E-mail üzerinden bizlere ulaşan bir bacımız uzun zamandan beridir kendisini meşgul eden sorusunu şu şekilde bizlere yazdı;
“Değerli hocam! Özellikle feminist düşünceye sahip bazı bayanların ısrarla gündem haline getirdiği şu meseleyi sizlere arz etmek istiyorum; bu kimseler evliliğe karşı olup, çocuk sahibi olmadıkları halde her bulundukları ortamda Kur`an`dan da (sözde) delil getirerek annenin çocuğunu emzirmek zorunda olmadığını aktarırlar. Bunu yapmalarındaki amaç; kadını ailevi sorumluluklarından uzaklaştırarak, aşamalı bir şekilde evlilik hayatını ortadan kaldırmaktır. Bununla birlikte ayrıca anne dilerse eşinden süt emzirme parası alabilir diye bir iddiada da bulunuyorlar. Tüm bu hususlarla ilgili beni aydınlatırsanız sevinirim.”
Allah`u Teâlâ Bakara Suresinde boşanma ile ilgili hukukları ayrıntılı bir şekilde izah ettikten sonra çocukları emzirmeyle ilgili aynı surenin 233. Ayetinde “Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için- anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir…” şeklinde fermanda bulunmaktadır.
Annenin çocuğunu emzirmesini hem ahlaki hem de hukuki olarak ele almak ve bu ikisini birbirinden ayırmak gerekir. Zira fıkhi bir hüküm açıklanırken; meselenin sadece hukuki yönü ele alınır, ahlaki yönüyle ilgili ise sadece nasihatlerde bulunulur. Ancak söz konusu durum/hüküm “çocuğu emzirme” gibi önemli bir mesele olunca her iki yönüyle de ele almakta fayda vardır.
Mezhep imamlarının hemen hemen hepsi; annenin çocuğunu emzirmeme gibi bir düşünce içerisine girmesinin ahlaki açıdan uygun olmadığını belirtirken, söz konusu bu düşünceyi –hukuki olarak emzirmek zorunda değilim diyerek- fiiliyata koyduğu takdirde eğer çocuğa zarar gelecekse ahirette hesaba çekileceğini belirtir. (Mevsûatü'l Fıkhı'l İslami Ve'l Kadâyâ'l Muâsıra, Vehbe Zuhâyli, Daru'l Fikr DİMEŞK 2013 c.8 s.660) Öyle ki bu meselenin ehemmiyetine binaen Allah (cc) Bakara suresindeki “anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler” ayeti “Emzirsinler” şeklinde emir olarak değil de “haber” vererek aktardı. Bu ayrımın Arap dilindeki farkı; haber şeklinde gelen cümlenin, emir şeklinde gelen cümleden daha etkileyici olmasıdır. (Tefsîru`l Beydâvî Daru İhyâi Turâsu`l Arabî BEYRUT 1997 c.1 s.144) Dolayısıyla bu meseleyi ahlaki olarak ele alırsak; kendi çocuğunu emzirme hususunda babayla pazarlık içerisine girmek hiç de uygun bir durum değildir.
Mesele hukuki olarak ele alındığında şu neticeye varılır; Maliki mezhebi ayetten, anne ister hâlâ evli ister boşanmış olsun sadece ahlaki olarak değil hukuki olarak da çocuğunu emzirmesi gerektiği manasını çıkarmaktadır. Cumhura göre ise; bazı durumlar hariç, annenin çocuğunu emzirmesi zorunlu değildir. Anne dilerse kendisini süt vermekten men edebilir. Annenin çocuğunu emzirmesi ancak şu üç durumda vacip olur;
1- Eğer çocuk annesinden başka birinin sütünü kabul etmezse, hukuki olarak anne süt vermeye zorlanır. Nasıl ki çocuk, kendisini parayla emziren sütannesinden başkasını kabul etmediğinde, sütanne zorla süt vermeye devam ettiriliyorsa, aynı hüküm annenin kendisi için de geçerlidir. Hatta anneyi bunun için zorlamak daha makuldür.
2- Eğer annenin dışında çocuğu emzirecek başka kimse yoksa, bu durumda annenin çocuğuna süt vermezi zaruri olur.
3- Babanın sütanne tutacak kadar maddi imkânı yoksa veya çocuğun şahsi parası yoksa anne süt vermeye zorlanır. Bununla birlikte Şafi mezhebine göre annenin, çocuk doğduktan sonraki ilk sütü vermesi de kendisine vaciptir.
Dolayısıyla Malikiler hariç diğer mezheplerin tamamına göre anne hukuki olarak çocuğuna süt vermek zorunda değildir. Bu şekildeki iki farklı görüşe gidilmesinin sebebi, ayetteki mananın farklı şekilde anlaşılmasıdır.
Anne dilerse süt emzirdiği için para talep edebilir meselesine gelince; bununla ilgili ihtilaf yukarıdaki ayette geçen “anneler” lafzıyla ilgili müfessirlerin farklı görüşe gitmelerinden kaynaklanmaktadır. Aralarında tabiinin ünlü müfessirlerinden Mücahid, Dahhak ve İmam Suddî`nin gittiği görüşe göre; burada, eşinden boşanmış kadınlar kastedilmektedir. Çünkü Allah`u Teâlâ ayetin devamında süt emziren bu annelerin uygun bir şekilde giyim ve rızıklarının karşılanması gerektiğini emrediyor. Eğer bunlar evli kadınlar olsaydı, kocaları zaten kendilerine bakmak zorunda olacağından bu detayı zikretmeye hacet kalmayacaktı.
Diğer bazı müfessirler ise ayetteki “anneler” lafzıyla evli kadınların kastedildiğini bildirmektedir. (Tefsîru Âyâti`l Ahkâm, Muhammed Ali Es Sâbûnî, Daru`l Hilâl BEYRUT c.1 s.270 )
Süt ücretiyle ilgili Talâk Suresinde geçen “…Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini verin…” (Talâk 6) ayeti ise, boşanan kadınlar için geçerlidir. Çünkü kadın boşandıktan sonra artık yabancı biri gibi olduğundan, emzirme ücretini hak eder. Ancak evlilik durumunda koca, kendisine gerekli nafakaları zaten karşılamaktadır. Kadın ayrıca emzirme ücreti hak etmez. (El Camî Li Ahkami'l Kur'an, İmam Kurtûbî, Daru'l Kutubi'l İlmiyye BEYRUT 2010)
NOT: Değerli okurlarım, merak ettiğiniz sorularınızı e-mail`e yazabilirsiniz.
ALLAH`A EMANET OLUNUZ.