Gazze’de 90 gündür hala masum bebekler, anneler ve insanlık ölmeye devam ederken, insanlık düşmanı yerli ve yabancı siyonistler, Gazze gündemini değiştirmek için, her gün yeni bir gündem oluşturma çabasındalar. Öyle ki; Gazze’de 90 gündür yapılan vahşi katliamlar, 90 dakikalık bir maç kadar yeterince gündem olamadı maalesef...
Hatta Günlerce kamuoyunda bu maç konuşulup, gündemi farklı yöne çekmeye çalıştılar.
Bu kez halk daha büyük bir ses ve nefesle Meydanlara inmeye Gazze’li kardeşlerine manevi destek ve motivasyon sağlamaya çalıştı. Tabii diğer taraftan yerli Siyonistler bu motivasyonu, sabote etmek için plan proje peşindeydiler. Bu kez haddini bilmeyen hadsizler, yaşam tarzımızın sembolü olan ‘Tevhit Bayrağı’ taşıyan bir kardeşimize şiddet uygulayarak, kaos çıkarmak istedi. Eee tabii bunun üzerinden rant devşirmek isteyen yerli piyonlar da pusuda beklemekteydiler. Dolayısıyla ellerine geçen bu argümanı kullanıp, bunun üzerinden dini ve milli değerlerimize saldırmaya başladılar.
Neymiş efendim (!) “Hilafet Bayrağı”
Allah aşkına hilafet bayrağı diye bir bayrak var mı?
Bizim bildiğimiz “Sancak-ı Şerif” var.
Dün hilafet yeşili, bugün hilafet bayrağı…
Toplumu şiddet ve kaosa sürükleyen bu kişilerin zaman, mekan ve kavramları ayrı olsa da hepsi aynı hedefe hizmet eden gönüllü piyonlar ve kölelerdir.
Oysa onlara sorsanız dünyanın en özgür insanları onlar...
Gazze’deki direnişle gelen dirilişi tahammül edemeyen bu yarasa karakterliler, “Avrupa İslam’a gebedir. Bir İslam Devleti doğuracaktır”. Muştusunu her gün yeni bir oyunla gölgelemek istiyorlar. Fakat onlar şu hakikati unutmuş olmalılar.
“İslâmiyet güneş gibidir üflemekle sönmez. Gündüz gibidir göz yummakla gece olmaz. Gözlerini kapatan yalnız kendine gece yapar.”
Ey bu muazzam güneşten rahatsız olan yarasalar!
Gelin bu ziyayı gölgelemekten, bu güneşe çamur atmaktan vazgeçin!
Yoksa siz de balçıkla sıvanmaz bu güneşle uğraşan, atalarınız Firavun, Haman, Karun, Nemrut misali, helak olup gidersiniz.
Siz karanlıklar içeresinde debelenip dururken, biz Aziz İslam davasının ziyası olan tohumlarımızı cennetin bağrına ekmeye devam edeceğiz inşallah...
Zira “Bizi toprağa gömdüler fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı.”(Aliya İ. Begoviç)
7 Ekim’den bu yana sayısız tohumlar ektik cennetin bağrına...
Yeniden yeşermek, yeşertmek için İslam’a susamış kurak gönülleri...
Ektiğimiz tohumlar yeşermeye başladı da elhamdülillah!
Avrupa İslami kuruluşlar Başkanı’nın açıklamasına göre, Gazze’deki direniş, Batı dünyasının dirilişine vesile oldu.
Öyle ki, Fransa’da bir gün içerisinde 400 kişi Müslüman oldu.
Sadece Batı’da değil, Gazze’deki bu destansı direniş, kısmen de olsa uyuyan İslam aleminin de uyanışına vesile oldu. Rabbim hala derin uykuda olanlara da Gazze’yi bir uyanış vesilesi kılsın inşallah...
2023 yılında Ümmet olarak çok ciddi imtihanlar geçirdik. Fakat zaten biz buna iman etmiştik, iman varsa imtihan muhakkak olacaktır. Önemli olan bu süreci sabır ve teslimiyetle yönetebilmek. Tıpkı ağır imtihanlara tabi tutulan sabır öğretmenlerimiz olan Gazzeli kardeşler gibi...
Yürekten kopup gelen bir kaç cümleyle, dünyaya meydan okuyabilmeli...
“Hasbunallah ve nimel vekil” diyerek tüm sabırsız gönüllere en güzel dersi verebilmeli insan...
Ümmet olarak 2024’ün birinci imtihanımız HAMAS’ın değerli liderlerinden olan, ömrünü Aziz İslam’a Adayan Salih El Aruri’nin şehadet’i oldu maalesef...
Rabbim şehidimizle beraber, diğer tüm Gazzeli şehitlerimize rahmet eylesin, bizleri de onların şefaatlerinden mahrum eylemesin inşallah!
Selam Allah için yaşayıp, Allah için canını feda eden azizlerin ve onların takipçilerinin üzerine olsun!