Son günlerde Müslümanlar olarak büyük bir sınav veriyoruz. Birbirimize güven konusunda… Müslüman’ın Müslümandan emin olması konusunda… Fasıktan gelen haberin doğruluğunu araştırma konusunda… Öyle ya Rabbimiz bizi bu konuda Hucurat Suresi 6. Ayet ile şöyle uyarmıştı; “Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.”
Bu ülkede her zaman ve her fırsatta İslam’a diş bileyenler, kin kusanlar, düşmanlıkta yarışanlar yine bir olup üzerimize geliyorlar. Bu defa çok ileri gittiler, ileri gitmeye de devam ediyorlar… Ağızlarından akan salyalarla her türlü yalanı, iftirayı, her türlü çamuru üzerimize atmaya çalışıyorlar. Söylediklerinin yalan olduğunu bildikleri halde çok ateşli bir şekilde bu yalanı savunmayı sürdürüyorlar.
Tarihin her döneminde olduğu gibi yine bu günlerde de küfür birleşmiş ve topyekûn Müslümanlara karşı saldırıya geçmiş durumda. Ortaya atılan bir gelinlikli çocuk resmi üzerinden Müslümanlara; her türlü yalan, iftira ve alçakça iddialar üzerinden saldırıyorlar. Müfterinin birinin ortaya attığı bir iddia üzerinden tüm müfteriler, tüm İslam düşmanları mal bulmuş mağribi gibi saldırıya geçti. Öyle bir hararetli, öyle bir birlik içinde hareket ediyorlar ki onların bir iddiasına karşılık ortaya çıkan tüm hakikatler kör kalıyor, tüm gerçekler örtülüyor, sadece yalanlar, iftiralar ortalığı kasıp kavuruyor.
Bu yalan ve iftiralarla sadece kendi cenahlarını kandırmakla da yetinmiyor, biz Müslümanları da aldatıyorlar. Haberin geldiği kaynağı, kime hizmet ettiğini dahi göremeyen bazı saf gönüller, Müslümanlar da bu algıya kurban oluyorlar. Bu Müslümanlar bu alçakça iftira ve yalanlar karşısında ya suskun kalıyorlar ya da atılan bu iftira çamurunun içinde buluyor kendini…
Bugünlerde sözde namus bekçiliğine soyunanların, ahlak ve haysiyet üzerinden prim yapmaya çalışanların, geçmişlerine bakmadan, kim olduklarına bakmadan aldanıyoruz. Oysa en büyük namussuz da en büyük ahlaksız da onlar…
Kutsallarımıza saldırmaktan geri durmayan, her türlü fırsatta inancımıza, değerlerimize saldıran bu güruhun aslında en büyük iftiracılar, ahlaksızlar, alçaklar olduklarını bilmeliydik… En büyük namussuzluğu yapan bu güruhun derdinin ne bir kız çocuğu olduğunu ne de ona sahip çıkmak olmadığını en başta biz bilmeliydik. Bu oyuna en başta bizler gelmemeliydik… Ama şimdi uyanmanın ve bu alçaklara karşı, bu alçakça saldırılara karşı hep beraber mücadele etmenin zamanı…
Aile kavramına savaş açan, Allah’ın haram kıldığı ilişkileri en hararetli şekilde savunan, her türlü sapkın ilişkiyi onaylayan bu haysiyet cellatlarına karşı birlik olmanın zamanı… Erkek çocukları daha küçük yaşlardan kız gibi, kız çocuklarını da yine küçük yaşlardan itibaren erkek gibi yetiştirmeye çalışan, neslimizi ifsat etmeye çalışanlara karşı birlik olmanın zamanı… Daha küçük yaşlardaki kızlarımızı, TV ekranlarında, sahnelerde ‘özgürlük, medeniyet’ yalanı adı altında ortaya çıkaranlara dur demenin zamanı…
Bugün küçük yaşta evlendirildiği iddia edilen kıza sahip çıkanlardan bir kısmının aslında çocuklarımızı, gencecik kızlarımızı dağdaki yamyamlara peşkeş çekenler olduğunu bilerek, bugün haysiyet ve namus naraları atanların en büyük namussuzlar olduklarının bilinciyle bu saldırılara karşı durmak tüm Müslümanların yüklenmesi gereken önemli bir görevdir.
Bu alçakça iftiralara karşı, bu İslam düşmanlarına karşı Rabbimizden gelen mesaja bakıp ona göre hareket edelim… “Bu iftirayı işittiğiniz zaman, iman eden erkek ve kadınlar, kendi (din kardeş)leri hakkında iyi zan besleyip de “Bu, apaçık bir iftiradır” deselerdi ya!” (Nur Suresi 12. Ayet)