-Nadr b. Haris Peygamber Efendimize(a.s.v) karşı en şiddetli ve en çirkef olan adamlardan biriydi. Çağının en büyük memleketlerini dolaşmış, medeniyetler görmüş, en aristokrat adamların yakınında bulunmuş, eğlence kültürlerini ve edebî sanatlarını benimseyerek öğrenmiş, çalgı aletlerini kullanabilen zamanımızın tabiri ile entelektüel biriydi.
- İslam düşmanları Kur'an-ı Kerim’in etkileyiciliğine kapılan insanlara karşı, İslam’a dudak büken Nadr b. Haris gibi entelektüel bir aydını(!) kullanmışlardır. Öyle ki, Kur'an-ı Kerim’de geçen kıssalara karşı, o da bazı hükümdarların efsanevi hikayelerini anlatır, insanları İslam’ı dinlemekten alıkoymak için çalgıların kullanıldığı ve şarkıcı kadınların söyleyip oynadıkları şehevi dans meclislerini tertip ederdi. Aynen günümüzde sanat adı altında yapılan birçok aktivite ve konserler gibi. Bu da yetmezmiş gibi inanmak üzere olan veya imanı zayıf olan insanları kadınlarla aldatarak onları İslam'dan uzaklaştırmaya çalışmıştır.
- Bedir Savaşı’nda esir düşmüş ve esirlere yumuşak davranılmasına ve sahabe elindeki tek hurmasını aç kalarak onlarla paylaşmasına rağmen esir olan Nadr b. Haris’in gözyaşlarına bakılmaksızın öldürülmüştür.
Gel gelelim meselenin kıssadan hisselerine;
Nadr b. Harisin hikâyesi İslâm düşmanlarının Müslümanlara veya inanmak isteyenlere karşı kullandıkları en tehlikeli silahın nefsani eylemler olduğunu gösterir. Yani İslam düşmanları çağdaşlık adı altında sanat, kültür, müzik ve eğlence gibi bazı etkinlikleri planlayarak insanların dikkatini haktan alıkoymaya çalışırlar. Dün olduğu gibi bu gün de ve hatta yarın da kullanılmaya devam edilecektir.
Evet hayat boşluk kabul etmez. Farklı alternatif gibi gözüken kralların kıssaları ile dikkatlerin haktan alıkonulması yetmediği gibi, insanların büyüsü altında kaldığı boş aktiviteler kişinin hayatında yer edinerek, her şeyi ile kişiyi pençeleri arasına alır ve hayatın bir parçası haline gelir. Bu dün birçok kişinin ayağını kaydırdığı gibi bu gün de kaydırmaya devam ediyor. Dikkatini hakka vermez ve hakla iştigal etmezsen, batıl seni işgal eder.
Bu gün telefon, televizyon, bilgisayarlar ve bunların dışında birçok araçla hayatımızın her alanına sirayet eden ve hakka muhalif sanat, film, eğlence, edebiyat ve kültürel(!) aktivitelerin bilinçli bir el tarafından organize edildiğini, buna karşı çok dikkatli olunması gerektiğini daha iyi anlıyoruz. Öyle ki, İslam düşmanları bu konuda özel oturumlar ve toplantılar tertipleyip bir an bile boş durmamışlardır. Düşünün ki; Peygamber Efendimiz(a.s.v), esirler içindeki onca İslâm düşmanına ve onların düşmanlıklarına rağmen özellikle Nadr b. Haris’i seçerek, yalvarışlarına rağmen onu idam ediyor. Çünkü Nadr, düşmanlığı gibi düşmanlık yöntemleri en alçak ve en tehlikeli olanlardandı. Ve sanki Efendimiz(a.s.v), dikkatimizi özellikle bu noktaya çekiyor. Dikkat çekiyor ki, herkes kendi döneminde entelektüel görünümlü Nadr’ların bu şeytaniliğine karşı uyanık olsun. Bu yüzden Müslümanlar, özellikle kendi zamanlarındaki TV gibi alanlarda ve konser adı altında oynanan oyunların büyüklüğünü görmeli, bu tür eylemlere karşı sesini yükseltmeli ve bunlara asla izin vermemelidir.
Nefsani arzuların dönem itibari ile kendisini daha çok etkisi altına alabileceği gençliği muhafaza etme adına çok dikkatli ve hassas olmalıdır. Bu tip eğlenceler ateş gibidir; şakaya ve siyasi oyunlara gelemeyecek aktivitelerdir.
Özellikle dindar gençlik veya kültürel mirası gençlere yükleme gibi amaçlardan bahsedilmesine rağmen dindar geçinen bazı kurum ve kuruluşların dindar halkın da vergisiyle tüm uyarı ve çağrılara rağmen, birilerini memnun etme adına giriştiği bazı sanatsal aktivitelerin akla mantığa vurulacak tarafı yoktur. Rabbim akıl fikir versin. İslam ümmetini muhafaza etsin.
Selam ve dua ile