Ah yavrum, enkaz altında kalan o küçücük bedenin, hayata umutla gülümseyen o zeytin gözlerin olmak isterdim. 

Seninle birlikte zafer marşlarını haykırmak isterdim Filistin semalarında... 

Ben de isterdim seninle birlikte bir dağ gibi yıkılmayı, buram buram şehadet kokan kırmızı laleler arasına dalmayı... 

Tutsak olan ruhumu Rabbin dergahında özgürleştirmeyi ne çok isterdim bir bilsen güzel çocuk! 

Ve yeniden ellerinden tutup el ele, omuz omuza verip yeni bir kıyamla nehirler gibi çağlamak isterdim. 

Bir değil, bin defa O’nun (CC) adına, O’nun yolunda şehit olmak isterdim. 

Şimdi bana ağıtını yakmak, özleminle yanıp bilenmek, direnmek, kavuşmak için harekete geçmek kaldı ey şehadet! 

Bir ağıt ki, yıkılmaz yüreğim, sarsılmaz imanım, susmaz dilim, direnir kalbim. Tüm dünyaya, tüm dünyanın yenilmez güçlerine karşı. 

“Çocuklarımızı kefenleyecek beyaz bezimiz olsa da zalimlere karşı çekecek beyaz bayrağımız yoktur.” 

Şimdi ağlama zamanı değil, bu nedenle Gazze ağlamadan azimle direnmeye devam ediyor. 

Şimdi ağlama vakti değil, direnerek güçlü kalma zamanı. 

“Kalplerimizi yaktılar! 

Hastanelerimizi yaktılar! 

Camilerimizi yıktılar! 

Çocuklarımızı hastanenin bahçesine gömdük. 

Kardeşim şehit oldu Elhamdülillah! 

Annem şehit oldu Elhamdülillah! 

Babam şehit oldu Elhamdülillah! 

Çocuğum şehit oldu Elhamdülillah! 

Ve şimdi şehit olma sırası ondaydı... 

Yüreğimi destekleyecek bir tek kişiyi neden bana bırakmadınız? “

Ve dünya bu bağrı yanık annenin sorusuna karşı cevapsız kaldı. 

Gazze’de görüp duyduğumuz her şey buz dağının sadece görünen kısmıdır. 

Bir de hissedemediğimiz tarifsiz acılar hala devam ediyor. 

Ölümün o acı kokusunu, açlığın, susuzluğun soğuğun çaresizliğini, 

anestezisiz yapılan ameliyatların acısını, çaresiz annelerin feryadını hissedemez, aktaramayız. 

Fakat Gazze için konuşmayı, yazmayı bırakmamalıyız bırakmayacağız. 

Zira, tüm dünyanın gözleri önünde zulüm devam ediyor! 

Soykırım devam ediyor! 

Katliam devam ediyor! 

Gazze özgür olana dek, Gazze’nin gören gözü, konuşan dili, tutan eli, işiten kulağı olmalıyız. 

Ey Rabbim, Zuntikam ismin hatırına zalim siyonistleri kâhr u perişan eyle! 

Bu zulme sessiz kalan Ümmet’in dilsiz liderlerine, izzet bahşeyle ki bu zulme baş kaldırsınlar artık!