Çocukların isimlerini eksik çağırmanın hükmüyle ilgili bir bacımız sorunu şu şekilde bizlere yazdı;
“Hocam, Türkiye'de yaşayan Müslümanlar olarak dikkat etmediğimiz bir hususu sizlere arz etmek istiyorum. Çocuğuna “Abdüssamed" ismini verdiği halde “Samed" diye veya başında “kul" manasına gelen “abd" kelimesi olan isimleri eksik bırakacak şekilde nidada bulunanlar oluyor. Bunun hükmüyle ilgili beni aydınlatır mısınız?”
Ebu'd Derdâ (radiyallahu anh) tarafından rivayet edilen bir hadiste Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurmaktadır: Kıyamet günü sizler adınız ve babalarınızın adıyla çağrılacaksınız. Bu sebeple isimlerinizi güzelleştiriniz."(Ebu Dâvud, Dârimî, Müsned)
Yeni doğan çocukların, velileri üzerindeki haklarından biri de kendilerine güzel bir isim seçmeleridir. Muhakkak ki isimlerin en güzelleri hadisi şeriflerde geçtiği gibi Abdullah ve Abdurrahman'dır.
Allah'u Teâla`nın isim ve sıfatlarından bazıları sadece kendisine özeldir. Kullardan herhangi birinin bunlarla isimlendirilmesi veya sıfatlanması caiz değildir. Diğer bazı isim ve sıfatları ise kendisiyle birlikte bazı kulları için de kullanılabilir.
Allah`a has olan “Allah, Rabb, Samed, Kuddûs, Hâlık ve Rahman” gibi isimleri, عبد/abd lafzıyla terkip etmeden okumak caiz değildir. Adı Abdüssamed olan birine sadece Samed diyerek hitapta bulunulmaz. Bir kimse bunu kendisine alışkanlık haline getirmişse, geciktirmeden bu alışkanlığını terk etmelidir. Aynı şekilde bu isimle müsemma olan biri, kendisine sadece “Samed” diye hitap edenleri uyarmalıdır. Bu nidada bulunan kimse, manasını murad ederek söylerse, Allah`a şirk koşmuş olur. Çünkü Allah`ın kendisine özel isim ve sıfatların, bir başkası için kullanılması şirktir.
Bunun dışında kalan Raûf, Rahîm, Semî`, Basîr, Hâdî, Hayy, Kerîm ve Ğanî gibi isimleri, beşere vermekte bir beis yoktur. Ancak bunların da Eliflam (ال)`lı şekilde telaffuz edilmemesi gerekir. Çünkü bu şekildeki hali sadece Allah`u Teâlâ`ya hastır. Ayrıca insanlar için kullanılabilen bu isimlerin “abd” lafzıyla terkip edilmesi veya edilmemesi caizdir.
Reklam Sitelerine Tıklayarak Para Kazanma
“Hocam son yıllarda meşhur olan bir çeşit para kazanma yöntemi var. IP adresimizi bir şirkete kiralayıp günün belirli saatlerinde bilgisayarımızı açık tutuyoruz. Veya belirli reklamlara sürekli tıklıyoruz. Onlar da bunun karşılığında bizlere para veriyor. Şöyle ki bu kazançta şüpheli olarak gördüğümüz iki husus var; birincisi, bu şirkete her üye kazandırdığımızda bizlere ek ücret veriliyor. İkincisi, bu şirkete üye olurken birkaç bin TL para yatırılıyor. Bu şekilde kazanç elde den biri günahkâr sayılır mı?”
Son dönemlerde sanal ortamlarda çeşitli isimlerle meşhur olan ve sitelerinde yer alan reklamlara tıklayarak elde edilen gelirlerin helal olup olmayışıyla ilgili bakılır; eğer reklamlar haram içeriklerden oluşmuyorsa, satışı haram olan malların reklamı değilse ve bahis gibi kumar içerikli haramların yaygınlaşmasına vesile olunmuyorsa, kişinin yaptığı bu gayretten dolayı elde ettiği para kendisine helaldir. Zira ortada bir gayret ve bu gayret neticesinde elde edilen hizmet bedeli vardır.
Siteye üye kazandırdığı için ek ücret alma meselesine gelince; bu kimsenin üye kazandırdığı için aldığı para şirket tarafından hediye veya prim olarak veriliyorsa ve yeni üyelerin kendi çaba ve gayretlerinin semeresini, ilk kişi yemiyorsa, bunda da bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak sonraki üyelerin çaba ve gayretlerinin kazancını ilk kimse elde ediyorsa, bu haksız kazanç mesabesindedir.
Konuyla ilgili bir diğer önemli husus ise şudur; bu şekilde para kazanmak isteyenlerin, ilk önce şirkete belli miktarda para yatırması şart koşulmaktadır. Bu paranın ne için yatırıldığı şeffaf bir şekilde açıklanmalıdır. Çünkü binlerce üyesi bulunan bu şirketlere yatırılan paralar, azımsanmayacak miktarda kendilerine fon imkânı sağlamaktadır. Olur da şirketin asıl amacı bilgisayar üzerinden para kazandırmak değil de yatırılan bu paraları haram kazançlarla değerlendirip bunun kârını üyelerine vermekse, Müslüman kimsenin hiçbir şekilde buna vesile olmaması gerekir.