Irak Kürdistan Yönetimi Bağımsızlık Referandumu için tarih olarak Ağustos ayını gösterdi.

Görünen o ki, Irak`taki bütün siyasi partiler Bağımsızlığa tam destek veriyor. Hadi hayırlısı…

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Dünyanın neresinde olursa olsun herkes kendi tercihinde serbesttir. İsterse kanton, ister birleşik cumhuriyetler ve isterse müstemleke kalmayı tercih etsin. Herkesin kararına saygı duyulmalı.

Dolayısıyla Irak Kürdistanı da Bağımsızlık istiyorsa sadece komşu ülkeler değil, tüm dünya buna saygı duymalı.

İskoçya “Bağımsızlık” istediğinde herkes buna saygı duyuyorsa o zaman Irak Kürdistanı da en az o kadar saygıyı hak ediyor.

Kaldı ki Irak Kürdistan Bölgesi zamanında çok zulümler gördü. Örneğin, Halepçe Katliamı herkesin hafızalarında tazeliğini koruyor ve defalarca soykırımdan geçirildiğini dünya alem herkes biliyor. Bütün bunlar dahi “Bağımsızlık” isteklerini haklı gösteren gerekçeler.

Şimdi gelelim Türkiye yansımalarına…

Türkiye her ne kadar görüntüde karşı çıksa da kendi geleceği açısından Irak Kürdistanı`nın Bağımsızlık talebini destekleyecektir diye düşünüyorum.

Milliyetçi bakış açısıyla kamuoyunda infial oluşturmak isteyenlerin hedefine ulaşmaması için hükümetin dolaylı olarak “bağımsızlığı” destekleyeceğini öngörüyorum.

Çünkü Türkiye, Ortadoğu denilen kardeş ülkeler olan İslam Coğrafyasında yalnızlaştırılmak isteniyor. 2 yüzyıl önce oynanan oyunlar ve şeytani planlar hala devam ediyor.

Bu yüzden Türkiye milliyetçi duygularla hareket edip tarihi hataya düşmemeli.

Unutulmamalı ki, Ortadoğu Coğrafyasında Türkiye`nin en iyi ve yakın müttefiki Irak Kürdistan Bölgesidir. Aynı zamanda Kürtlerin de en yakın müttefiki Türkiye`dir. Kaldı ki şu an bölgede Türkiye`ye yakınlığı ve dostluğu konusunda Barzani Yönetimi hakkında kimsenin en ufak bir şüphesi yoktur. Zaman zaman Irak ile oluşan gerginlik Barzani`nin desteği ile yumuşatılması bunun göstergesidir.

Türkiye 90`lı yıllarda düştüğü hataya tekrar düşmemelidir.       

Eğer Türkiye o zaman Irak Kürdistanı`nın bağımsızlığı için gerekli desteği verseydi bugün durum sıkışmışlığın tam tersine Türkiye`nin lehine çok farklı şekillenirdi. Dış güçlerin komşu ülkeleri Türkiye aleyhinde kullanma konusunda elleri çok çok zayıflayacaktı.

Devletler duygusallıkla yönetilemez, ancak ve ancak doğru akılla ve ferasetle yönetilir.

Türkiye`nin geleceği açısından bakıldığında Bağımsız Kürdistan bir artıdır. Hatta bağımsızlıktan sonra da Kürdistan`ın Türkiye ile birleşmek istemesi ihtimali de gözden kaçırılmamalıdır. Bir hayal gibi gözükebilir belki ama olmaz diye bir şey de yok.

Yani Misak-ı Milli sınırlarının daha geniş halini düşünün. Üzerine bir de Suriye Kürdistan Bölgesini de ekleyin. Gerisini varın siz düşünün…

Bu tarihi dönüm noktasında bakalım Türkiye nasıl bir politika izleyecek.

Görelim Mevlâm Neyler,

Neylerse Güzel Eyler…