hareketler arasındaki ihtilaflı konuları minimize edip kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilmek için Suriye'nin Haseke kentinde bulunan askeri üste bahsi geçen grupların toplanmasını sağladı.

Birkaç gün önce Haseke’de yapılan toplantının arka planında ABD istihbaratının olduğu anlaşılsa da PYD cenahından yapılan açıklamada “TEV-DEM ve ENKS toplantısının HSD(DSG) Komutanı Mazlum Kobani’nin “Kürdler arası birlik” çağrısı ve talebi üzerine gerçekleştiği” belirtiliyor.

ENKS ve PYD’den (TEV-DEM) üçer kişilik iki ekibin katılımıyla yapılan toplantıda 8 madde konuşulmuş, önemli kararlar alınmıştır. Bu maddeler:

“ENKS'ye bağlı siyasi tutuklular

(Erbil ve Duhok) Anlaşmalarının uygulanmaması

Rejimle şüpheli ilişkiler

Askeri güçlerin aynı çatı altında birleştirilmesi

Karşılıklı suçlamalar

Kürd kimliği

Eğitim müfredatı

Zorunlu askerlik”

ENKS adına toplantıya katılan Abdulkerim Mirani yaptığı açıklamada “Toplantıda taraflar arası herhangi bir anlaşma imzalanmadığını” belirtti. PYD’nin birlik için atması gereken adımlara ilişkin de şu çağrıda bulundu: “Kardeşlik ve birliğin güçlenmesi için bazı adımlar atın! Bunlar zor adımlar değil. Siyasi tutukluları serbest bırakın, zorunlu askerliği kaldırın ve ulusal ordunun oluşmasına izin verin! Bu konu DSG yönetiminin kararına bağlı. Bize göre, Roj Peşmergelerinin dönmesi sürecin garantisidir.”

Abdulkerim Mîranî, son olarak “Mesut Barzani ve uluslararası toplumdan TEVDEM ve ENKS arasındaki toplantılara “garantör” olarak katılmalarını talep ettiklerini” sözlerine ekledi.

Mİrani ve Kobani arsında gerçekleşen bu görüşmenin nihayetinde herhangi bir imza atılmasa da yakın gelecekte sorunlu konularda kerhen de olsa masada imza atmak zorunda kalacaklarını görmek mümkün.

Kürd gruplarının bir araya gelip “Sorunların çözümü konusunda anlaşmalar yapmaları” en doğal hakları olarak da kabul edilmeli. Tabii bu normal yollardan gerçekleşse ve daha önemlisi Kürdler adına masaya oturan yapılar gerçekten Kürdlerin menfaatlerini düşünen gruplar olursa!

ABD, Kürdlerin karakaşı kara gözü için bunları yapmıyor elbette.

Haseke’deki toplantının ABD baskısıyla Mazlum Kobani’ye yaptırılması, ABD’nin Suriye özelinde YPG’yi Pkk’den ayırma hesabı ve bu bölgede Uluslararası Koalisyonun güvencesinde; ama kendi kontrolünde bir yönetim inşasının sağlanması içindir.

2012’de ENKS ve bileşenlerini Kuzey Suriye’den silah zoruyla çıkaran, önde gelenlerine suikastlar düzenleyen, birçok liderini hala cezaevlerinde tutan PYD’nin bu oturumla ENKS’nin 20 bin kişi oldukları söylenen ‘Roj Peşmergelerine’ kapıları açmayı konuşması tesadüf sayılmaz herhalde!