(Kız Okulları Söylemi ve İslami yapıların Sahiplenme Sorunu)

 

  Meseleyi bilmeyeniniz yoktur sanırım. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in Kız okulları söylemi, birilerini kudurttu resmen...

 

  "Kırarız ha, çiğneriz ha! Yok ederiz ha!" deyip sopa ve parmak sallayan sallayana... Bir de hızlarını alamayıp 'Laiklik'e muhalif söylemlerden dolayı suç duyurusunda bulunmuşlar.  Kusuruma bakmayın gülüyorum...

 

Tek bir hürriyetleri var bunların. O da; Islam'ın kutsallarına saldırma ile çıplaklık ve zevkperizmi savunma hürriyetidir.

 

  Çırılçıplak soyunurum sana ne!

  Hamile kalırım ama doğurmam size ne!

  Alkol alır, istediğimi yaparım, ama ona ne!  deyip yırtındınız da yırtındınız.

 

  Ne yani; "Biz de size ne diyemez miyiz?". Hani aynı ülkede yaşıyoruz ya... Bizim payımıza da içkinize ve çıplaklığınıza dokunanlara; "Size ne?" deyip yırtındığınız 'Özgürlük'ten ve 'Size Ne'den bir pay düşmez mi? İşte biz de aynısını diyoruz! Alan razı veren razı; size ne?!.

 

  Mesele bu kadar basit... İnanın hepsi topu topuna budur. Fikir gören var mı? Ya medenilik gören? Ya bilim ya ilim... Tarihçi Mustafa Armağan Bey ne güzel demiş; "Atatürk ve İsmet İnönü döneminde de kız okulları vardı.". Gerisi hikaye... Laiklik de hikaye. Vallahi Atatürk de hikaye!!!

 

 Hem "Lâiklik" diye yırtındığınız bu "Laiklik" nedir? Yiyilir mi, içilir mi, giyilir mi... Ne olduğunu, biz daha anlayamadık. "Atatürk Laikçiliği" diye kafa ütülemeyin! Çünkü Atatürk'ün döneminde olan şeylere bile Laiklik üzerinden saldırıyorsunuz. Yoksa level mi atladınız da haberimiz mi yok? Gerçi bu, lafın gelişiydi. Haberimiz olmaz olur mu? Bu ülkede en çok suiistimal edilen kişilerden birinin Atatürk ve kavramın da Laiklik olduğunu bilmeyen yok sanırım. Bu arada Atatürk ile ilgili yazdığı kitapla servetleri götüren Yılmaz Özdil'e ve depremzedeleri alaya aldıktan sonra; "Ben de Atatürkçüyüm." diyen sanatçı müsveddesine selam olmasın!.. Tamam, tamam kızmayın! Hemen direksiyonu konuya çeviriyorum.

 

  Evet! Nerde kalmıştık? Bir bitmediniz! Ama akıbet müttakilerindir, bilesiniz!

 

   'Batıyı' ve 'Çağdaşlığı' ağzınızda sakız yaptınız. Biz de Amerika'daki, Avustralya'daki, Almanya'daki, Japonya’daki, Danimarka'daki, İngiltere... vb. ülkelerdeki onlarca kız okulunu ve üniversiteyi önünüze koymamıza,  hatta "İngiliz The Times’da yayınlanan habere göre, kız ve erkek okullarının başarı oranı, karma eğitim yapan okullara göre daha yüksek. Karşılaştırma, İngiltere’de liseyi tamamlama sınavı olan A Level ve GCSE sonuçlarına bakarak yapılmış olup, ilk 50’ye giren liseden, 27’si kız, 14’ü erkek okulu. Bir başka ifadeyle karma olmayan okulların başarısı %80’lerdedir." bilgisini gözünüze sokmamıza ve kutsadığınız batı putuna rağmen yine "Nıçç" deyip, üç maymunu oynadınız ve oynuyorsunuz. Çünkü oyunda üstünüze yok.

 

 Ayrıca "Bilimsellik" dediniz. Bilimselliğin deney, kanıt, analiz ve sentez gibi kavramları içermesine ve ülkedeki tek cins eğitim veren kurumlardan yüzlerce öğrencinin ülke geneli sınavlarda karma eğitim veren kurumlara göre başarılı oldukları denenmiş olmasına, kanıtlanmasına, analizlerle ortaya konmasına ve bunu görmenize rağmen yine aynı şarkıyı söylemekten vazgeçmediniz...

 

 Mesele üzüm yemek değil ki. Vur babam, vur!

 

Neymiş Türkiye Kız Voleybol Takımı Dünya 1.si olmuşmuş. Elbet olabilir ve bu bir başarı olarak da görülebilir. Ama mesele bu değil ki!

 

  Hemen bu başarı üzerinden İslam'a ve sözüm ona kız okullarına saldırmaya başladınız... Derdiniz "Başarı mı çıplaklık mı?" diye soru sorulsa; 'Çıplaklıktır' derim. Neden? Çünkü bu ülkede Dünya 1.si olan ve İslami kimliği ile ön plana çıkan ve kimisi başörtülü olan Sporcular olmasına rağmen tebrik edecek bir tek kelimeniz yoktu. Hatta batının peşine düştüğü ve milli motor konusunda çığır açan alim Cevat Akşit Hoca'nın oğlu Prof. Mahmut Faruk Akşit'le bir kere olsun gurur duyduğunuzu görmedik. Hatta bırakın tebrik etmeyi, 28 Şubat Dönemi'nde Üniversite 1.si olmuş başörtülülere fahişe diyen, bir yazar ve aydın müsveddesi olan "Çukur" Fatih Altaylı'nın kız Voleybol takımını yüceltmesi olayı net olarak özetliyor sanırım.

 

   Onların mahallesinde yaşananları özetledikten sonra, "Hışş" sessiz olalım. Olalım ki; "Daha yeri değildi, daha hikmetli(!) olalım, daha zamanı değil!" deyip icra makamında iken uyuyan, muhalif olunca da fırtına gibi İslam'ın değerlerini savunan mahalle sakinlerimiz uyanmasın!!!

 

  Allah'ım bizi topla sesimize ses, gücümüze güç kat. Meydanları terk ederek çakallara bırakmamıza müsaade etme.(Amin)

 

  Selam ve dua ile