Soğuk kış aylarındayız. Abdest için ayakları yıkamak bazı yerlerde bazı şahıslar için oldukça güç oluyor. Mestler üzerine mesh ruhsatından ise çoğunlukla deri cinsinden mest giyenler veya yetmiş seksen TL`sini su geçirmeyen kalın çoraplara verenler istifade etmektedir. Aynı şekilde mest giymek isteyen bir o kadar kişi de giydiği ayakkabıya uyum sağlamadığından dolayı bu ruhsattan faydalanmamaktadır. Hâlbuki mestin keyfiyetiyle ilgili hadislere ve bu hadislere bina edilen ulemanın görüşlerine bakıldığında bu ruhsattan fazlasıyla istifade edilmesi gerektiği bilgisine ulaşmaktayız.
Çorap üzerine meshetmeyle ilgili Peygamber (aleyhissalatu vesselam)`dan üç hadis rivayet edilmektedir. Sevbân (radiyallahu anh) derki: "Peygamberimiz düşman üzerine bir birlik gönderdi. Soğuktan etkilenen bu birlik geri döndüğünde, Peygamber Efendimize soğuk sebebiyle çektikleri sıkıntıyı şikayet etti. Bunun üzerine Peygamber efendimiz asâib ve tesahîn üzerine mesh etmelerini emretti." (Müsned, Ebu Dâvud, Hâkim) Hadiste geçen asâible başa giyilen sarık vb. bez, tesahînle ise çorap kastedilmektedir. İkinci hadisi ise Muğîre Bin Şu`be rivayet etmektedir. Muğîre (radiyallahu anh) derki: “Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) abdest aldı, çoraplarının ve ayakkabılarının üzerine meshetti.” (Müsned, Ebu Dâvud, Tirmizî, İbnu Mâce) Bu hadisin bir benzerini ise İbnu Mâce, Ebu Musâ El Eş`arî`den rivayet etmektedir.
İbnul Munzîr dokuz sahabenin çorap üzerine mesh ettiğini aktarır. Bunlar; Ali Bin Ebu Tâlib, Ammâr Bin Yâsir, Ebu Mes`ud El Ensârî, Enes Bin Mâlik, İbnu Ömer, Berâ Bin Âzib, Bilâl, Sehl Bin Sa`d ve Ebu Umâme (radiyallahu anhum). (El Evsat 1/462) Bununla birlikte Ebu Dâvud, on üç sahabenin adını çorap üzerine mesh edenler arasında zikreder.
Arapça`da mest huff, çorap ise yine çorap kelimesiyle telaffuz edilmektedir. Mestin deriden, çorabın ise pamuk vb. iplerden oluştuğu açıktır. Bu Türkçede de Arapçada diğer bütün dillerde de böyledir. Peki, sahih hadisler meshi sadece deriden mestlerle özelleştirmezken Hanefi ve Şafiler olarak niçin bu ruhsatı sadece piyasada olan ve giymiş olduğumuz ayakkabılara uyum sağlamayan mestlerle ya da yetmiş seksen TL değerinde olan su geçirmez çoraplarla sınırlandırıyoruz. İmam Şafi ile Ebu Hanife hazretleri “benim görüşüme zıt bir hadisle karşılaştığınızda benim görüşümü bırakıp hadisle amel edin!” sözleriyle talebelerini uyarırken bizlere ne oluyor da sahih rivayetler olduğu halde bu konuda bildiğimiz ve alışkın olduğumuz şey üzerinde ısrar ediyoruz?
Yıllar önce İstanbul`da karşılaştığım benim gibi Şafi mezhebine mensup bir grup Gazzeli, abdest aldığı sırada çoraplarının üzerine mesh ettiler. Ben de kendilerine “Şafi değil misiniz? Neden çorap üzerine mesh yapıyorsunuz?” diye sorduğumda bana “biz Şafiyiz ama çorap üzerine meshetmeyle ilgili sahih hadis bulunmaktadır” deyip konuyla ilgili hadisleri bana okudular. Ben de bunun üzerine “niçin sahih hadis varken Türkiye`de yaşayan müslümanlar olarak bu ruhsatı kendi içimizde daraltarak insanları zorda bırakıyoruz.” diye kendimi sorgulamıştım. Halkımızın, Efendimizin diğer hadisleri gibi bu hadisi bilme hakkı var. Bu hadisi onlardan gizleyerek mensup olduğumuz mezhebe kötülük etmiş sayılmayız. Zaten mezhep imamlarımız bu hadislere rast gelseydi muhakkak bununla amel eder ve öğrencilerine bunu aktarırlardı.
Genel olarak âlimler, kalın olması şartıyla çorap üzerine meshin caiz olduğu hususunda ittifak etmiş gibidir. İlk başta buna fetva vermeyen İmam Ebu Hanife`nin, vefatına yakın bir zamanda bu görüşünden döndüğü rivayet edilmektedir.
Günümüzde bulunan çoraplar üzerine de fazla ince olmadığı sürece mesh edilebilir. Zira eski zamanlarda çorap, altına keçe geçirildikten sonra ayakkabı gibi kullanıldığından mezhep imamları aşırı kalın olma şartını getirmişlerdi. Yusuf El Karadâvî “Asri Fetvalar” isimli kitabında konuyla ilgili dikkat çeken şu bilgileri aktarmaktadır: günümüzdeki çoraplar ince ama yırtılmayacak kadar güçlüdür.. Çorabın üzerinde yürüme şart değildir. Zira günümüzde zaten kimse çorap üzerinde yürümüyor. Bilakis çorap dışarıda ayakkabıyla birlikte giyilmektedir. Benim tercih ettiğim görüş de günümüzde bulunan çoraplar üzerine meshin caiz olduğu yönündedir. Zira bu durum insanlardan meşakkati kaldırarak namaza başlamalarına vesile olur. Zira bazı insanlar sırf bu meşakkatten dolayı namazı terk etmektedir. Öyle ki ben bu fetvayı verdiğimde birçok kişi beni arayıp bu ruhsattan dolayı namaza başladığını duyurdu.
Çorap üzerine meshle ilgili şartlar, fıkıh kitaplarında detaylıca zikredilen mestle ilgili şartlarla aynıdır; kâmil bir abdestten sonra abdestte yıkanması farz olan yere kadar giyilecek, yolcular için üç gün üç gece, mukimler için ise bir gün bir gecedir. Yanlışlıkla dahi olsa çorap, aşık kemiği görünecek şekilde çıkarsa veya yırtılırsa mesh bozulur.