Gönül kışımızın Baharı olan Ramazana çok yoğun bir tempoyla girdik Elhamdülillah...

Deprem korkusundan zemheriye dönüşen yüreklerimize, bir bahar misali değdi gönül ülkemize..

Hata ve kusurlarla kirlenen ruhlarımızı paklayıp, aklamak için, nisan yağmurları misali rahmet, rahmet yağdı üzerimize Ramazan.

Yaktı bizi yakan, tüm günahlarımızı...

Huzura hasret hanelerimizi huzur ve sükûnetle doldurdu.

Sofralarımız Halil İbrahim sofraları misali bolluk ve bereketle doldu.

Hasta gönüllerimiz Kur ’anla şifa buldu.

Cemaate hasret camilerimiz, gençlerle doldu.

Raflarda tozlanan Furkan’ımız, o tozları silen ellere, O’nu okuyan dillere kavuştu.

Misafirsiz ve bereketsiz kalan hanelerimiz misafir ve Bereketle doldu.

Tövbesiz kalan günahlarımız, nasuh bir tövbeyle buluştu.

Duaya hasret yürek ellerimiz, avuç avuç dilekçeler sundu Rahmanın dergâhına...

Dünya meşakkatinden yorulan ruhlarımız, Miraç ile seyr u sülûk eyledi, mana âleminde mahzun gönüller mesrur oldu.

İftar sevinciyle, Rabbe kavuşmanın hazzını yaşadık her akşam...

Sahur ve seherin bereketiyle gafletten uyandık her gece...

Oruç tutmaya niyet ederken, bir de niyazımız vardı Rabbimize...

“Tut bizi ey oruç! Tüm günah ve hatalardan beri tut diye”

Ümmet olarak bizler bu tarifsiz güzellikleri yaşarken, diğer taraftan hala gaflet uykusundan uyanamayan nice gafiller var maalesef.

Özellikle son zamanlarda yalan ve dolanla insanları kandırıp, siyaset yapan sözde bazı siyasetçiler, ahlak ve erdeme uymayan, ahlak dışı söylemleriyle HÜDA PAR’a yaptıkları saldırılar yenilir yutulur gibi değildir. Korkmakta haklılar aslında, çünkü yarasa karakterliler güneşin doğmasından çok rahatsız olurlar. Zira güneş doğunca onlar kaçacak delik ararlar. Korkunun ecele faydası yok diyoruz, şafak yakın, sökmek üzere, hakikatin gür sedası doğacak, küfrün karanlıkları yok olacaktır  inşallah...

Yüzyıldır bu milletin kanı, canı, malı üzerinden rant devşirip, siyaset yapanlar, 14 Mayıs’ta sandığa gömülecekler.

Evet, bu millet seccadeyi ayaklar altına alanları değil, alnını secdeye koyanları seçecek kadar akıllı, ferasetli bir millettir. O nedenle diyoruz ki; boşa kürek çekmeyin, Yeni Yüzyılın Güneşi HÜDA PAR Doğacak, şefkat ve merhametten yoksun zemheriye dönüşen tüm yürekleri ve hatta yüreksiz yürekleri de, ısıtacaktır biizniAllah...

11 yıllık Siyasî hayatımızda her dem derdimiz milletimiz oldu. Dertleriyle dertlendik, sevinçlerine ortak olduk. Mazlumun hamisi, zalimin karşısında durduk. İnsan merkezli adil bir düzen kurmak için, çalışıp, çabaladık.

Kadını cinsel bir obje olarak görüp, kirli emellerine alet eden ideolojilerle mücadele ettik, sonuna kadar da mücadele etmeye devam edeceğiz. Zira kadın değerdir, değmemelidir. Tüm bu ve daha birçok güzel projeleri bağrında saklayan bu muaazam yapıyla, kan içici vampir, terör şebekelerine bizi benzetmeye çalışanlara sesleniyorum!

Biz İnsanların kanı üzerinden siyaset yapmıyoruz. Biz siyasetin insanlığı eğitmek, yönetmek olduğuna inanarak, ifsada sürüklenen toplumun ıslahı için çırpınıyoruz.

Siz Medeniyetsiz dağ kadroları yetiştirme derdine düşerken, biz medeniyet inşa edecek bir gençlik yetiştiriyoruz.

Siz kutsallarımızı ayaklarınız altında çiğnerken, biz kutsallarımız uğruna can verebilecek alnı secdeli yiğitler yetiştiriyoruz. Tıpkı 15 Temmuzda tankların önüne serilen yiğitler misali...

Siz tertemiz gömleğimize çamur atmakla uğraşırken, biz o bataklığı kurutabilecek projeler çiziyoruz.

Siz bu milletin dini ve milli değerlerine savaş açarken, biz gelecek nesillerin ihya ve inşası için, dindar bir nesil yetiştiriyoruz.

Siz insanları sömürerek makamınızı korumaya çalışırken, biz bu milletin maslahatı için, gerekirse tüm makam ve mevkileri elimizin tersiyle iteriz.

Siz bu milleti kendinize hizmetçi kıldınız, biz malımızla, canımızla, sahip olduğumuz her şeyimizle  kendimizi bu milletin hizmetine adadık. Sanırım her ferasetli kişi aramızdaki bu açık farkı görmüştür.

Rabbim bizleri kendini bilmezlerin şerrinden muhafaza buyursun inşallah...

Vesselam ve Dua...