Nar… Siyah bir kıvılcım kadar har. Çirkin bir suret ve kirli bir yol kadar dar. Sıkıntı ve buhranların katmerleşerek arttığı ve bir türlü huzura erişilmediği… Zalimlerin başrolü oynayıp zulümlerle oyalandıkları ve dünyayı karanlık dehlizlere ittiği… Zulüm dolu başarılara eşlik eden alkışların yapmacık tebessüm içinde yapmacık mutluluklara imza atan hayatların kâbus dolu mücadelesi…

Nar… Doğru yol dışında her yolu kendine rehber edinmişlerin yalpalanarak hep düştükleri ama kalkmayı hiç beceremedikleri bir hal. Allah`ı tanımamışların nefislerini ilah edinirken tüm azalarının çirkinlik sergilediği yaşam… Dünya imtihanında nara doğru gittikçe dünyayı cehenneme çeviren bir güruh… Nara doğru gittikçe insanları Firavunlaşmaya çağıran cahillik. Bu çağrıya icabet edecekleri dünya ile kandıran ama sonrası ebedi nar olan bir aldatmaca… Gaflet halinin yankısı ve tesiri bu denli büyük olur nar içinde kıvranan hayatlara. Kalu Bela `da ki ahdi unutup insanın nisyanla hemhal olup doğru yolu ötelemesi. Bu öteleyişlerdeki en büyük darbenin kendisine olacağına kör ve sağır kalması…

Nar… İblis nasıl tövbe etmeyip Şeytan olmuşsa, onun aveneleri olan dünyalıklarsa şeytanlaşmaya yüz tutuyor gittikçe. Nara yaklaştıkça şeytanlarını güldüren ve gittikçe kendi mutluluk gülüşlerini de kaybedecek olan bir hale bürünüyorlar. Kabil`ce bir yola sapıp karanlıklarına bu kötü önderlerini aldıkça çıkmaz bir sokağın kenarında bir dünyalık rüyaya uyuyorlar.

Nur… Beyaz bir kâğıt kadar temiz.  Alın temizliği kadar ak, dosdoğru yol kadar parlak. Kulluk yürüyüşünde Kuran ve sünnet rotasında ilerledikçe nurlara gebe bir hayata gittiği… Yaşam güzelliklerini temaşa edip kendi yaşantısıyla dünyaya güzellikler kattığı… Merhamet ve adalet kalkanıyla insanlara hayatlar saçtığı ve hak yola davetiyle topluma ab-ı hayat olacak bir yoldur bu. Hakikat uğruna İsmaili bir teslimiyet, kanı hayata şahit kılarak canı Allah`a verecek kadar nurlarla bezenmek ve en parlağını yaşamak…

Nur… Hz. Adem`le başlayıp Hz. Muhammed`le son bulan risâlet görevinin alnında parlayıp ve sonrasındaki dava erlerinin simalarına yansıyacak ve kıyamete kadar hak taraftarın yaşamında olacak bir yürüyüş. Aşkullah zikriyle yüreklere enginlik, sığbatullah boyasıyla gönüllere inşirah bahşeden. Dünyayı ahiretin bir önsözü görüp gerçek yurdunun orası olduğunu fehmeden. Feraset gözlükleriyle tüm çıkmaz ve yalpalanmalara karşı sırat-ı müstakimce ilerleyen… İşte nura gark olan beşer en kamil insan seviyesine gelir böylece… Ahsen-i takvim tasvirinin en güzelini hak eder yaşamı boyunca…

Dünya… Nar ile nur içinde yoğrulan hayatlara iki yolculuk yaptırır her zaman. Bir tarafın başarısı dünyayı cehenneme çevirirken, diğerinin başarısı cennete çevirecektir. Tercih ve yöneliş irade denen insanın tasavvurundadır. Hatırlama ve hatırlatma niyetine bir köşelik yazımız buna dair olsun istedik. Baki Muhabbetle…