BES`ten bahsediyorum. Yani Bireysel Emeklilik veya tedavülde olan diğer adıyla özel sigorta… Şimdiye kadar soranlara caiz olmadığı ve ısrarla kaçınılması gerektiğiyle ilgili cevaplar veriyordum. 2017 yılı itibariyle bu sistemin zorunlu hale gelmesiyle birlikte tekrardan sorular, zaruret söylentileri, devlet veya şirket baskısı derken aynı meseleyi tekrardan açıklamam gerektiği kanaatine vardım.
Bireysel Emeklilik; devlet tarafından zorunlu olarak yapılması gereken sigortanın bulunmaması nedeniyle ya da sigortası var; ama gelecekle ilgili yatırım yapma niyetinde olan şahısların bankalara belirli bir meblağ vermesi, emeklilik süresinde ise bu meblağı fazlasıyla bankadan geri almasıdır.
Faiz, verilen paranın fazlasıyla veya eksiğiyle alınmasıdır. Çünkü İslam'a göre kendi cinsiyle takas edildiği zaman paranın aynı miktarda olması şarttır. Aksi takdirde bu faizdir, Haramdır. Sigorta şirketleri ise düzenli olarak aldıkları primleri ya fazlasıyla şahıslara ödüyorlar ya da eksiğiyle. Böyle bir durumun söz konusu olduğu muamelelerin caiz olması söz konusu olamaz. Zira burada BES sistemine verilen aidatlar misli misline geri alınmamaktadır.
Faizli bankaların açtığı özel sigortanın haram olduğu konusunda ihtilaf yoktur. Çünkü bunlar aldıkları parayı faiz sistemlerinde değerlendirerek fazlasıyla geri ödüyorlar.
Meseleyi sadece verilen primleri fazlasıyla almayla değil de bir de şu açıdan değerlendirmek gerekir: Bizler bu sisteme dâhil olarak yaşadığımız ülkede faiz çarkının daha fazla yaygınlaşmasına vesile olmaktayız. Çünkü faizli muameleleriyle büyüyen bankalar, verdiğimiz paralarda kendilerine fon oluşturarak içerisinde bulundukları gayri meşru durumu daha da yaygınlaştıracak. Müslümanlar olarak bu sistemi boykot etmeli, yaygınlaşmasına müsaade etmemeliyiz.
Katılım/finans bankalarının bireysel emeklilik adı altında açmış oldukları sistem islami kazanç usullerine göre olursa caizdir. Şöyle ki:
Aylık düzenli olarak belli bir zamana kadar bankalara ödenen primler, banka ve parayı yatıranlar arasında kâr payı anlaşmasıyla değerlendirilirse ve parayı yatıran kişi emekli olduktan sonra ya da vefat ederse mirasçıları bu kâr payını alırsa bu şekilde yapılan muamele caiz olur. Sonradan emekli olacak kişi, bu paranın helal ortamlarda çalıştırılacağını şart koşarak yüzdelik olarak kâr payını bankayla belirlemelidir. Aralarında meçhul kalacak ya da sonradan münakaşa etmelerine sebep verecek her türlü kapalılığın ortadan kalkması gerekir.
Katılım/finans bankalarının bireysel emeklilik adı altında açmış oldukları sistem islami kazanç usullerine göre olursa caizdir. Şöyle ki:
Aylık düzenli olarak belli bir zamana kadar bankalara ödenen primler, banka ve parayı yatıranlar arasında kâr payı anlaşmasıyla değerlendirilirse ve parayı yatıran kişi emekli olduktan sonra ya da vefat ederse mirasçıları bu kâr payını alırsa bu şekilde yapılan muamele caiz olur. Sonradan emekli olacak kişi, bu paranın helal ortamlarda çalıştırılacağını şart koşarak yüzdelik olarak kâr payını bankayla belirlemelidir. Aralarında meçhul kalacak ya da sonradan münakaşa etmelerine sebep verecek her türlü kapalılığın ortadan kalkması gerekir.
Bireysel emekliliğin caiz olması için ödeme yapan kişinin, dilediği zaman bu anlaşmadan geri çekilme ve hayatını kaybetme durumunda yatırmış olduğu bütün paraları mirasçıları aracılığıyla geri alma hakkının bulunması gerekir. Çünkü bu para kendisine aittir. Sadece anlaşma gereği bankaya verilmiştir. Bu bakımdan bunun geri alınmama durumu söz konusu olmamalıdır.
Söz konusu BES`in mevcut Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılması mecbur kılınan sigorta gibi ne kadar zorunlu olup olmadığını hâlâ anlamış değilim. Eğer zorunlu değilse zaten ihtiyari olarak yapılmasından ısrarla kaçınılmalı. Yok, eğer tamamıyla zorunlu olduğu kesinleşmişse ve yukarı izah ettiğim meşru yöntemin dışında bir yolla dayatılıyorsa başta diyanet ve islam hukukçuları olmak üzere bütün müslümanlar gerekli tepkiyi göstermelidir.