Allah’ın verdiği canı, malı Allah yolunda bağışlayarak cennete erişmek. O’nun verdiği emaneti O’nun yolunda harcamak, canı ve malı O’na satarak cennet satın almak… Ne büyük bir cömertlik ne büyük bir rahmet… Bizleri hem en güzel şekilde, insan olarak yaratıp, her türlü nimeti emrimize amade kılan ve yine bu emanetini de cennet karşılığında bizden satın alan yaratıcı…

 

Merhameti ve cömertliği çok geniş olan Yüce Rabbimiz bir ayeti kerimede şöyle buyurmuştur; "Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır..." (Tevbe 111)

 

İşte bu Mü’minlerden biri, sahabeler içinde pek de ismini duymadığımız ama Allah ve Peygamberi ile cennet karşılığında ticaret yapmış, fedakâr ve teslimiyet abidesi bir Mü’minden bahsedeceğiz bugün sizlere…

 

Ebu Dahdâh … Gökyüzündeki yıldızlardan bir yıldız, Cennetten bahçeler sahibi, Uhud şehitlerinden bir şehit… Ailece İslam davası uğruna çalışmış, bedeller ödemiş ve karşılığında cennet satın alarak Rahmeti Rahmana erişmiş bir sahabe ve ailesi…

 

İslam’a çokça hizmet vermiş Ebu Dahdâh’ın başından geçen bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. İçerisinde yetimi koruma, sahip çıkma olan bir olay… İçerisinde fedakarlık ve cömertlik olan bir olay… İçerisinde kadının teslimiyeti ve adanmışlığı olan bir olay…

 

Olay Medine’de geçiyor. Bir gün mescitte oturan Peygamber Efendimize bir yetim gelir. Bahçesinin etrafını çevirmek istediğini, bir duvar örmek istediğini ancak komşusunun bir hurma ağacının bu çevrili alan içinde kaldığını bu yüzden bunu geçekleştiremediğini anlatır. Peygamber Efendimizden mal sahibi ile konuşmasını ve bu hurma ağacını kendisi için almasını rica eder.

 

Peygamber Efendimiz o ağaç sahibini çağırır ve yetimin istediği o bir hurma ağacını kendisine bağışlamasını ister. Cennetten bu hurma ağacına karşılık bir hurma ağacı verileceği söylense de adam razı olmaz. Bu olayı izleyen Ebu Dahdâh, bir hurma ağacına karşılık cennetten bir ağaç verileceğini duyunca hemen adamın peşinden giderek o ağacı satın almak ister. Adama bu ağacı karşılığında bahçesini teklif eder. Adam da ‘bahçendeki kaç ağaca karşılık bu ağacı istiyorsun?’ deyince Ebu Dahdâh hemen cevaplamış; ‘Birkaç ağaca karşılık değil tüm bahçeme karşılık bu ağacı senden istiyorum’ der. Bu ticarete çok şaşırsa da adam ikna olur ve o ağacı ona satar.

 

Ebu Dahdâh, Medine’nin en büyük ve en güzel bahçelerinden bir bahçeyi, içerisinde 600 hurma ağacı bulunan bir bahçeyi bir hurma ağacına karşılık verir ve Peygamber Efendimize gelir.

 

Peygamber Efendimize sabah söylediği ‘Cennetten bu hurma ağacına karşılık bir hurma ağacı verileceği’ anlaşmasının hala geçerli olup olmadığını sorar; Peygamber Efendimiz de anlaşmanın hala geçerli olduğunu söyler. Bunun üzerine Ebu Dahdâh, ‘ben o ağacı o çocuk için satın aldım size bağışlıyorum Ya Resulullah’ demiş. Peygamberimiz çok duygulanmış ve yanındaki ashabına dönerek Ebu Dahdâh için, ‘cennette ne bahçeler ne dallar kazandı’ demiş.

 

Ebu Dahdâh daha sonra Peygamber Efendimizin yanından ayrılarak bahçesine gitmiş ve ailesinin yanına varmış. Eşine seslenerek, “Ey Ümmü Dahdâh bu bahçeden çıkın. Ben bu bahçeyi Allah ve Resulüne cennetten bahçe karşılığında sattım.” Bunu duyan hanımı ise “Ey Ebu Dahdâh! Çok kârlı bir alışveriş yapmışsın! Allah alışverişini mübârek kılsın.” diyerek eteğinde topladığı hurmaları dahi dökerek o bahçeden çıkar.

 

İşte teslimiyet, işte adanmışlık… Ailece Allah’a ve Peygamberine iman etmiş fedakâr ve cefakâr bir aile… Rabbim bizlere de bu fedakârlık ve adanmışlıktan nasip etsin İnşallah.