Mehir; Allah`u Teâlâ`nın evlenecek kadınlara, erkeklerin vermeyi zorunluğu kıldığı mal demektir. Mezhep imamları, karşılığında paranın verilebileceği her şeyin mehir
olabileceği hususunda görüş birliği içerisindedir. Ancak en yaygın olan mehir çeşidi bizzat paranın kendisidir. Paralar arasında altındır. Dolayısıyla satın alınması haram olan şeylerin mehir olarak verilmesi caiz değildir. Hatîb Eş Şirbînî bu hususu şu veciz cümleyle özetlemiştir;
Ödenecek mal, kendisi için ödeme yapılan şey, peşin, borç, ister az ister çok olsun kendisinden faydalanılacak her şey mehir olabilir. (Muğni`l-Muhtâc, Hatib Şirbînî, Daru`l Feyhâ DİMEŞK 2009 c.4 s.277)
Şafi ve Hanbeli mezhebine göre mehrin miktarı tam olarak belirtilmemiştir. Bu bakımdan mehir az da olsa çok da olsa geçerlidir. (El Hâvî`l Kebîr, El Mâverdî, Mektebetü`ş Şâmile c.9 s.397) Hanefi mezhebine göre mehir en az on dirhem, Maliki mezhebine göre ise en az çeyrek dinar olmalıdır. (Bedâiu`s Sanâi, İmam Kâsânî, Mektebetü`ş Şâmile c.2 s.276) Dirhem (3,125 gram); gümüş, dinar (4,25 gram) ise altın paradır.
Dolayısıyla bu iki mezhebe göre; nikâh bu miktarlardan az paraya kıyılmışsa, bunu meşru miktarına yükseltmek gerekir.
Şafi mezhebi ve Ahmed Bin Hanbel`e nispet edilen bir kavle göre Kuran eğitimi mehrin yerine geçebilir. Maliki mezhebinin bazı âlimleri ile Ahmed Bin Hanbel`in diğer bir kavline göre ise Kuran eğitimi mehir yerine geçmez. Zira bunlar ibadettir, para karşılığında yapılabilecek şeyler değildir. (El Mevsûatü`l Fıkhiyyetü`l Kuveytiyye c.39 s.157) Ancak günümüzde bazı evli çiftlerin mehir yerine şart koştukları Kuran`ı Kerim`den belirli yerleri ezberlemeleri, mehir olarak geçerli değildir. İki çeşit mehir vardır; müsemma ve misl.. Müsemma; nikâh kıyıldığında belirlenen miktardır. Müsemma mehir, ancak erkek ve kızın akit sırasında kendi aralarında belirlemeleriyle olur. Misl ise nikâh akdinde belirlenmeyen ve evlenecek olan kızın başta yakın akrabaları olmak üzere bazı kimselerin mehrini ölçü alarak kendisine verilen miktardır. Kadın ve erkek mehirsiz evlenmek üzere birbirleriyle anlaşırlarsa, Maliki mezhebi hariç cumhur nikahın geçerli olduğunu belirtmiştir.
Ancak yaptıkları anlaşma geçersiz olduğundan, zifaf veya ikisinden birinin ölmesi durumunda kıza mehri mislin verilmesi gerekir. Malikiler derki: Nikâh akdi geçersiz olmakla birlikte eğer zifaf gerçekleşmişse kıza mehri mislin verilmesi gerekir. (Mevsûatü`l
Fıkhı`l İslami Ve`l Kadâyâ`l Muâsıra, Vehbe Zuhâyli, Daru`l Fikr DİMEŞK 2013 c.8 s.266)
Erkeğin geciktirmeksizin mehrini eşine vermesi gerekir. Zifaftan önce yani muaccel olarak verilmesi en iyi olanıdır. Eğer maddi imkânsızlığından dolayı veremez de vefat ederse bundan dolayı kul hakkına girmiş olmaz. Zira kişi gevşeklik göstermeksizin borcunu ifa edemezse günah işlemiş sayılmaz. Erkeğin mirası dağıtılmadan önce kadına mehrin verilmesi gerekir.
Eğer erkek değil de kadın vefat etmişse, erkeğin mehirle ilgili sorumluğu sakıt olmaz. Bilakis kadının mirasçılarına intikal eder.