"Uğruna canını sıktığın şu dünya Hz. Adem'in ceza olarak indiği yermiş."

Sözün kime ait olduğunu bilmediğim bu cümle özetledi dünyanın her halini. İnsanın giriftar olduğu ruh halinin maksadı ise hep bu cümleye istinaden yaşanmalıymış sanki.

Hayat bu kadar diriyken, geçen her anın cenazesi zaman ağının bilmecesinde saklı. İnsan bu kadar cennetken; cehenneme aşık yaşaması nefs ve ruh arasındaki kavganın benlik krizi. Oysa Hz. Adem'e ceza olarak verilen dünya kimilerinin onda ölmemek uğruna özgürlüğünü verdiği bir kölelik anlayışı.

Dünya bir rüyanın bitiş sahnesini oynadığında dehşete kapılan gözler, geriye bakmaya mecal bulur mu?

Ecel son nefeslerini verdiğinde, tüm dünyevi hedefleri hatıra getirmeye bin ter dökülse de bunun sadece 'nedameti'  gözyaşı süzgecinden geçmeyecektir.

Sahi zamanı süzgeçten geçirmek gerek. Ki arda kalan tortular birikimlerin ne düzeyde olduğunu aşikar kılsın. Aşina eylesin insanı açtığı baharlara ya da yaşadığı kışlara... Ne kadar yaşamış olsa da süzgeçte kalan tortular gibi, yaşanmışlıklarının hamalını yapar vaziyette olur hali.

Nihayetinde hayatın son deminde 'Adem'e ceza olan yerin' insana mükafat olarak dönmesidir tüm maksat. Maksadın istikamet yolu bu kadar berrak ve cennetken; maksattan şaşan biçare, neyin cehenneminde mutlu olmak ister ki?

Neyin aklını yaşar da kendini içinde vazgeçilmez devasa güçlü bir halde görür. Oysa insan yeryüzünde sadece kendini görecek kadar kibirliyken, gökyüzünden bakılınca bir zerre dahi olamayacak kadar aciz. İçinde koca putlar taşır çoğu zaman. Ondandır İbrahim Aleyhisselam'ın putlara vurup kırması... İnsana en büyük derstir. Dersin hülasası, diğerinden önce her insanın baltayı şekilden ibaret olan putlara vurması kadar kendi içine dönük olan putları devirmesidir. O kıran yerlerden yeni bir doğuşun gerçekleşmesi, cennete kesilen biletin en öncelikli azığıdır. Allah'a boyun eğen kalbin dünyaya efendi olması özgürlüğü, kibrin kanatlarında yaşayan insanın esirliğini pek aşikar gösterir.

En baştaki söze dönecek olursak Hz. Adem'in nerden ve ne sebeple yeryüzüne indiği hikayesini defaatle zikretmek gerek nisyan denen insana. Elbiseden ayrılmayan etiket gibi ruha etiketlemek gerek... O cennetten yeryüzüne işlediği günah için indirilirken, yeryüzünde iman eden insanoğlu işleyeceği günahlardan kaçınarak cennete varış yolu umudunda... Bu azim, umut, yürüyüş ve Allah'ın rahmeti insanı kurtarabilir. Ancak ceza olan yeri sonsuz cennet bellemek ve cennetini oluşturmak için onca insana cehennemi hayatı yaşatan bedbahtların varış yeri ne kötü olacaktır...

İnsanın sırrı Hz. Adem'in hikayesinde gizlidir. O'nun hayatı insanın dünya menzilini selamete çıkaracak ışıkları sunar. Hikayenin neresinden okursak okuyalım insana ayna tutan çok yönü var. Yeter ki okurken o aynayı benliğimize doğru tutabilelim.