“Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya, 

Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!” (Necip, Fazıl Kısakürek) 

21.yüzyılda sözde demokrat, laik bir ülkede hala öz yurdumuzda garip yaşıyoruz. 

Kendi öz haklarımızı dahi bize çok gören ırkçı, faşist zihniyet her fırsatta İslam’a ve Müslümanlara saldırıyor. Sözde Laik bir ülkede yaşıyoruz, ama en çok darbe ve hakaretlere de yine laikçi zihniyet tarafından uğruyoruz. 

Artık yeter! 

Sarık taktıkları için alimlerimizi dar ağaçlarında sallandırdınız. 

Medreselerimizi ahıra, camilerimizi ve Kur’anlarımızı ateşe verdiniz. 

Camilerde, secdelerde, Müslümanları katlettiniz, Müslümanların kanına girdiniz toplu ölümlerle tarihin en vahşi katliamlarına imza attınız. 

Suçları sadece Kur’an dersi vermek olan nice değerli Müslümanları zindanlara tıktınız Yusuf misali... 

28 Şubat post modern darbesi ile nice  gençlerimizin hayallerini çalıp yıktınız okul kapılarından bizleri kovdunuz. 

Bitmedi mi bu kininiz? 

Ey mü’minler! Siz öylesine kalpleri arı duru, herkesin iyiliğini isteyen kimselersiniz ki o düşmanlarınızı bile severseniz, ama onlar sizi sevmezler. Siz Allah’ın indirdiği kitapların hepsine inanırsınız. Onlar ise ancak sizinle karşılaştıkları zaman: “İman ettik!” deyip geçerler; fakat birbirleriyle baş başa kaldıkları zaman ise size olan kin ve düşmanlıkları yüzünden parmaklarını ısırırlar. Onlara: “Kininizden çatlayın!” de. Doğrusu Allah, sinelerde gizli tutulan bütün sırları bilir. (Ali-İmran 119) 

 Vallahi dine olan bu kininiz, sizi bir gün helak edecek. 

Yaptığınız bunca zulüm yetmezmiş gibi, artık hastanede, postanede, yolda, otobüste, Müslümanların kılık kıyafetine saldırarak, salyalarınızla çevredeki insanları da rahatsız etmeye başladınız. 

Hal böyle olunca, özgürlük naraları atan Kadın Derneklerinden çıt ses yok!  

Özgürlük haklarınız sadece ırkçı, Feminist, Faşist ve Kemalistler için mi geçerli! 

Hani laikliğiniz, hani Demokrasiniz, hani özgürlüğünüz nerede? 

Ey kinlerinden, İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık yapan sefih fasıklar! 

Şunu asla unutmayın, uğruna nice bedeller ödediğimiz tesettürümüzden, camilerimizden, Kur’an’ımızdan İslami olan tüm değerlerimizden asla vazgeçmeyeceğiz! 

Nasıl ki, Şehitkâmiller, Şahin Beyler, Fransızlara karşı gösterdikleri destansı direnişle tarihe altın harflerle adlarını nakşettiler, biz de bugün bu mücadeleye kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah... 

“Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde şüheda kanı karışıktır. Din için, namus için, hürriyet için ölüme atılmak bize, Ağustos ayı sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. Bir gün evvel topraklarımızdan savuşup gidiniz. Yoksa kıyarız canınıza.” (Şahin Bey) 

Biz buradayız, gidecek birileri varsa o da sizsiniz, tıpkı tarihte olduğu gibi def olup gidin! Çekin o kirli ellerinizi ve dillerinizi üzerimizden! 

Bu ırkçı Faşistlerin cesaretlerini kırmak, caydırıcı yaptırımların uygulamasını devreye geçirmek için, yetkili ve etkililerin bir an önce harekete geçmeleri gerekiyor. 

Sadece bir kaç saatlik gözaltı süreci, bu kokonalara ceza olarak yetmez. 

Bunlara bir daha böyle bir saygısızlığa cüret edemeyecekleri yaptırım ve cezalar uygulanmalıdır. 

Artık öz yurdumuzda garip yaşamaktan yorulduk! 

Bitsin artık bu muhaceret hayatımız! 

Selam ve Dua ile...