İmameyn`in rivayet ettiği bir hadise göre Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) “Göz (değmesi) haktır” diye buyurmaktadır. İbnu Hacer Fethul Bârî adlı şerhinde derki: Yani göz değmesi haktır ve vardır. İslam âlimlerinin büyük çoğunluğu bunun sabit olduğu görüşündedir. Bundan maksat da tabiat itibariyle kötü olan birinin başkasına hasetle bakmasıdır. Öyle ki bununla, bakılan kişi zarar görüyor. (Fethul Bârî 12/308) Nazar boncuğu vb. hurafelere karşı sert çıkışımızdan dolayı hakikaten var olan “nazar/ayn” meselesini inkâr eder duruma geldik. Bunun var olduğuna işaret eden yukarıdaki hadis gibi Efendimiz`den nakledilen epey bir rivayet bulunmaktadır. Hatta sadece hadis değil ayet de bulunmaktadır; “Şüphesiz inkâr edenler Zikr'i (Kur'an'ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi.” (Kalem 51) Ayette geçen neredeyse seni devirecekleri cümlesinden Allah`ın iradesi olmasaydı müşrikler gözleriyle Peygamber (aleyhissalatu vesselam)`a zarar verecekti manası çıkmaktadır.
Peygamber Efendimiz Selh Bin Cüneyf adlı sahabeyle birlikte Mekke'ye doğru giderken Hurar denilen bir yerde dinlendiler. Sehl (radiyallahu anh) kalkıp yıkandı. Bir başka sahabe olan Âmir Bin Rebia da beyaz tenli ve güzel bir fiziğe sahip olan Sehl'e baktı. Sonrasında Sehl bayılarak yere çakıldı. Sehl Peygamber'e getirilince Nebi (aleyhissalatu vesselam) “Kimden şüpheleniyorsunuz?" diye sordu. Bazı sahabeler “Ey Allah'ın resulü ona Âmir baktı." dedi. Efendimiz de onu çağırarak kendisine kızdı ve dedi ki: “Sizden birisi neden (bakışlarıyla) kardeşini öldürüyor ki? Hoşuna giden bir şeyi gördüğünde niçin Allah'tan bereket dilemiyorsun ki" (Ahmet Bin Hanbel, İmam Malik, Nesaî) Meşhur muhaddislerden Bedruddin El Aynî derki: Göz değmesi haktır ve var olan bir şeydir. Bunu inkâr edenler, gözün diğer beş duyu organ gibi olduğunu ve sadece görmekten ibaret olduğunu iddia eden tabiatçı fırkadan başkası değildir. Hâlbuki sahih olarak varid olan hadisler kendilerini yalanlıyor. (Umdetul Kârî 31/365) El Aynî devam ederek şunları aktarır: İbnu Abdülberr derki: Hadiste geçen “Sizden birisi neden (bakışlarıyla) kardeşini öldürüyor ki?" lafzından göz değmesinin bir çeşit öldürme olduğu ve derecesine göre bazen insanı öldürebildiği anlaşılıyor.
Göz değmesinin ne denli bir fitne olduğu açıktır. Bundan sakınmak için de yine Efendimizin tavsiyelerini dikkate almak gerekir. Zira farkında olarak veya olmayarak her Müslüman bu fiili işleyebilir ya da buna maruz kalabilir. Göz değmesi, bakan kişinin günahkâr olmasına bir vesiledir. Sıhhati tam olarak bilinmemekle birlikte bir hadiste Efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: “Kabir azabı görenlerin üçte biri gözlerinden dolayı görürler" Fakat Cabir (radiyallahu)'ın Efendimizden naklettiği bu hadis sahihtir: Allah'ın kaza ve kaderinden sonra insanları en fazla kendi nefisleri (gözleri) öldürür. (Elbanî) Bir kimse gözleriyle hoşuna giden erkek, kadın, çocuk veya başka bir şey görürse hemen Allah'tan o kimse için bereket dilemeli ve şunları söylemelidir: “Bismillah, Maşaallah, Barekellah Lâ havle kuvvete illâ billah" ya da “Taberakallahu Ehsenul-Xalikin" veya “Allahumme Barik Fihi" demelidir.
Kişi, günlük hayatında daima maddi ve manevi tehlikelerle karşı karşıyadır. Nerde, ne zaman ve hangi sebeple kişinin başına ne geleceği belli olmaz. Müslüman olarak her zaman bu tür tehlikelere hazırlıklı olmalı ve korunma yolları için hadislerinde varid olan dua ve zikirleri dikkate almalıyız. Öncelikle hadis kaynakları ve vird kitaplarında sabah-akşam zikirleri başlığı altında geçen sureler her gün okunmalıdır. Bu surelerin başında birçoğumuzun ezbere bildiği muavvizeteyn sureleri olan Felak ve Nas suresi, İhlas suresi, Ayetül-Kürsî ayetleri gelmektedir. Aynı şekilde hadis kitaplarında geçen me'sur dualar da daima okunmalıdır. Bu duaları için İmam Nevevî'nin El-Ezkâr adlı dua kitabı ve el-Kahtânî'nin Sabah ve Akşam Zikirleri Hisnul-Müslim adlı eserlere bakılabilir.
Nazardan korunmanın bir diğer yolu da kişinin giyim kuşamına dikkat etmesi ve israfa kaçacak şekilde çok şatafatlı ortamlardan ve giysilerden sakınmasıdır. Özellikle düğün merasimleri, göz değmesinin en fazla yaşandığı sosyal ortamlardan biridir. Düğünlerimizi tamamen İslama göre yapmalı, örf, kültür ve değerlerimize ters düşen batı taklitçiliğinden uzak durulmalıdır. Aynı şekilde anneler küçük çocuklarını giydirirken de dikkatli olmalıdır. Zira bebeklere isabet eden hastalıklarda göz değmesinin de etkisi vardır.
Halk arasında meşhur olan nazar boncuğu vb. şeylerin İslamda yeri ve aslı yoktur. Bu boncukların evlere, arabalara, dükkânlara ve çocuklara asılması caiz değildir.