Allah (cc) Bakara suresinde geçen “…beyaz ipliği, siyah iplikten ayrılıncaya kadar yiyin için, sonra fecirden akşama kadar orucu tamamlayın…” (Bakara 187) ayeti indirdiğinde bazı sahabeler ayaklarına beyaz ve siyah iplik bağlarken diğer bazıları da başlarını koydukları yastıkların bir köşesine bu ipleri bıraktılar. Bu vesileyle sahur vaktini tayin edip yeme ve içmeyi terk edeceklerdi. Yani ayette geçen lafzı olduğu gibi anlamışlar, günün aydınlanıp bu iki ipin belirgin bir hal alacağı vakte kadar sahurlarına devam etmişlerdi. Bu durum Peygamber (aleyhissalatu vesselam)`a intikal ettiğinde kendisi “Bu gecenin siyahlığı ile gündüzün aydınlığıdır” (müttefekun aleyh) diyerek yanlış anlaşılmayı gidermişti.

Sahabelerden Adiy Bin Hatem de yastığının altına beyaz ve siyah iplik koyanlar arasındaydı. Kendisi bu durumu Efendimiz`e bildirdiğinde “senin kafan ne kadar da geniştir” cevabıyla karşılaştı. (Buhârî) Zira Allah`u Teâla beyaz iplikle, gökyüzünde enlemesine belirlenen aydınlığı kastetmişti. Efendimiz de yastığının üzerine iplik bırakan sahabenin başını gökyüzünün genişliğine benzeterek şakayla kafasının büyüklüğüne değinmiş, anlamlı ve unutulmaması gereken bir cevap vermişti.

Ayette geçen siyah iplikle gece, beyaz iplikle ise gündüzün ilk vakti kastedilmektedir. Zira fecri sadığın aydınlığı, fecri kazip gibi dik değil gökyüzünde enine doğru belirginleşen ve gittikçe yayılan beyazlıktır. Abdurrahman Bin Sevban`ın rivayetine göre Efendimiz şöyle buyurmaktadır: Fecir iki tanedir. Kurdun kuyruğunu andıran (yani dik olan) fecir hiçbir şeyi helal kılmaz haram da kılmaz. Ufukta enine doğru yayılıp giden fecirde ise (sabah) namazı kılmak helal, (oruç tutanlar için) yemek haram olur.  (Darakutnî)

Yine İbn Mes`ud (radiyallahu anh)`dan rivayet edildiğine göre Allah Resulü (aleyhissalatu vesselam) şöyle dedi: Fecir bu şekilde olan değildir –Efendimiz bunu söylerken parmaklarını bir araya getirip yere doğru indirdi- fakat bu şekilde olandır -bu sefer her iki elinin işaret parmaklarını üs üste koyarak ellerini yana doğru uzattı- (Müslim)

Her ramazan ayında olduğu gibi bu yıl da imsak saatiyle ilgili kafa karıştıran açıklamalarda bulunuldu. Kendilerini dinlediğimizde yukarıda getirdiğimiz delillerin aynısını getirirler. Ayette geçen beyaz ve siyah iplikle murad edilen manayı doğru anladıklarını söylerler. Ancak fiiliyatta, ilk başta bazı sahabelerin anladığı şekilde meseleyi anladıklarını aşikâr bir şekilde gösterirler. Neredeyse ümmetin üzerine ittifak ettiği vakit tayininden uzak dururlar. Bastıkları özel imsakiyelerle, sabah namazının neredeyse kırk ile bir saat arasında erken kılındığını söyleyip dururlar. İslam âlimleri fecri sadık ile fecri kazip arasında on iki ile yirmi dakika gibi bir farkın olduğunu söylerken kendileri bu vaktin bir saat olduğunu iddia ederler.

Bu tür kişiler, birbirinden farklı ve ilginç fıkhi görüşleriyle, garip ve çelişik Kuran tevilleriyle bizlere ölçü olmadıkları gibi bu konuda da asla ölçümüz olmayacaklardır. Nasıl ki hasta olan kadının oruç tutabileceği görüşleri bizi tatmin etmediyse aynı şekilde imsakla ilgili görüşleri de şu yaşadığımız memleketin insanları arasında asla tutmayacaktır.