Siyasetlerini faşistliğin, ırkçılığın temelleri üzerine kuranlara dur demek için daha kaç can vermemiz gerekiyor. Yıllardır kendilerine kucak açtığımız, ensar olduğumuz, kardeş dediğimiz canların bir bir katledilmesinin önüne ne zaman geçeceğiz.
Gün geçmiyor ki ülkemin bir köşesinde bir mülteciye saldırı haberiyle uyanmayalım. Her geçen gün daha da kötüye giden ırkçılık ve faşistlik dalgası kardeş dediklerimizi bir bir alıyor bizlerden. Savaşın en acımasızından, en kirlisinden kaçarak bize sığındılar. Ancak geldiğimiz noktada ‘ölseydik de bu duruma düşmeseydik’ dedirtiyoruz onlara.
Tüm siyasetini mülteci düşmanlığı üzerine bina eden bir parti ve başkanının kışkırtmaları, yalanları, iftiraları mültecileri her geçen gün daha da zor duruma düşürüyor. Birçok konuştuğu yalan, birçok söylediği iftira çıksa da çoğu zaman attığı çamurun izi kalmıştır. Söylemleriyle kandan beslenen vampir faşistleri dolduruşa getirip mazlum mültecilerin üzerine salmaktan öteye bir siyaset gütmüyor.
Yıllardır ülkemizde zorluk içinde de olsa huzurlu, can güvenliğinden emin bir şekilde yaşayan mülteciler, son dönemlerde bu partinin güttüğü kirli siyaset yüzünden diken üstünde yaşamaya mahkum ediliyor. İnsanımızın beğenmediği en zorlu işlere koştular, en ağır yüklerin altına girdiler ancak sanki birilerinin ekmeğiyle oynadılar, birilerinin işini elinden aldılar gibi yansıtıldı.
Bu ırkçı faşistlerin son kurbanı Sherifi El Ahmed oldu. Daha gencecik 22 yaşında bir delikanlı. İstanbul Bağcılar'da bir bodrum katında 2 arkadaşıyla beraber zorlu bir hayat mücadelesi veriyorlardı. İnşaat işçisi gençler en zor işlerde çalışarak, alın teri dökerek ailelerine para gönderiyordu. Önceki gece insanlıktan nasibini almamış birkaç kişi pencerelerinin önüne gelerek pencereye vurmaya, küfretmeye başladı. Kapı pencere vurup küfreden güruh Suriyeli gençlerin dışarı çıkmamasıyla gittiler. Birkaç dakika sonra yine pencerenin önüne gelen faşist saldırganlar, Suriyeli gençlere hakaret etmeye, küfretmeye başladılar.
Hakaret ve saldırılara daha fazla dayanamayan Suriyeli gençlerden Sherifi El Ahmed, kapının önüne çıktı. Ahmed’in kapının önüne çıkmasıyla dışarıdaki saldırganlardan birinin silahını ateşlemesi bir oldu. Saldırgan, Ahmed’i hem kafasından hem de ayağından vurarak yanındaki arkadaşlarıyla beraber olay yerinden kaçtı. Kanlar içinde yere yığılan Ahmed, yurdundan, evinden kilometrelerce ötede, ailesinden uzak, mazlum bir şekilde sokak ortasında can verdi.
Sosyal medyada yazılanlara göre Ahmed nişanlıydı ve birkaç ay içinde düğünü olacaktı. Faşist saldırganlar, Ahmed’in hayallerini ve umutlarını yok ettiler. Ailesine dayanılması zor bir acı bıraktılar.
Ahmed WhatsApp'taki durumunda son olarak “Yarın benim toprağım yeşil olacak, dikenlerin yerine güller ve laleler göreceksin” mesajını paylaşmıştı…
Bu tür saldırıların neredeyse olağan hale geldiği bu günlerde bu faşist saldırıların önüne geçilmesi için daha ne bekleniyor. Birkaç oy daha fazla kapmanın peşindeki bu kirli siyaset sahiplerine dur denilmesi için daha kaç can vermemiz gerekiyor. Bu kirli siyasete, bu kutuplaştırıcı, bölücü ve saldırgan dilin değişmesi için daha ne kadar suskun kalınacak. Bir yandan onlar bizim kardeşlerimiz deyip kucak açacağız bir yandan da içimizden olanların onlara saldırılarına göz mü yumacağız?
Hükümetin bir an önce bu kirli siyaset sahiplerine dur demesi gerekiyor. Bu saldırıların önüne geçilmemesi durumunda Allah muhafaza daha çok canları kaybedebiliriz…