Her ibadette olduğu gibi Kurbanda da niyet şarttır. Kişi kurban olarak aldığı hayvanı ne için keseceğini belirtmeli, kalbiyle kendisini buna şartlandırmalıdır. Niyetin ağızla belirtilmesi şart değildir.
Niyet, adetleri ibadete çevirir. Hayvan kesiminin ibadi yönü gibi, örfi yönü de bulunmaktadır. Hatta sadece ibadi olarak dahi düşünürsek hayvan kesiminin nezir, hedy, akike ve kurban gibi çeşitli sebeplerinin olduğu görünecektir. Dolayısıyla hayvan her ne niyetle kesilecekse bunun belirtilmesi gerekir.
Hanefi mezhebine göre; akike, nezir, kurban ve hedy gibi çeşidi farklı olsa da yedi kişi bir büyükbaş hayvana ortak olabilir. Eğer içlerinden birisi et niyetiyle hayvana ortak olursa ya da ehlini doyurmak için hayvan keserse, diğer pay sahiplerinin kurbanı geçersiz olur. Bununla birlikte ortakların farklı ibadetler için kurban kesmesi Hanefilere göre mekruhtur. Asıl olan aynı sebeple yedi kişinin bir kurbana ortak olmasıdır. (Hâşiyetu İbn Âbidin c.5 s.207)
Hanbeli ve Şafiler ise kurban kesen birinin niyetinin bir başkasının niyeti üzerinde etki edemeyeceği görüşüne giderek yedi kişiden birinin et niyetiyle ortak olmasının diğerlerine zarar vermeyeceğini bildirir. Dolayısıyla ortaklardan biri her ne niyetle keserse kessin, diğerlerinin kurbanı geçerli olur. (İmam Nevevî, El Mecmû c.8 s.397)
Kurban Kesiminin Başlangıç ve Bitiş Vakti
Kurban kesiminin en uygun olduğu vakit, bayram namazının tamamıyla eda edilmesinden sonrasıdır. Hanefi mezhebine göre bayram namazının kılındığı yerlerde, namaz kılınmadan önce kurban kesilmesi caiz değildir. Bayram namazının kılınmadığı yerlerde ise, fecr vaktinden hemen sonra kurban kesilebilir. (İmam Kâsânî, Bedâiu's Sanâî c.5 s.73)
Şafi ile Hanbeli mezhebinin bir görüşüne göre kurban kesiminin vakti için güneşin doğup bir mızrak yükselmesi, iki rekât namazın kılınması ve hutbenin verilmesi kadar vaktin geçmesi gerekir. (İmam Nevevî, El Mecmû c.8 s.387) Malikiler ise bayram namazından sonra imamın kurban kesmesinin ardından vaktin başladığını söyler. (Muhammed Bin Ahmed Ed Desûki, Hâşiyetü'd Desûkî Alâ'ş Şerhi'l Kebîr c.2 s.120)
Hanefi, Maliki ve Hanbeli mezhebine göre kurban kesimi teşrik günlerinin ikicisi yani bayramın üçüncü günü güneşin batmasıyla birlikte son bulur. Şafi mezhebi ile Hanbelilerden İbn Teymiyye'nin gittiği görüşe göre ise bayramın son günü güneş batışına kadar kurban kesilebilir. Konuyla ilgili Şafi mezhebinin delili İbn Hibban ve İmam Ahmed'in rivayet ettiği “bütün teşrik günlerinde kurban vardır" hadisidir. (El Mevsuatu'l Fıkhiyye El Kuveytiyye c.5 s.91-93)
Kesimin caiz olduğu günlerin gecesinde kurban kesmek ise mekruhtur. Hatta Malikilere göre caiz değildir. (İbn Rüşd, Bidâtü`l Müctehid s.427) Zira kurban İslamın şiarlarındandır. Gündüz vakti insanların görebileceği bir şekilde kesilmesi daha faziletlidir. Ayrıca kurbanın geceleyin kesilmesi olası bir kazaya sebebiyet verebilir.
Kurbanın meşru olan vakti bittiği halde hâlâ kesimi gerçekleşmemişse, kazası yapılmaz. Bilakis bu durumda kişi niyetini sadakaya kalp ederek, belirttiği hayvanı kestikten sonra ehline, akrabalarına, misafirlerine ve fakirlere ikram eder.