Gelişinle mesrur ettin, gidişinle mahzun...
Sana müştak sana muhtaç şu günahkar Ümmeti arındır paklayıp öyle git ey Ramazan!
Al götür tüm elem ve kederlerimizi, şifa ol hasta kalplerimize
Sen ki, güzel bir mihmandar, gönüllerde evindar, günahları yakan bir nar, karanlıklara nur oldun.
Virane olmuş gönül evlerimizi bir nebze de olsa toparlamaya vesile oldun. Sana minnettarız ey Ümmetin mübarek Mahı!
Sen ki, kararmış gönülleri arındıran bir cila
Sen ki, on bir ay boyunca Yusufuna hasret Yakup misali, secdelerde rabbini özleyen Yakuplara vuslat oldun.
Sen ki, Dünya meşşakatinden daralan ruhlarımıza bir lahza inşarah oldun. Mi'racı özleyen gönüllerimizi, Rabbe götüren bir Burak oldun. Dua dua yakaran yürek ellerimizden tutup, acizliğimize, Aminlerimize  şahid oldun. Şahid oldun ki, bizler Hakkın fedaileriyiz, Hak için yaşar, Hak için ölmeye her dem hazır oluruz. Bazen yetimin yüreğini saracak bir şefkat ummanı bazen gözyaşlarını silecek bir mendil oluruz. Bazen rahle başında bir öğrenci, bazen de, Hakkın öğretmenleri...
Ayet, Ayet okurken Kur'an’ı, dokuruz ilmek ilmek yürek defterimize ve yüreklere  o Furkan’ın nurunu...
Şunu iyi belledik tevhit öğretmenimizden ki, bu Kur'an hatim kitabı değil, hayat kitabıdır, elhamdülillah.
İşte sen ey Furkan’ın mübarek ayı!
Senin bu güzel zaman ve zemininde, Kur'anla demledik yorgun gönüllerimizi. kadri ömre bedel bir gecede, rahmet rahmet yağarken üzerimize, selama durdu melekler, sürür doldu mahzun gönüllerimize...
Senin gelişinle aşka geldi arş ile ferş, rahmetin müjdecisi melekler indi arştan arza fevc fevc...
Karanlık hayatlar aydınlığa kavuştu Kur'an’ın nuru ile
Diri diri toprağa gömülen kız çocuklarına bir müjde, bir muştu oldu Kur'an.
Hak ile batılı ayıran bir Nur, bir çıra, bir Furkan oldu Kur'an.
Merhametten yoksun yüreklere şefkat menbaı oldu. Cehalet ve esaret paletleri altında inleyen ruhları, hakka götüren hürriyetin kapısı oldun.
Mazlum ve mahrumlar  seninle hayat buldu, ey tüm nebatat ve hayvanatın hayat kitabı olan Kur'an!
Ne olur kurak çöl misali kurumuş şu hayatlarımıza bir kez daha rahmet rahmet indir kadri ömre bedel bir gecede...
Hira’dan süzülen nur   gibi gel!
Gel ki, bahara hasret kışımız, seninle hayat bulsun, hayat olsun tüm hayvanat ve nebat'a...
Biz seni okurken, sen de doku nakış nakış tüm güzelliklerini hayatlarımıza...
"Ey iman edenler iman edin!" hakikatini...
İmanı doku gergef gergef kalplerimizin her hücresine
Sonra teslim olmayı öğret bize İbrahimce (as)
Hakka ram olmanın ve hak için ölmeyi bellet bize  Ali'ce (kv)
Sevr yolundaki sadık dostu, Hira yolundaki, sadık eşi anlat bize
Anlat ki, biz de anlayıp fehm edelim seni...
Hatimlerle hayat bulalım ey Kur'an!

Şunlar döküldü dilimizden:
“Şimdi rahmet, bereket ve cennet müjdecisi mihmandarın firakını yaşarken, kadri bir ömre bedel gecenin vuslatını bekleye durduk hasretle...
Kavuştur bizi ya rab! Bin aydan hayırlı geceye...”

Hamd olsun kavuşturana…

Rabbimiz!
Rızana ve affına vesile eyle dilimizden dökülen her heceyi
Kalan ömrümüzü Ramazan, vuslatımızı cenneti cinan eyle!