Diyar-ı Bekir, Diyar-ı Muhammed oldu. Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın üç yıl aradan sonra tekrardan düzenlediği Mevlid-i Nebi etkinliği Diyarbakır Nevruz Meydanında büyük bir coşku seli ile kutlandı. Geçtiğimiz yıllarda koronavirüs salgını dolayısıyla düzenlenemeyen kutlu doğum etkinliğinin burukluğunu yaşayan Müslümanlar, bu yılki organizasyona büyük bir aşk ve heyecanla katıldı. Yüreklerinde iman aşkı, Hz. Muhammed aşkı dolup taşan Müslümanlar, Türkiye’nin tüm coğrafyalarından ve neredeyse tüm illerinden bu organizasyona akın etti.
Meydana gelen tüm yollar en az bir kilometrelik uzaklıkta araç girişine kapatılmış ve insanlar araçlarından inerek meydana doğu büyük bir heyecanla yürüyüşe koyuluyordu. Araçların girmediği geniş yolları insan kalabalıkları doldurmuştu. Ellerinde tevhid bayrakları dillerinde tekbirler ve salavatlarla sanki o meydana Peygamber Efendimiz gelmiş de O’nu görmeye gidercesine bir heyecanla akın akın meydana ilerliyordular. Sanki o meydanda onları Peygamber Efendimiz bekliyormuşçasına büyük bir coşku ve aşk ile en önlerden yer kapmak için hızla ilerliyordular.
7’den 70’e değil, beşikteki bebekten, bastonuyla zor yürüyen beli bükülmüş ihtiyarlara kadar herkes bu meydandaydı. Engelliler engellerinin kendilerini durdurmasına izin vermemiş, tekerlekli sandalyeleriyle güç bir yolculuğa koyulmuş ve nihayetinde o kutlu sevdada yerini almıştı.
Meydan özenle hazırlanmış ve dört bir tarafında önemli mesajlar yerleştirilmişti. Platforma büyük yazı puntoları ile Allah (Celle Cellaluhü) ve Hazreti Muhammed (Salallahu Aleyhi Vessellem) yazıları ve vakfın bu yıl ki ‘En Güzel Örnek Hazreti Muhammed’ temasının yer aldığı brandalar asıldı. Etkinlik alanına Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın bayraklarının yanı sıra 6-8 Ekim'de insanlıktan nasibini almamış PKK’lı yamyamlar tarafından şehid edilen Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Hasan Gökgöz, Riyad Güneş, Turan Yavaş, Cumali Güneş ve Aytaç Baran'ın fotoğrafları asıldı.
Meydanın görünen kısmında yüz binler ellerinde tevhid bayraklarıyla platformdaki coşkuya eşlik ediyor ve ilahilerle, ezgilerle adeta kendinden geçiyordu. Öte taraftan meydanın gerisinde kalan, meydanlara sığmayan, kadrajlara sığmayan, kameraların göremediği piknik alanlarında ise yine yüz binlerce insan bu kutlu sevdadan nasibini almak için yerini almıştı. Platformu ve konuşmacıları göremiyordular ama yine de kendilerine ulaşan ilahi ve ezgi sesleri ile onlar da bu muhteşem havayı soluyordu.
Etkinliğin yurt dışından çok sayıda misafiri vardı. Filistin, Irak, Mısır, Eritre, Suriye, Libya, Almanya, İngiltere, Makedonya, Burundi ve daha birçok ülkeden hareket liderleri, kanaat önderleri, araştırmacı ve yazarlar da programa iştirak etmişti. Katılımcı misafirlerin isimleri okununca en çok dikkatimi çeken Filistinli misafirler takdim edilirken meydandan yükselen sloganlar tüm Diyarbakır’ı sardı adeta. Filistin ismini duyan meydandaki yüz binler hep bir ağızdan ‘kahrolsun israil’ sloganları ile siyoniste önemli ve güçlü bir mesaj verdi. Filistinlilerin yalnız olmadığını, Müslümanların her yerde ve elindeki tüm güçle Filistinlilerin yanında olduğunu haykırdılar.
Ve bu meydandan bir kez daha önemli bir mesaj verildi… Diyarbakır’dan tüm Türkiye’ye bu coğrafya insanının Müslüman olduğu ve Müslümanların hiçbir beşerî ideolojik dayatmaya boyun eğmeyeceği deklare edildi. Komünist çetelere ve emperyalist uşaklarının her türlü dayatmalarına, sindirmelerine inat Müslümanlar, inancına ve Peygamberine sahip çıkıyor, çıkacak mesajını verdiler. Bu mücadelenin karşılığında şehadet, zindan ve muhaceret olsa dahi…