Hicretler yaşandı çok zaman. Hicretler Medine rüzgârını getirip bu zamanın kollarında estirdi. Esintisi gönülleri sardı, ayakları hareketlendirdi, akıllara dava sevdasının aşkını yakıp uzak yollarca gitti. Öteler bir başkaydı, aşka susamışların bedenlerini ayrılık taşının altına koyup yola revan olmasıydı. Öteler sevdaydı, o bu dava ateşinde pervane gibi yandıkça, benliğini eritip hak davayı sırtlanınca göz yaşı gerilere aksa da gözler uzaklardaydı.
Firak acısı gönlü alev alev sarsa da yüreğin içindeki aşk küllerinden yeni doğumlar yeni dirilişler gerçekleşiyordu. Gitmek doğmaktı aslında, yeniden dirilişti. Var olmak adına, dava farkındalığını ortaya koymak pahasına bir fedakârlıktı. Bu ne büyük bir gidiş, Peygamberi yolu rehber edinerek kulluk gayesinin amacını fehmedişti.
Hep visallere doğru koşmak isterken insan, firak acıdır. Vuslatlara kanat çırpıp mekân ve gönül değişikliğini başka mevsimlere erteleyince insan, ayrılık acı gelir. Bu ayrılığın en çok yıpranan duygusu da, anne- evlat arasındaki ilişki duygusudur. Bilmem kaç sene yıllanmış ama kavuşamamış ayrılıklar vardır dava erlerinde. Kâh hicret yollarında, kâh zindan duvarlarında yaşanır bu hasret, yaşlanır bu halvet...
40 bayramlık hüzünler geçirir ömürler hasretlerin yamacında, vuslatların umuduyla... Gözyaşları kaç anne yüreğinin kapısını çalmıştır, bilinmez. Kaç mahzun bakışların derdi olmuştur bu ayrılık, bilinmez. Kaç muhacir kalbinin duygu boşluğunu en çok vuslatlar süsler, görülmez. Kaç Yusufi`nin rüyaları buluşmalara perdelenmiştir, duyulmaz.
Ah bir de görmeden, dokunmadan, son kez nefesini solumadan ölümler gelir ardınca... Bir anne ölmüştür oğlunu görmeden. Anne ölmüştür, oğul onu görmeden. Hangi tarafa yönelip de acıyı yaşasak, hangisinin acısı yüreği derinden etkilemeye yetmez ki? Hicret yollarına, dört duvar mekânlara haber gelir. Hasretler kül, acılar kül, vuslatlar kül olmuştur. Hangi acı tarif eder bu hali? Ve aslında tüm bu küller bize dava aşk ve fedakârlığının en yüksek boyutunu gösterip, küllerinden dirilişler vermiştir.
Anneler ölmüştür, evlatlar gurbet diyarlarda. Anneler ölmüştür, evlatlara sadece bir haber ulaşmıştır ve annelerine dair gerilerde yaşamış oldukları hatıralar, en son ki yüz ifadesi, en son ki dokunuş, en son ki nasihat ve en son ki hissiyat...
En son bir anne ölümü haberi daha geldi. Bir hasret daha bitti ve şimdi vuslat ahirette, düşler cennete saklandı. Ve bu dava onların en büyük fedakârlıklarına şahit olup hasret acısını aklayıp vuslat neşesiyle sevindirecektir.
Allah rahmet etsin. Allah bu firak acılarına karşılık dava erlerine en güzel mükâfatı ihsan etsin. En güzele kavuşmalar, fedakârlığın en güzelini ortaya koyan insanlara nasip olsun ve onlara selam olsun.